Sadece tek süper güç değil, aynı zamanda bir numaralı "silahlı şiddet ülkesi”
ABD'nin Kaliforniya eyaletinin Sacramento kentinde 3 Nisan'da meydana gelen silahlı saldırıda 6 kişi öldü, en az 12 kişi yaralandı. Bu, son 27 yıl içinde kentte yaşanan en kötü silahlı saldırıydı. Sacramento Belediye Başkanı Darrell Steinberg aynı gün yaptığı açıklamada, “Bu olayı düşünmek ve hayatını kaybedenlere dua etmek sorunu çözmek için yeterli değil. Nitekim sorunu gidermek için bir kent, bir eyalet ve hatta tüm devlet olarak daha fazlasını yapmalıyız. Silahlı şiddet 'salgınını' kökünden kazımalıyız.” diye konuştu.
Sacramento kentinde meydana gelen olay, ABD’de ciddiyetini koruyan silahlı şiddet sorununun sadece küçük bir kısmını teşkil ediyor. ABD’de faaliyet gösteren kâr amacı gütmeyen “Silahlı Şiddet Arşivi” (GVA) kuruluşunun internet sitesinde yer alan bilgilere göre, bu yılın ilk 3 ayında ABD’de meydana gelen silahlı şiddet olaylarında en az 10 bin 362 kişi hayatını kaybederken, 8 bin 172 kişi de yaralandı. Geçen yılın aynı dönemine göre artış gösteren bu rakamlara göre, bu yılın ilk üç ayında ABD’de her gün ortalama 115’ten fazla kişi silahlı şiddet nedeniyle can verdi ve 90’dan fazla kişi yaralandı.
ABD’de silah ve hamburger satışlarında büyük rekabet!
Araştırmalar, ABD nüfusunun dünyadaki nüfusun yalnızca yüzde 5’ini oluşturduğunu, buna rağmen ABD’nin sahip olduğu silah sayısının dünya toplamının yüzde 46’sına denk geldiğini gösteriyor. ABD’deki ruhsatlı silah satış noktalarının sayısı 130 bini aşarak, ülkedeki McDonald’s şubelerinin sayısının 10 kat geçmiş durumdadır. ABD’de sivillerin ellerinde yaklaşık 400 milyon çeşitli türlerde silah bulunuyor. Ortalama her yüz kişi başına 120 adet silah düşüyor. Bütün bu rakamlar, ABD’nin sadece dünyanın tek süper gücü olmakla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda dünyanın bir numaralı "silahlı şiddet ülkesi" olduğunu kanıtlıyor.
Günümüzde ABD’de silah üretimi ve ticaretinde büyük sanayi zincirinin çarkları hızla dönüyor. İlgili çıkar grupları, ABD Başkanlık ve Kongresi seçimleri için büyük miktarlarda siyasi bağış yaptı. “Silah üreticileri+siyasetçi” yapısı, ABD’de siyasi kararların alınmasında ve kamuoyunun oluşturulmasında ciddi şekilde etkileme gücüne sahip. ABD’deki Duyarlı Politika Merkezi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, 1998-2020 yılları arasında ABD’deki silahla ilgili çıkar gruplarının siyasi lobicilik harcamaları 172 milyon dolara ulaşırken, silah kontrolünü destekleyen gruplar ise lobi faaliyetlerine yalnızca 24 milyon 500 bin dolar harcadı.
Silahlı şiddetin gölgesinde bir demokrasi
1994 yılından bu yana ABD’de gerçekçi ve somut önlemler içeren hiçbir silah kontrolü yasası çıkarılamadı. Silah üreticileri ve siyasetçilerin manipülasyonu altında, silah kontrolü yönünde harcanan çabalar eninde sonunda boşa çıktı. Günümüzde, silahlı şiddet sorunu, ABD’nin siyasi sistemindeki büyük eksikliğinin güçlü bir kanıtı oldu.
CNN televizyonunun 26 Kasım 2021 gününde Willam Paterson Üniversitesi’nde görev yapan hukuk uzmanı Jason Silva’nın görüşlerine atıfta bulunarak yayımladığı haberlerde, ABD’nin son 20 yılın her yılında büyük ölçekli silahlı şiddetin meydana geldiği tek gelişmiş ülke olduğuna işaret edilerek, büyük can kaybına yol açan silahlı saldırıların kamu güvenliği için ciddi tehdit oluşturduğuna vurgu yapıldı. Pew Araştırma Merkezi’nin Nisan 2021’de yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, ABD vatandaşlarının yüzde 48’si, silahlı şiddetin ABD’de çözülmesi gereken önemli bir sorun olduğunu ileri sürdü.
Garip olan şu ki, ABD halkı, silahlı şiddete maruz kaldığı dönemde, ABD’li siyasetçiler bir yandan kendi insan haklarıyla övünüp, diğer yandan da insan hakları kisvesi altında diğer ülkeleri suçlamakla meşguldü. ABD yönetimi, ülkesindeki silahlı şiddet sorununu çözmek için etkili adımlar atmalı ve ABD halkına silahlı saldırıların yaşanmadığı demokrasi ve insan hakları sunmalı.
