Yorum: Çin, Rusya-Ukrayna barış görüşmelerinden barış çıkmasını bekliyor
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping dün Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile yaptığı video konferansta, Rusya ve Ukrayna’nın barış görüşmelerine başlamasını, Avrupa, Rusya, ABD ve NATO’nun eşit diyalog geliştirmesini desteklediklerini belirtti.
Ukrayna durumu, video konferansının odak noktasydı. Xi Jinping’in tutumu, büyük bir ülke olan Çin’in tarafsız, adil ve sorumlu bir rolünü yansıtıyor.
Ukrayna’daki durumun şimdiye kadarki evrimi, çeşitli faktörlerin birleşik etkisinin bir sonucudur. Bunlar arasında ABD liderliğindeki NATO’nun kaçınılmaz bir sorumluluğu vardır. Soğuk Savaş’ın sona ermesinden sonra ABD, NATO’nun doğuya genişlemesini teşvik etti ve Rusya’nın etrafındaki güvenlik ortamını değiştirdi. Bu da Rusya-Ukrayna çatışmasının patlak vermesine zemin hazırladı.
Mevcut Ukrayna krizini çözmek için, sorunu başlatan ABD başkasını suçlamak yerine kendi üzerine düşen sorumlulukları üstlenmeli ve Soğuk Savaş zihniyetini terk etmelidir.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) daimi üyesi ve sorumlu büyük bir ülke olarak Çin, Ukrayna meselesindeki tutumunu defalarca vurguladı ve barış görüşmeleri için yapıcı rol oynamaya hazır olduğunu dile getirdi.
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, tüm ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi ve krizin barışçıl çözümüne yönelik tüm çabaların desteklenmesi gerektiğini yineledi.
Şu anda Rusya ve Ukrayna üç tur müzakere gerçekleştirdi. Tutumlarda bariz farklılıklar olsa da, insani konulara bir dizi uzlaşmaya varıldı.
Fransız ve Alman liderlerin söylediği gibi, Avrupa, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en kötü krizle karşı karşıya bulunuyor. Çeşitli zorluklar karşısında, Xi Jinping, Fransa ve Almanya’nın Avrupa’nın kendi çıkarlarından hareket ederek Avrupa’nın kalıcı güvenliğini göz önüne bulundurması ve stratejik bağımsızlığa bağlı kalmasını desteklediklerini ifade etti.
Bir yandan Fransa ve Almanya Avrupa Birliği’nin (AB) lokomotifi olarak temkinli davranmalı ve yaptırımlarla durumu tırmandırmaktan kaçınmalıdır. Öbür yandan, Avrupa’nın jeopolitik yapısı üzerindeki etkisi karşısında Avrupa’nın Ukrayna krizinin gerçek kökeniyle rasyonel bir bakış açısıyla yüzleşmesi gerekmektedir. Ancak ilgili tarafların eşit diyalog yürütmesi ve dengeli, etkili ve sürdürülebilir bir Avrupa güvenlik çerçevesi kurulması durumunda, Avrupa’nın uzun vadeli güvenliği garanti altına alınabilir.
Uluslararası toplumda iki büyük güç olan Çin ve Avrupa, barış, kalkınma ve işbirliği arayışında ortak bir dili paylaşıyor, bu iki güç sorumluluklarını üstlenmeli, çalkantılı ve değişen dünyaya daha fazla istikrar ve kesinlik kazandırmalıdır.
