Kumul'da Tang Hanedanı döneminden kalma antik şehir keşfedildi
Çin’in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Kültürel Eserler ve Arkeoloji Enstitüsü’nde araştırmacı yardımcısı Xu Youcheng, “4 yıllık arkeolojik kazılardan sonra, Lapçuk antik kentinin Tang Hanedanı döneminden kalma Nazhi kenti olduğu doğrulandı” dedi.
Lapçuk antik kenti
Kumul Şehri’nin yaklaşık 65 kilometre doğusundaki Evirğol bölgesinin Karadöve kasabasına bağlı Bostan köyünde yer alan Lapçuk antik kenti, 2019 yılında, ulusal önemli kültürel kalıntı koruma birimi olarak ilan edildi. 2019-2022 yıllarında Xinjiang Kültürel Eserler ve Arkeoloji Enstitüsü ile Lanzhou Üniversitesi ve Kuzeybatı Üniversitesi ve Kumul Kültür Müzesi, antik kent kalıntılarının arkeolojik kazılarını yürütmek amacıyla bir arkeoloji ekibi oluşturdu.
Tarihi kayıtlara göre, Çin’in Tang hanedanının Zhenguan döneminin dördüncü yılında (MS 630) Kumul’da Evirğol İli kurulurken, Nazhi dahil 3 ilçe Evirğol İli’ne doğrudan bağlı kılındı. Tarihlendirme, Lapçuk antik kentinin Tang Hanedanı’nın ilk ve orta dönemlerinde kullanıldığını göstermektedir. İdikut’un (Gaochang) Uygur döneminde kullanılmaya devam etmiş ve onarılmıştır, bu da temelde tarihsel kayıtlarla tutarlıdır. Xu Youcheng, “Lapçuk antik kentinin kentsel düzeni, ek yapıları ve cenaze gelenekleri gibi birçok alanda yapılan arkeolojik bulgular, Baiyang Nehri Vadisi’nde Tang dönemine ait Nazhi kenti ile en çok uyumluluğa sahip bir tek bu şehrin bulunduğunu gösteriyor” dedi.
Lapçuk Antik Kenti’nin batısında, arkeoloji ekipleri bir Budist tapınağının kalıntılarını keşfetti. Xu Youcheng, “Burada oldukça ölçekli bir Budist tapınağı bulunuyordu. Tapınak iki alana ayrılırken, Buda salonları, mağaralar, manastır mağaraları ve pagoda gibi kalıntılar vardır. Lapçuk ve Baiyang Nehri Vadisi’nde keşfedilen diğer Budist tapınaklarının kalıntıları, Budizm’in o dönemde insanların yaşamlarındaki önemli konumunu gösteriyor” diyor.
Antik kentin kuzeybatısındaki yüksek platformda, arkeologlar ayrıca farklı boyutlarda ve farklı derinliklerde ve düzenli şekilde sıralar halinde dizilmiş 50’den fazla yuvarlak şekilde depolama mağarası keşfettiler. Ayrıca antik kentin kuzeyinde Tang Hanedanına ait fırın alanından kil kaplar, kavanozlar, kaseler ve tepsiler gibi günlük kullanım eşyaları çıkarılmıştır.
Eğimli mezarların keşfedilmesi, Lapçuk Antik Kenti’nin arkeolojik çalışmasında önemli bir başarıdır. Bu mezarlar, Merkez Ovalar’da tipik bir mezar geleneğidir ve Tang Hanedanlığı’nda çok popülerdi.
Xu Youcheng konuyla ilgili şunları anlattı: “Turfan bölgesinin güneyindeki Loulan (Kroren) ve doğusundaki Dunhuang’da çok sayıda eğimli mezar bulunurken, daha önce sadece Kumul’da bulunmadı. Lapçuk mezarlığıyla ilgili arkeolojik çalışmalarda eğimli mezar tarzının batıya yaygınlaştırılmasına dair eksik halka tamamlandı.”
Arkeologlar, mezarlıkta bulunan Tang dönemine ait madeni paraları gibi kalıntıların hepsinin net kronolojik bilgiler aktardığını ve antik kent döneminin Tang döneminin başından ortasına kadar sürdüğünü söylerken, Lapçuk Antik Kenti’nin Tang dönemindeki Nazhi kenti olduğunun etkili bir şekilde kanıtlandığını savundu.
Lapçuk mezarlığından çıkarılan eşyalar arasında Tang dönemine ait Kaiyuan Tongbao madeni paraları, Han hanedanlığının imparatoru Wudi tarafından basılan Wuzhu standart bakır sikkeleri, saç tokaları, bakır aynalar gibi Orta Ovalar kültürünün unsurlarını taşıyan kalıntıların yanı sıra Sasani İmparatorluğu’na ait gümüş sikkeleri, bakır küpeleri, yakut altın yüzükleri, cam nazar boncukları ve turkuazlar gibi dönemin Orta Asya ve Batı Asya bölgelerinde popüler olan para birimleri ve mallar bulunuyor.
Bir dizi arkeolojik keşif çalışmalarında, Nazhi kentinin görünümü giderek daha net hale getirildi.
Xu Youcheng, “Eski İpek Yolu üzerinde, Kumul kentinin batısındaki ilk büyük istasyon konumundaki Nazhi şehri, aynı zamanda Turfan ve Kumul arasındaki önemli bir tamamlayıcı nokta. Burası Doğu-Batı kültürleri ve çeşitli etnik gruplardan vatandaşların temas kurmalarını ve kaynaşmalarını sağlayan önemli bir bölge. Tang ve Song hanedanları döneminde, Nazhi şehrinde yaklaşık binlerce insan yaşarken, önemli büyüklükte bir şehirdi diyebilirim.” Diye konuştu
Uzmanlar, Lapçuk Antik Kenti’ndeki arkeolojik kazıların, Xinjiang’ın Tang ve Song hanedanlıkları dönemindeki tarihi, kültürü ve İpek Yolu üzerindeki ticaret gibi alanlardaki inceleme çalışmaları için yeni bir bakış açısı sunduğunu savunuyor.
Arkeologların bu yıl ayrıca Lapçuk Antik Kenti kalıntıları üzerinde daha çok arkeolojik kazı gerçekleştirmesi bekleniyor.