Çin-ABD ilişkilerinin iyileşmesi için ABD'nin taahhüdünü yerine getirmesi kritik önem taşıyor

2023-06-20 16:13:28

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, dün iki günlük Çin ziyaretini tamamladı. ABD Başkanı Joe Biden, dün Blinken’in Çin ziyareti hakkında "doğru yoldayız" dedi. Gözlemciler, ABD'nin bu sefer belirli bir ölçüde Çin'le aynı yöne ilerleme eğilimi gösterdiğini, Çin'in ise her zaman olduğu gibi sorumlu bir tutumla Çin-ABD ilişkilerini stabil ve daha iyi hale getirme çabasında olduğunu ifade etti.

Bir sorunun çözümünü genellikle sorunu yaratan kişi bulur. Çin-ABD ilişkilerinin iyileştirilmesi için doğru bir strateji belirlenmelidir. Çin tarafı, Blinken ile olan görüşmesinde kendi görüşünü paylaştı: Çin ile ABD arasındaki ilişkilerin en kötü durumda olması, ABD'nin Çin'i yanlış algılaması ve yanlış Çin politikasını uygulamasından kaynaklanmaktadır. ABD, bu durumu dikkate almalıdır. Burada bahsi geçen yanlış algılama, ABD'nin Çin'i en büyük rakibi ve en ciddi, uzun vadeli meydan okuması olarak görme şeklidir. Bu yanlış algılama, ABD'nin Çin politikalarının birbirine karşı çelişmesine neden olmuştur: ABD, çatışma ve direnişten kaçınma ihtiyacını dile getirirken bir yandan da sıfır toplamlı rekabeti kışkırtmaktadır. Diyalog ve teması talep ederken bir yandan da Çin'i sınırlamaya çalışmaktadır. Bu durumda, Çin-ABD ilişkileri nasıl iyileştirilebilir ki? ABD için Çin'i doğru algılamak, doğru bir Çin politikasının benimsenmesi için atılması gereken ilk adımdır.

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, geçen Kasım ayında Biden ile Bali Adası'nda bir dizi fikir birliği sağladı. Bu görüşme, iki ülke arasında diyalog kurulması için iyi bir ortam sağladı. Ancak görüşmenin ardından ABD, Çin'e karşı sözde siyasi doğruluğu göstermek adına alışılmış düşüncelerine dayanarak bir dizi siyasi şov yaptı. Çin'in Taiwan bölgesinin lideri Cai Yingwen'in sürpriz ABD ziyaretine göz yumdu ve Çin'e karşı sözde "risk azaltma" ihtiyacını vurguladı. ABD'nin bu davranışları nedeniyle iki taraf arasındaki diyalog süreci durakladı. Bu nedenle, Çin, ABD'nin rasyonel ve gerçekçi bir yaklaşımla olumlu ifadelerini yerine getirmesi gerektiğini belirtti.

Çin-ABD ilişkileri için en önemli unsur, Xi Jinping'in belirlediği karşılıklı saygı, barış içinde birlikte yaşama ve "kazan-kazan" ilkelerinin uygulanmasıdır. Bu ilkeler, Çin'in "her güçlenen ülkenin mutlaka hegemonya peşinde olacağı" şeklindeki Batılı düşünceye uymayacağını ve Çin'in dış müdahalelere izin vermeyeceği kararlılığını yansıtır.

Taiwan meselesi, sadece Çin'in en önemli çıkarını ilgilendiren bir konu değil, aynı zamanda Çin-ABD ilişkilerindeki en büyük sorundur. Çin, ABD'den iki ülke arasındaki üç ortak bildiride belirlenen Tek Çin ilkesine bağlı kalmasını, Çin'in egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstermesini ve sözde Taiwan bağımsızlığına karşı çıkmasını talep etti.

Ayrıca, Çin, ABD'yi "Çin Tehdidi" teorisini kullanarak Çin'e karşı tek taraflı yaptırımları kaldırmaya ve Çin'in teknolojik gelişimine baskı yapmayı durdurmaya çağırdı. Çin, rekabetten korkmaz, ancak rekabet bahanesiyle diğer ülkelerin haklı gelişme haklarının ihlal edilmesine ve Çin-ABD ilişkilerinin rekabetle tanımlanmasına karşı çıkar.

Geçmişe bakıldığında ABD’nin, yeterli seviyede ikili ilişkileri düzeltme ifadeleri olsa da, somut eylemleri yetersiz. Bu sefer ABD’nin söylediğini yerine getirerek gerçek davranışla büyük bir devletin gerekli olan tavrını göstermesi ve ikili ilişkilerin doğru yola döndürmesini bekliyoruz.