Xinjiang’da Tunç Çağı çobanlarının mevsimsel göç rotaları tespit edildi
Uzmanlar, Tunç Çağı’nda Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nin Börtala Moğol Özerk İli’ndeki Börtala Nehri havzasında yaşayan sakinlerin ilkbaharın soğuğunda ata binerek, sığır ve koyun sürüsüyle birlikte kış ovalarından bahar ovalarına, sonbahardan sonra ise, sonbahar ovalarından kış ovalarına göç ederek göçebe bir yaşam sürdürdüklerini belirtiyor.
Adonjoru mezarlığı kalıntılarının havadan görüntüsü
Çin Sosyal Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü Sınır Etnik Arkeoloji Araştırma Ofisi Müdürü Cong Dexin, Bortala Nehri havzasında yürüttüğü araştırma çalışmalarını 14 Ağustos’ta tamamlamasının ardından, gazetecilerle yaptığı açıklamada şu bilgileri verdi:
“Adonjoru mezarlığı kalıntılarında yapılan arkeolojik kazılar ve Bortala Nehri havzasındaki sistematik saha çalışmaları sayesinde, 3500-4000 yıl önceki zaman diliminde, bu havzada ve hatta çevresindeki alanlarda mevsimsel göç rotaların bulunduğu keşif edildi. Bu, Adonjoru arkeolojik kültürel çalışmalarının sembol nitelikli sonuçlardan biri. Tanrı Dağları’nın batı bölgesinde keşfedilen Tunç Çağı arkeolojik kültürü ile tarihin gelişim modeli birleştirildiğinde, hepsi birleşik çok uluslu Çin’in oluşumu ve gelişim sürecini yorumlamak için önemli kanıtlar sunuyor ve bölgeler arası temas ve entegrasyon eğilimini gözler önüne seriyor.”
Cong Dexin, Adonjoru kalıntıları ve mezarlığındaki kazı bölgesindeki inceleme sırasında
Adonjoru mezarlığı kalıntıları Arşan ilçesinin batısına yaklaşık 41 kilometre uzaklığındaki Alatao Dağı’nın güney eteğinde yer alıyor. 2012-2016 yıllarında, Çin Sosyal Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü burada üst üste beş yıllık bir süreyle arkeolojik kazı çalışmaları yürüttü ve bu kalıntılar 2012’de Çin’in On Büyük Yeni Arkeolojik Keşfi seçildi. Cong Dexin bu arkeolojik projenin yöneticisi görevini üstlendi.
Cong Dexin, Adonjoru mezarlığı kalıntıları ile ilgili şunları söyledi: “Adonjoru mezarlığı kalıntıları, son yıllarda Xinjiang’da keşfedilen ve M.Ö. 17. ve 19. yüzyıllara ait Tunç Çağı’nın ilk dönemleri kalıntılarıyla ilgili bilgi eksikliğinin tamamlanmasını sağlayan ve Tanrı Dağları bölgesindeki Tunç Çağı kalıntılarının gerçek durumunun keşfedilmesi için bir dizi yeni bilimsel veri sağlayan önemli bir kalıntıdır.”
Cong Dexin ayrıca, Adonjoru’daki konutların dağılım tarzı, yapısı, konumu ve diğer özelliklerinin, hayvancılık yaşamının önemli özelliklerini yanısttığını ve tüm bunların yerel etnoloji ve sosyoloji araştırmalarıyla birleştirildiğinde, bunun şimdiki çobanların tercihleriyle benzerliği olduğunu belirtti.
Adonjoru mezarlığı kalıntıları
Cong Dexin konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla tahmin yürütücek olursak, halihazırda çobanlar yılın dört mevsiminde değişik otlaklar arasında mekik dokurlar, bu göç biçimi belki o dönemlerde Xinjiang’da oluşmuş olabilir, en azından Börtala Nehri havzasında, yürütülen arkeolojik çalışmalarla ortaya çıkmış olabileceği sonucuna varıyoruz.”
Modern bilimsel ve teknolojik araçların güçlü desteğiyle bu sonucun elde edildiğine işaret eden Cong Dexin, araştırmacıların, kalıntılarda ortaya çıkarılan koyun gübresi ile bitki mikroorganizmalar üzerinde yapılan testler ile analizlerin birleştirilmesi ve buranın iklim koşullarının deniz seviyesinden yüksek olması göz önünde bulundurulduğunda, o dönemdeki insanların tükettikleri gıdaları (buğday türündeki gıdalar) diğer bölgelerden getirdikleri ve buranın kış mevsiminin geçirildiği önemli bir bölge olduğu sonucuna vardılarını belirtti.
Adonjoru Mezarlığı
Cong Dexin, Bortala Nehri havzasındaki arkeolojik çalışmaların, son yıllarda Xinjiang’ın diğer bölgelerinde yapılan arkeolojik keşifler gibi, Tunç Çağı’ndaki Xinjiang’ın arkeolojik kültürü üzerinde yapılan araştırma çalışmalarının derinleştirilmesini sağlarkan, gözler önüne serdikleri ülkenin doğusu ile batısı arasındaki değişim ve entegrasyon özelliklerinin, Xinjiang bölgesinin Çin ulusunun büyük ailesine entegrasyonu sürecini anlamamız için büyük önem taşıdığını savunuyor. Aynı zamanda, Xinjiang’daki arkeolojik kültürün bazı parlak özellikleri, Çin ulusunun çeşitlilik ve bütünleşme düzeyinin zenginleştirilmesi için katkı sağlıyor. Mevsimsel göçebe kültürünün ortaya çıkarılması yeni kazanımlardan biri olma özelliği taşıyor.