ABD'nin tek taraflı politikaları Avrupa'daki hoşnutsuzluğu arttırdı
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) son 40 yılın en hızlı faiz artırımı küresel finans piyasalarında dalgalanmaya neden oldu ve gelişmiş ekonomiler, ABD'yi takip ederek faiz artırım döngüsüne girmek zorunda kaldı. Avrupa Merkez Bankası (ECB) ise dün, 3 temel politika faizini 25 baz puan artırarak, faiz oranlarını art arda dokuzuncu kez yükseltti.
Fed, faiz artırım sürecini Mart 2022'de başlatmıştı. Ancak aynı dönemde ECB'nin para politikası sıkılaştırma hızı, Fed'in gerisinde kalınca, ABD ve Avrupa arasındaki faiz oranı farkları artmaya devam etti. Bu durum, Avrupa'dan ABD'ye daha fazla uluslararası sermaye geçişine yol açtı. Sonuç olarak, avro ciddi düşüş yaşadı ve son 20 yılda ilk kez dolar paritesi 1’in altına düştü.
Öte yandan, Ukrayna krizi patlak verdikten sonra Avrupa, ABD'yi takip ederek Rusya'ya yönelik sert yaptırımlar uygulamaya başladı. Bu durum, Avrupa'daki enerji krizini kötüleştirdi ve Avrupa, ABD'den daha fazla sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithal etmek zorunda kaldı. Avronun dolar karşısında değer kaybetmesi nedeniyle Avrupa, ABD'den daha yüksek fiyatlarla mal ithal etmek ve dolar cinsinden işlem gören hammaddeler ile yarı mamul ürünler için daha yüksek fiyatlar ödemek zorunda kaldı. Bu durum Avrupa'da artan enflasyonu körükledi.
Avrupa’daki enerji krizi kötüleşirken, enflasyon yükselirken ve geçim kaynakları daralırken, enerji ihraç eden ABD’li şirketler ise servet kazanıyor. Pazar araştırma firması Kpler tarafından açıklanan verilere göre, 2022’de Avrupa Birliği'nin LNG ithalatı 94,73 milyon ton ile rekor seviyeye ulaştı. Bu miktarın yüzde 40'ından fazlası ABD'den ithal edildi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ABD'nin Avrupa'ya sattığı doğal gazın fiyatının, ABD iç piyasasındaki fiyattan üç ila dört kat daha yüksek olduğunu defalarca kamuoyuna duyurdu. ABD’nin Avrupa pazarına yüksek fiyatlarla gaz tedarik ettiği, jeopolitik anlaşmazlıklardan kazanç sağladığı ve müttefiklerinin zor durumundan istifade ederek servet kazandığı görüldü.
Analistlere göre, ABD, Ukrayna krizini kullanarak Avrupa'yı kendi çıkarlarına daha sıkı bir şekilde bağladı ve Avrupa'nın stratejik özerkliğini kısıtlayarak müttefiklerinden sürekli bir kazanç akışı elde etmeyi başardı. ABD, hegemonyasını korumak için Avrupalı müttefiklerini defalarca mağdur etti ve kendi ekonomisini canlandırmak için tek taraflı politika izledi. ABD’nin bu zorba davranışları Avrupa ülkeleri arasında ciddi hoşnutsuzluk ve endişe yarattı.