Amerika "2. Biden-Trump kapışması"na gidiyor

2023-04-26 17:45:26

Joe Biden, aylarca süren spekülasyonlara son vererek ikinci bir dönem için aday olacağını açıkladı. Böylece 2020'de Donald Trump ile olan çekişmesinin rövanşı olabilecek 2024 seçim kampanyasına start vermiş oldu.

Başkan Yardımcısı Harris de Biden'ın adaylığını duyurduğu videoda belirgin bir şekilde yer aldı ve başkanın yeniden seçilme hedefinde oynayacağı merkezi rolün altını çizdi.

Biden seçilirse bir kez daha yaş rekoru kıracak ve "Amerika Birleşik Devletleri tarihinin en yaşlı başkanı" ünvanını perçinleyecek. 80 yaşındaki Biden şimdiden Amerikan tarihinin en yaşlı başkanı ve eğer kazanırsa ikinci dönemin sonunda 86 yaşına girecek. Ronald Reagan'ın 1989'da Beyaz Saray'dan ayrıldığı halinden dokuz yaş büyük olacak.

Demokrat Parti'de halihazırda sadece iki kişi adaylığını açıkladı: Eski başkan John F. Kennedy'nin yeğeni Robert Kennedy Jr. ve çok satan yazar Marianne Williamson. Amerikan kamuoyu, bu iki ismin Biden için tehdit oluşturamayacağına inanıyor. Amerikan medyası şimdiden 2024 genel seçiminin 2020'de olduğu gibi Biden ile Trump arasında bir çekişmeye dönüşeceğini yazıyor. Biden ve Trump gelecek yıl tekrar karşı karşıya gelirse, Dwight D. Eisenhower'ın Adlai Stevenson'ı ikinci kez yendiği 1956'dan bu yana ilk kez aynı adaylar arka arkaya başkanlık seçimlerinde karşı karşıya gelecek.

"Rehavete kapılacak zaman değil"

Biden’in 25 Nisan Twitter’da paylaştığı mesajlara kampanya sloganı olan "Bu İşi Bitirelim" başlıklı bir video eşlik etti. Yaklaşık 3 dakikalık videonun başında 6 Ocak 2021'de meydana gelen "Capitol Hill isyanları" ve ABD Yüksek Mahkemesi önünde protesto yapan kürtaj karşıtı aktivistlerin resimleri yer alıyor. Bu, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki iki partinin taraftarlarının birbirlerine saldırmak için kullandıkları yaygın bir konu.

Videoda Biden, gelecek yılki başkanlık seçimlerini “Cumhuriyetçi aşırılıkçılığa” karşı bir mücadele olarak tanımladı ve "Amerika'yı yeniden inşa etme" taahhüdünü tam olarak yerine getirmek için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu öne sürdü: "Dört yıl önce başkanlığa aday olduğumda, Amerika'nın ruhu için savaştığımızı söylemiştim. Hâlâ savaşıyoruz. Karşı karşıya kalacağımız soru, önümüzdeki yıllarda daha fazla özgürlüğe mi, yoksa daha azına mı sahip olacağımız. İstediğim cevabın ne olduğunu biliyorum ve bence sen de biliyorsun, rehavete kapılmanın zamanı değil. Bu yüzden yeniden seçilmek için yarışıyorum."

Cumhuriyetçi aday kim olacak?

Biden, 2024 seçimlerinde Cumhuriyetçi rakibiyle çetin bir mücadeleye girebilir. 2024 ABD başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'nin mevcut potansiyel adayları arasında eski Başkan Trump, eski Başkan Yardımcısı Pence, ABD'nin Birleşmiş Milletler eski Daimi Temsilcisi Haley ve Florida Valisi De Santis yer alıyor. Trump’ın adaylığı onaylanırsa ikili 2024’te yeniden karşı karşıya gelecek.

Biden’ın adaylığı açıklamasından birkaç saat önce Trump destekçilerine gönderdiği bir e-postada "2024'te Joe Biden'ı yenmek" mesajıyla bağış istedi. Trump, Biden'ın başkanlığı sırasındaki performansını eleştirerek, “Amerikan tarihinin en kötü beş başkanını alıp bir araya getirseniz, Joe Biden'ın ülkemize verdiği zararı birkaç yıl içinde yapmazlardı” dedi.

"Biden'in gerçeklikle bağı kopmuş"

Biden'ın başkan adaylığını açıklamasının ardından, Cumhuriyetçi Parti’den anında karşılık geldi. Cumhuriyetçi Parti resmi Twitter hesabından bir video yayınlayarak "Kabus: Tarihin en zayıf başkanı Biden seçilirse" diye yazdı. Cumhuriyetçi Ulusal Komite (RNC) Başkanı Ronna McDaniel, "Biden gerçeklikten o kadar kopuk ki, kriz üstüne kriz yarattıktan sonra, bir dört yılı daha hak ettiğini düşünüyor" dedi.

Cumhuriyetçi Ulusal Komite’nin paylaştığı videonun dikkat çekici yanlarından biri, bunun tamamen yapay zeka ile yaratılmış bir video olması. Video, Biden’in yeniden seçilmesi durumunda geleceğin distopik bir versiyonunu tasvir ediyor. Videoda, Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in seçim zaferinin ardından kutlama yaptığı görülüyor ve ardından gerçekleşebilecek hayali bir dizi uluslararası ve yerel krize işaret ediliyor. Yapay zeka tarafından üretilen görüntüler, şimdiden gazeteciliği ve siyaseti alt üst edeceğe benziyor. Yapay zeka kampanyalarının 2kullanımı bakımından 2024 seçimleri sıradışı bir deneyim olacak.

"Biden'a oy veririm ama heyecanlandıran bir isim değil"

230 yılı aşkın Amerikan tarihinde 26 başkan, görev süreleri sona erdikten sonra yeniden seçilmek için yarıştı ve sadece 10'u başarısız oldu. Geçen yüzyılda sadece 4 tanesi başarısız oldu.

Washington Post, görüştüğü neredeyse tüm Demokratların "Biden'a oy vereceklerini" söylediğini, ancak "bazılarının ilk tercihleri olmasa da şu anki en iyi seçim olabileceğini kabul ettiğini" belirtti. Philadelphia bölgesinden bir Demokrat gazeteye şunları söyledi: “Biden’a oy verir miyim? Kesinlikle evet. Onun tekrar aday olduğunu görmek beni heyecanlandırıyor mu? Hayır."

Ukrayna krizi, Afganistan fiyaskosu

Biden’ın ilk görev döneminde en zorlu mesailerinden biri Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmalar oldu. Rusya’ya karşı NATO’yu ve dünyanın dört bir yanındaki ortaklarını bir araya getirmeye çalıştı. Ukrayna ordusunu silahlandırmak için 100 milyar dolardan fazla taahhütte bulundu. Biden döneminin ABD adına en trajik anlarından biri, 20 yıl sonra Afganistan'dan güçlerini geri çekme süreciydi. 2021'de Taliban güçleri kontrolü ele alırken, kaçan Afganların Kabil'den kalkan Amerikan uçaklarına binmeye çalışması, tam bir fiyaskoya yol açtı. Geri çekilme sırasında bir intihar bombacısı 13 Amerikan askerini ve 170 Afgan'ı öldürdü.

Biden seçilirse dış politikada belirsizliklerle dolu bir ortamda ABD’yi dengeli bir yörüngede tutmaya çalışacak ve orta ölçekli güçlerin stratejik bağımsızlık gözettiği bir dönemde, ABD’ye olan güveni korumanın yollarını arayacak.

Çin'le ilişkileri nasıl ele alacak?

Biden seçilirse ikinci döneminde önemli konulardan biri Amerika Birleşik Devletleri ile Çin arasındaki ilişkilerin yeni bir Soğuk Savaş’a dönüşmesini engellemek olacak. ABD içerisinde Soğuk Savaş’ı bir tehdit olmaktan ziyade “büyük güç rekabetinde bir model” olarak görenler az değil; daha önce ABD ile Sovyet Rusya arasındaki Soğuk Savaş’ın, tarafları sıcak bir çatışmadan koruduğuna inanılıyor. Bu kuşkusuz Çin’in tercih ettiği bir ilişki modeli değil. Beijing, zıtlaşma ve kamplaşmanın, büyük güçler arasındaki ilişkilerde bir kader olmadığına inanıyor.

ABD ile Çin arasındaki ilişkinin, 21. yüzyılda insanlığın kaderini belirlemesi muhtemel. Bu ilişki, barışın, refahın ve çevrenin korunmasına vesile olabileceği gibi, iyi yönetilemez ve siyasi hesaplara kurban edilirse, tam tersi sonuçlar da doğurabilir. İkili boyutunun ötesinde, Çin-ABD ilişkileri sadece iki ülke arasındaki gelişmelerle şekillenmiyor; bu iki ülkenin dünyanın diğer bölgelerinde attıkları adımlar da, kendi aralarındaki ilişkilerde belirleyici bir faktör olmaya devam edecek. ABD-Çin ilişkilerinin bu üçüncü boyutunda, Çin istikrar ve refah vaadiyle öne çıkarken, ABD’nin ben-merkezci ve çatışmacı yaklaşımı, Beyaz Saray’da kim oturursa otursun, ABD’nin dünya siyasetinde “huysuz” bir aktör gibi görünmesine yol açabilir.

Neticede Amerika’da ister Cumhuriyetçiler ister Demokratlar kazansın; Çin’de Ulusal Kongresini ve yeni Devlet Konseyi’ni şekillendirmiş, politik olarak istikrarlı bir yönetimi karşılarında bulacaklar. ABD ve kısmen Avrupa içerisindeki kafa karışıklığının aksine, Beijing bu güçlerle kurduğu ilişkide ne istediğini ve ne istemediğini net olarak tarif ediyor. Diğer tarafların da Çin siyasetlerinde net ve tutarlı olabilmeleri durumunda, daha istikrarlı ve öngörülebilir bir döneme girilebilir. Aksi takdirde dünya, refah ve kalkınmaya odaklanmak yerine, ekonomik krizler ve siyasi istikrarsızlık girdabından kurtulamaz.