Çin'deki "kedi köleleri"

2023-08-28 18:43:38

“İstanbul'un Kedileri: Kentin Gediklileri" başlıklı metinde belirtildiği üzere, bu şehirde kediler sadece sokaklarda yaşayan varlıklar değil, aynı zamanda tarihinin bir parçasıdırlar. Aynı zamanda, tarihlerinin ağırlığını üzerlerinde taşıyan bu özel sakinler, incecik patileri, zarif hareketleri ve tüylerindeki desenlerle sanki bir ressamın eseridirler. Sokakların çeşitli renklerinden ilham alarak kendilerini gösterirler; kahverenginin derin tonlarından sarının ışıltılı tonlarına, siyahın asaletinden beyazın saflığına kadar uzanan bir renk paletinde dans ederler.

Diğer yandan, İstanbul'daki bu özel ilgiye paralel olarak, Çin'de tarihsel olarak kedilere büyük bir sevgi vardır. Günümüzde kedi besleyen birçok Çinli, kendilerini "kedi kölesi" olarak adlandırır. Bunun nedeni, kedi sahiplerinin zamanla kedilerine çok bağlanmasıdır, yani kedileri hayatlarının merkezine koyarlar. İşleri, günlük yaşamları ve sosyal etkileşimleri, tamamen kedileri etrafında döner.

Kedi kölesinin cep telefonunda sadece kediler var

Çağdaş insan için cep telefonu vazgeçilmezdir; fakat bir “kedi kölesi”nin telefonu adeta kedi tarafından ele geçirilmiştir. Telefonu kedi fotoğrafları ve videolarıyla doludur. Nadiren çekilen “selfie”ler bile kediyle birlikte çekilmiştir. WeChat profil fotoğrafında kedisinin ve sosyal medyada en popüler kedi fotoğraflarını kullanır. Yaptığı paylaşımların içeriği ne olursa olsun, mutlaka bir yerde kedisinin fotoğrafı bulunur. Kedi temalı en az 5 sohbet grubunun üyesidir ve diğer gruplarda da sıklıkla kedisinden bahseder.

“Kedi kölesi” kendi tüketim alışkanlıklarını kısıtlarken, kedisinin konforunu ön planda tutar. Kendi yemeği için en uygun fiyatı araştırmak için birçok platformu karşılaştırırken, kedisine en kaliteli ithal mamaları alır. Kedisinin rahatı için akıllı su dağıtıcıları, otomatik yemek makineleri, güvenlik kameraları ve otomatik kedi tuvaletleri gibi ürünleri tercih eder. Evdeki mobilyalar ve dekorasyon, genellikle Bohem tarzında seçilir.

Bir “kedi kölesi”nin sosyal etkileşimlerde bazen çekingen davrandığı gözlemlenir. Ancak kedisinden bahsederken gözle görülür bir heyecanla dolup taşar ve konuşmasına ara sıra miyavlamalar ekler. En az 30 kedi blogunu takip eder ve fenomen olan kediler hakkında her detayı bilir.

“Kedi kölesi”, kedisi olmayan arkadaşlarını da bu dünyaya dâhil etmeye çalışır. Arkadaşının doğum gününü unutabilir ama kedisinin doğum gününü asla atlamaz. Çalışmasının asıl amacı, kedisini daha iyi şartlarda yaşatmaktır. Zamanla kendini kedisine adar ve hayatının merkezine onu koyar.

 Çin tarihindeki “kedi köleleri”

Çinlilerin kedi sevgisi aslında oldukça eskiye dayanmaktadır. Tarihi kayıtlarda yer bulan ilk kedi meraklısı Tang Hanedanı (618-907) döneminden Zhang Tuan'dır. İlk kedi biyografisini Sima Guang kaleme almıştır, fakat en ünlü kedi hayranı olarak bilinen şair Lu You'dur.

Kediler, Güney ve Kuzey Hanedanları (420-589) döneminde Çin'e giriş yaptılar. Ancak Tang Hanedanı'nın son dönemine kadar tam anlamıyla sevilmemiş, hatta bazı dönemlerde onlara karşı bir antipati oluşmuştur. Ancak, Tang Hanedanı'nın son dönemlerinde evcil kediye olan yaklaşım olumlu bir değişiklik göstermiştir.

Zhang Tuan, birçok kediyi beslemiş ve bunlardan yedi tanesi özel olarak değerliymiş, hatta her birinin ismi bile varmış. Tarihi kaynaklara göre, Zhang Tuan'ın kedileri birçok farklı renkteymiş. Yüksek rütbeli bir memur olan Zhang Tuan evine döndüğünde tüm kedileri onu kapıda karşılar ve etrafında dolanırlarmış. Öyle ki Tuan'ın evinde kedilere özel, yeşil perdelerle ayrılmış bir alan bile varmış. Zhang Tuan'ın bu kedi sevgisi sayesinde, Çin'de kedilere olan yaklaşım değişmiş ve kedilerin sevildiği bir dönem başlamıştır.

"Zizhi Tongjian", Sima Guang (1019-1086) tarafından Kuzey Song döneminde derlenen önemli bir tarih kitabıdır. Sima Guang, iki kedisi için ayrıntılı bir biyografi yazmıştır. Bu biyografide, Sima, kedilere olan sevgi ve saygısını dile getirmiştir. Ona göre, kedilerin de insana özgü olan iyilik ve doğruluk duyguları vardır. Miaoshu adında bir kedisinin sadakati ve hoşgörüsü metinde özellikle vurgulanmıştır. Ayrıca Shanbin adında bir kedisi daha vardı, bu kedi sadakatiyle dikkat çekiyordu.

Song ve Yuan hanedanları dönemlerinde kediyle ilgili birçok şiir yazılmıştır. Özellikle Tang döneminin aksine, Song döneminde kedilere olan sevgi şiirlerde sıkça yer almıştır. Ünlü şair ve ilk “kedi kölesi” olarak bilinen Lu You “4 Kasım, şiddetli rüzgarlı ve yağmurlu bir gün” başlıklı bir şiir yazmıştır;

Rüzgar nehirler üzerinde eserken yağmur köyü karanlıkta bırakıyor.

Etraftaki dağlarda rüzgar sesi duyulurken nehirler dalgalanıyor.

Nehir kıyısından odunun yaktığı ateş ve keçe sımsıcak tutuyor.

Ben ve kedim dışarıya çıkmayacağız.

Lu You’nun Xue’er adlı bir kedisi var. Lu, bembeyaz tüylü kedisinin önceki hayatta kendisinin hizmetçisi olduğu ve kendine eşlik etmek için bu hayata döndüğü şakasını yaptı ve Xue’er adlı şiir yazdı:

Kaplan gibi ancak ağaca tırmanır.

Yavru at gibi ancak araba çekmez.

Sadece farelerin barınağını temizler.

Balığımı yemeyi istemez.

Sıkça naneli içki içerken tatlılığına bayılırım.

Halıda her gece onun ısısı kalır.

O, önceki hayatımda bir hizmetçimdi,

Bu dünyaya bu dağlık köyde bana eşlik etmek için geldi.

Lu You’nun Pembe Burun ve Küçük Kaplan adlı 2 kedisi daha vardı ve onlar için de şiirler yazıldı. Yazdığı diğer şiirlerde bazen kitapları korumalarını överken bazen kediye olan sevgisi dile getiriliyor. Bazen de kedilerin boş kalmasını eleştirmek suretiyle çalışmayı bilmeyen devlet memurları eleştirdi. Kedilerle kendi ayaklarını ısıtan Lu You, kedilerini ruh eşi olarak gördü. Bugüne en çok şiir bırakan şair Lu You, toplam 25 kedi konulu şiir yazdı, seyahate kedisiyle birlikte çıkardı. Eğer siz de kedileri seviyorsanız, onların hikayeleri ve anıları bizimle paylaşır mısınız?