Siyasi homurtular, Çin-AB işbirliğini engelleyemedi
Çin Başbakanı Li Qiang, Almanya ve Fransa'ya yaptığı ziyaretleri tamamladıktan sonra dün başkent Beijing’e döndü. Geçtiğimiz hafta içinde Almanya ve Fransa'dan siyasetçiler ve iş insanlarıyla yoğun temaslarda bulunan Başbakan Li, Çin'in kalkınmasının dünyaya risklerden ziyade fırsatlar getirdiğini vurguladı.
Almanya ve Fransa liderleri, “ayrışmaya” karşı çıktıklarını veya destek vermediklerini, herhangi bir bloklar arası çatışmaya karşı olduklarını açıkça beyan ettiler. İç içe geçmiş karmaşık sorunların mevcut olduğu uluslararası ortamda, Çin ile AB arasında bir ”ayrışma" yaşanması yerine, işbirliğinin sürdürülmesi konusunda anlaşmaya varılması, belirsizliklerle boğuşan dünyaya daha fazla kesinlik kattı.
Çin Başbakanı Li’nin Avrupa gezisi sırasında Çin’in Almanya ve Fransa ile yürüttüğü somut işbirliğinin derinleşmesi konusunda birçok netice elde edildi. Örneğin, Çin ve Almanya, iklim değişikliği ve yeşil dönüşüm konusunda bir diyalog ve işbirliği mekanizması kurdu. Ekonomi, ticaret, yatırım, otomobil imalatı, ileri teknoloji ve yeni enerji gibi farklı alanlardaki işbirliğinin derinleştirilmesinin sürdürülmesi üzerinde anlaşmaya varıldı.
Çin ve Fransa arasındaki ilişkilere bakıldığında ise tarafların havacılık, nükleer enerji, tarım ve gıda alanlarında koordinasyonu güçlendirme ve işbirliğini derinleştirme konusunda istekli oldukları dikkat çekti.
Alman ve Fransız liderler, ayrıca Çinli şirketlerin yatırımlarını beklediklerini de ifade etti.
Çin ve Avrupa, işbirliği bağlarını sıkılaştırmak ve “ayrışma” homurtularına “hayır” demek için somut adımlar attı.
Çin-AB ekonomik ve ticari işbirliğinin mevcut durumuna bakarsanız da AB’nin doğru bir seçim yaptığını görebilirsiniz. Çin ve AB, şu an birbirinin en büyük ikinci ticaret ortağı konumunda. 2022 yılında, Çin ile AB arasındaki ticaret hacmi bir önceki yıla kıyasla yüzde 2,4 artışla 847 milyar 300 milyon dolara, AB ülkelerinin Çin’e yaptığı yatırım ise yüzde 70'lik artışla 112 milyar 100 milyon dolara ulaştı. Çin’in geçen yıl Avrupa ülkelerine yaptığı yatırım ise yüzde 21 artışla 111 milyar 100 milyon dolara yükseldi. Bu durum da Çin-AB ekonomik ve ticari işbirliğinin büyük canlılığa ve dev bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor.
Bu yıl, Çin ile AB arasında kapsamlı stratejik ortaklığın kurulmasının 20. yıl dönümü. Çin ile AB, “ayrışmaya" birlikte karşı çıkma ve gerçek anlamda çok taraflılığa bağlı kalma şartıyla, birbirlerinin gelişiminden daha fazla yararlanacak. Bunun tüm dünyanın çıkarına olduğuna şüphe yok.
