Japonya ile NATO iş birliğinin arkasındaki gerçek niyeti görüyoruz

2023-02-02 21:16:10

Japonya Başbakanı Kişida Fumio kısa süre önce NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile görüştü. İki taraf, ortak bildiride sözde “Çin’in askeri tehdidi”ni abartmak için elinden geleni yaptı. Kişida Fumio, Japonya’nın NATO’nun karar verme organı olan Kuzey Atlantik Konseyi toplantılarına düzenli olarak katılmayı düşündüğünü ve NATO’nun Asya-Pasifik bölgesindeki savunma iş birliğine katılmakta kararlı olduğunu belirtti.

ABD’nin kışkırtmasıyla NATO, kendi elini sürekli Asya-Pasifik bölgesine uzatarak NATO’nun Asya-Pasifik versiyonunu yaratmaya çalışıyor. Japonya, NATO’nun bulduğu ilk kritik ortak oldu. İki tarafın yakınlaşması, sadece Japonya’nın ABD’nin bölgedeki güçlü müttefiki olarak sözde Hint-Pasifik stratejisini yüzde yüz desteklemesinden kaynaklanmıyor. Bu yakınlaşma aynı zamanda Japonya’nın büyük orduya sahip olma hırsıyla NATO’dan yardım alma ihtiyacından kaynaklanıyor.

Bazı analistlere göre, bu yılki G7 Zirvesi’ne ev sahipliği yapan Japonya, Çin karşıtı safsatalar üretti. Bunun arkasındaki gizli hesabı net bir şekilde görüyoruz; Japonya hem iç kamuoyunu manipüle etmek, hem de ABD ve Batı’daki Çin karşıtı güçlerin beğenisini almak istiyor. Böylece Japonya’nın güvenlik politikasının prangaları ve pasifist anayasanın kısıtlamalarını aşmasının önündeki engeller azabilir. Bu olursa, Japonya’nın ordusunu hızla güçlendirip, sınırlanmamış bir ülke olma hedefine ulaşması için çok az direnç kalır.

Geçen yılın sonunda Japon hükümeti, komşu ülkelerde büyük endişe uyandıran üç güvenlik politikası belgesini yayımladı. Analistlere göre, bu Japonya’nın 2. Dünya Savaşı’ndan sonra izlediği “münhasır savunma” ilkesini reddetmek ve pasifist anayasadan tamamen sapmak anlamına geliyor.

Doğu Asya’daki gerilimin ayak sesleri yükseliyor

Üç güvenlik politikası belgesine göre, Japonya, 2027 yılına kadar savunma harcamalarını GSYİH’nın yüzde 2’sine kadar çıkarmayı hedefliyor. Japonya hükümetinin bu davranışı, ülke içinde eleştirilere konu olurken, ABD ve NATO Japonya’nın savunma harcamalarının katlanmasına yeşil ışık yakıyor.

Japonya’da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kökünden tasfiye edilmeyen aşırı sağcılar, dümeni ele geçirmek için fırsat kolluyor. İşte bu kesim ortalığı karıştırarak Asya-Pasifik bölgesini “vahim olayların yaşanacağı” bir yöne götürmek için ellerinden geleni yapıyorlar. 

Ancak 21. yüzyıl Japonya'nın komşularını işgal ettiği bir çağ olmayacak. Japon politikacılar, kurtları evlerine çekmek ve Asya-Pasifik'te kaos yaratmakta kararlıysa, yola çıktıklarında önlerinde bir uçurum bulacaklar.