ABD, 21. yüzyıldaki Soğuk Savaş’ın entrikacısı
Ukrayna krizi, Soğuk Savaş’ın entrikacısı olan ABD’nin kurduğu yeni bir tuzak. Washington, bu tuzakla Rusya’nın gücünü tüketmeye ve Avrupa’yı kontrol altına almaya çalışarak, dünyadaki mutlak hegemonyasını korumayı amaçlıyor.
ABD ve onun başını çektiği NATO, uzun yıllardır Rusya’nın bölünmesi ve zayıf düşmesi için ülkeyi siyasi ve ekonomik açılardan tüketmeye çalışıyor.
ABD, aynı senaryoyu Sovyetler Birliği üzerinde de kullanmıştı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, başında ABD’nin bulunduğu NATO, beş kez doğuya genişlemesinin yanı sıra, Rusya’nın güvenlik alanını daraltmak için çaba gösterdi. ABD ve diğer Batılı ülkeler, Rusya’ya zaman zaman yaptırımlar uyguladı.
Bununla beraber, ABD geçmişten beri Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in siyasi tabanını ve konumunu sarsmaya, Rusya’da bir “Renkli Devrim”e yol açabilecek toplumsal koşulları yaratmaya çalışıyor.
Ukrayna’daki durumun arkasında karmaşık tarihsel nedenler var. Ancak bu aynı zamanda ABD'nin yıllarca kazdığı bir "tuzak"tır. Washington yönetimi, Ukrayna’da iki defa “Renkli Devrim”e giden süreçleri hızlandırarak, NATO’nun Doğu’ya genişlemesinin de desteğiyle Rusya’yı Soğuk Savaş oyununa sürükledi.
Kasım 2021’de ABD, Rusya’nın Ukrayna sınırına asker yığdığı yönünde abartılı haberler yapmaya başladı. ABD, bir başka deyişle Rusya’yı tuzağına çekmeye çalıştı.
ABD’nin Sovyetler Birliği’ndeki son büyükelçisi Jack Matlock, Ukrayna krizini, “Bu, tahmin edilebilecek, aslında tahmin de edilmiş, kasten yaratılmış bir kriz.” ifadeleriyle yorumladı.
Ukrayna krizinin tırmanmasından sonra ABD ile Avrupalı müttefikleri Rusya’ya tarihte eşi görülmemiş yaptırımlar uygulayarak, Rusya’nın gücünü zayıflatmaya ve siyasi yönetiminin kararını değiştirmeye çalıştı. Bu, tipik Soğuk Savaş dönemine ait bir sınırlama politikası. ABD, aynı yöntemle, Avrupa’yı da tehlikeli bir duruma sürükleyerek kıta ülkelerinin stratejik özerkliğini zayıflatmayı hedefliyor.
Çin, ABD’nin Rusya ile Ukrayna arasındaki askerî çatışmanın başka bir hedefi. Başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler Çin’e baskı yapıyor, Çin’i Rusya’ya yaptırım uygulamaya zorluyor. ABD, Batılı ülkeler ile Çin ve Rusya’yı iki bloka ayırmaya çalışıyor. Bu da tipik bir Soğuk Savaş zihniyeti göstergesi.
Çin Sosyal Bilimler Enstitüsü ABD Araştırmaları Enstitüsü’nden araştırmacı Lv Xiang, 21. yüzyılda ABD’li politikacıların Soğuk Savaş zihniyetini terk etmediğini, hatta “Yeni Soğuk Savaş” komplosunu geliştirdiğini belirtti. Çinli uzman, “Son yıllarda ABD, Çin’i en önemli stratejik rakibi olarak görüyor ve çeşitli yöntemlerle Çin’in kalkınmasına zarar verecek dış ortam oluşturmaya çalışıyor.” dedi.
The Wall Street gazetesinde yer alan habere göre, ABD'li yetkililer, Rusya ile Ukrayna arasındaki askerî çatışmaların başlaması sonrasında Washington’un askerî harcamalarını artıracağı, Rusya’nın çevresindeki askerî varlığını genişleteceği, uzun vadede ise Çin'i engellemeyi sürdüreceği kanısında.
ABD’de yayımlanan National Interest dergisinin internet sitesinde yer alan bir yorumda da Biden yönetiminin, dış politikanın tüm alanlarında Soğuk Savaş zihniyetini sürdürdüğü kaydedilerek, ancak Soğuk Savaş döneminin bir altın dönem olmadığı, dünyada milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesine yol açan bir facia olduğu ifade edildi.
