Çin'de COVID-19 ile mücadelede yeni dönem: Zorluk aşıldı mı?
Çin, yeni koronavirüs yönetim seviyesini 8 Ocak’tan itibaren resmen düşürdü. COVID-19 enfeksiyonu, B kategorisi A yönetim seviyesinden B seviyesine indirildi ve karantina gerektiren salgınlar listesinden çıkarıldı. İdari birimler, yakın temaslıları tespit etmeyi veya riskli alanları belirlemeyi durdurdu.
Çin’e giriş yapanların artık karantinaya girmelerine gerek yok. Sınırdan girişten önce, son 48 saate ait nükleik testi sonucu ibraz etmek yeterli.
Bu politika, Çin’de üç yıldır süren salgınla mücadele sürecinde büyük bir atılım olarak kabul ediliyor.
Çin’de caddeler ve alışveriş merkezleri yeniden kalabalıklara ev sahipliği yapmaya başladı. Müşteriler mağazalara dönerken, eğlence hayatı da tüm hızıyla canlanıyor. Çinliler, heyecan içinde seyahat planları yapmaya başladı.
Henanlı Ma soyadlı vatandaş, Çin’in güneyindeki Sanya kentinin plajında verdiği demeçte, “Burada birçok etkinlik yapıldığını, buradaki kalabalığı televizyonda gördük. Hemen gelip gezmeye karar verdik.” şeklinde konuştu.
Politika değişikliğiyle Çin genelinde günlük yaşam da yeniden hareketlendi. Ülke içinde gezmek kolaylaştı. Fakat, geride kalan üç yılın çoğunda bambaşka bir tablo hâkimdi.
Salgınla mücadeledeki zorluklar ve tecrübeler
2020 yılının başında COVID-19, Çin'in Hubei eyaletinde, özellikle de Wuhan şehrinde ortalığı kasıp kavuruyordu. Aynı zamanda, hastalık dünyanın birçok bölgesinde görülüyordu.
Wuhan’a giriş ve çıkışlar derhal kapatılırken, şehir karantina altına alındı. Solunum uzmanı Zhong Nanshan, “Uzmanlarla durumu tartıştıktan sonra çoğumuz Wuhan'ın kapatılması üzerinde hemfikir olduk. Sanırım politika yapıcılar de fikrimizi dinledi ve çabuk karar aldı.” dedi.
Çinli Baş Epidemiyolog Wu Zunyou da Wuhan’ın kapatılmasıyla en az 1,5 milyon kişinin enfekte olmaktan kurtarıldığını, 60 bin ölümün önlendiğini belirtti.
Science dergisinde 31 Mart 2020’de yayımlanan bir araştırma raporu, tecridin COVID-19’un diğer şehirlere yayılmasını ortalama 2,91 gün geciktirdiğini ve Çin genelindeki 130’dan fazla şehre krize hazırlık için ekstra zaman sağladığını ortaya koydu.
Çin’in aldığı bu tedbir hayat kurtardı. Çin, verilere göre, dünyanın önde gelen ekonomik toplulukları arasında en düşük ölüm oranına sahip ülke konumunda.
Çin, virüsle mücadele ederken, dünya ülkeleri de aynı zorluklarla karşı karşıya kaldı. Birçok ülke, virüs karşısında yavaş davrandı. Siyasi kavgalar ve bilime olan güvensizlik, virüsün dünya çapında yayılmasına izin verdi.
"Kapanma" nihai bir çözüm değil; ancak virüs tehdidinin en düşük seviyeye inmesi için temel bir görevdi.
Çin’de yayılan virüsün ilk tamamlanmış genom dizisi dünyayla paylaşıldı ve aşı üzerinde Ar-Ge çalışmalarına başlandı. 31 Aralık 2020’de COVID-19 aşısı Çin’de şartlı kullanım onayı aldı. Çin Ulusal Sağlık Komisyonu’na göre, 2022 yıl sonu itibarıyla Çin’de nüfusun yüzde 90’ından fazlası aşılandı.
Geçen üç yılda, Çin’de hayat kurtarmak ve ekonomik kalkınmayı sürdürmek için mevcut politikalar sürekli değerlendirilip güncellendi. Bugüne dek, COVID-19 Önleme ve Kontrol Protokolü 9 kez güncellendi. Omicron varyantının baskın suş hâline gelmesinden sonra, 7 Aralık 2022’de ulusal düzeyde 10 değişiklik öngörülen protokol duyuruldu.
Çin pratik tedbirlerle öldürücü mutant virüsleri kapıdan geri çevirerek, aşılama, ilaç araştırmaları, ağır hastalık ve ölüm oranlarını düşürmek için zaman kazandı.
Dünya Sağlık Örgütü Sözcüsü Magaret Harris, “Değişikliği memnuniyetle karşılıyoruz. Virüsün bulaşmasının önlenmesi, ekonomik ihtiyaçlar ve toplumsal düzen korunması arasında denge bulmak çok önemli” dedi.
Virüsü önlemek ve ekonomik büyüme karşı karşıya...
COVID-19, dünya genelinde çok sayıda sektörü etkisi altına aldı. Dünya Turizm Örgütü’nün verilerine göre, küresel turizm endüstrisinin küresel ekonomiye katkısı pandemi öncesinde 3,5 trilyon dolar iken, 2020 yılında 1,6 trilyon dolara düştü.
Uluslararası Para Fonu Başkanı Kristalina Georgieva, “2020 ve 2021 yıllarında 12 trilyon dolarlık bir GSYİH kaybı var... Japonya, Almanya, İspanya, İtalya bir yıl boyunca üretim yapmadı.” dedi.
Çin’de salgınla mücadele ve ekonomik kalkınma arasında dengeli bir politika izlenerek ekonomik büyüme korundu. 2020 yılında, Çin’in GSYİH’si yüzde 2,3 büyüyerek 14,33 trilyon doları geçti. Çin’in GSYİH’si, 2021 yılında ise yüzde 8,4 büyüme kaydederek, son 10 yılın en yüksek oranına ulaştı. Büyüme oranı, hükümetin hedefini de IMF’nin beklentilerini de aştı.
Aynı yıl, dijital ekonomi GSYİH’nin yüzde 39,8’ini oluşturarak büyümenin ana motoru hâline geldi. 2022 yılının ilk 10 ayında Çin’de çevrim içi perakende satışlar yüzde 4,2 arttı. Çin ekonomisinin büyüklüğünün 2022’de 120 trilyon yuanı geçmesi bekleniyor. Çin ekonomisinin gelişmesi, küresel ekonominin toparlanmasında da motor işlevi görüyor.
Çin'in önündeki zorluklar
Çin, 1,4 milyarın üzerinde nüfusa sahip. Ülkedeki 260 milyondan fazla kişi 60 yaş ve üzerinde. Bu kitle, COVID-19 karşısında en riskli grup olarak kabul ediliyor. Kasım 2022 itibarıyla açıklanan verilere göre, Çin’de yaklaşık 25 milyon yaşlı tam aşılı değil. Hong Kong Üniversitesi’nden virolog Jin Dong-Yan, “Halkı eğitmeli, yeni önlemlerin mantığını açıklamalı ve aynı zamanda yaşlı nüfusu çok hızlı bir şekilde aşılamalı, ayrıca etkili antiviral ilaçlar depolanmalı. En önemlisi ise hastanelerin çökme noktasına gelmekten korunması.” dedi.
Yeni politikalar, yeni bir durumu da beraberinde getirdi. Yaşlıları korumak, en önemli misyona dönüştü.
Hastane ve kliniklerde tedavi talebi hızla arttı. Eczaneler, artan ilaç ihtiyacına yanıt vermekte güçlük çekti.
Columbia Üniversitesi Ulusal Afet Hazırlık Merkezi Direktörü Jeff Schlegelmilch, “Bu gerçekten bir ‘sıfır zarar’ senaryosu değil. Hangi yaklaşımın diğerinden daha az zarar vereceği meselesi...” ifadesini kullandı. Çin’in de aralarında bulunduğu birçok ülke, enfeksiyonların önlenmesi ile sağlık sisteminin yönetilmesi arasında denge kurmak için çabalarken, yeni mutasyonlara ve ortaya çıkan yeni duruma göre tedbirlerinde ayarlamalar yapıyor.
Çin, yarınlara iyimser bakıyor. Üç yılda elde edilen tecrübe, Çin’e birçok ders verdi ve mevcut becerilerini nasıl geliştirebileceğini gösterdi.
Virüsle mücadelede sebat edilmeli ve teyakkuzda olunmalı. Yarın, yeniden bağlantıların kurulması ve sektörlerin canlandırılması için fırsatlarla dolu olacak.