Çin'in salgınla mücadele politikası gerçekçidir
Çin hükümeti tarafından 26 Aralık’ta yayımlanan bildiride COVID-19 için “yeni korona virüsü zatürresi” tanımlaması “yeni korona virüs enfeksiyonu” olarak yeniden adlandırıldı.
Bildiride 8 Ocak’tan itibaren Çin Halk Cumhuriyeti Bulaşıcı Hastalıklar Önleme ve Tedavi Yasası uyarınca COVID-19’un B kategorisi A sınıfı bulaşıcı hastalıktan B sınıfı bulaşıcı hastalığa indirileceği belirtildi.
Bildiriye göre Çin’de COVID-19 bulaşmış kişilere yönelik karantina önlemleri kaldırılacak ve yakın temasta bulunanlar tespit edilmeyecek. Bunun yanı sıra yüksek ve düşük riskli alanlar belirlenmeyecek. Çin’e gelen yolcuları ve ithal kargoyu hedef alan bulaşıcı hastalık kontrol ve karantina önlemleri kaldırılacak.
Yeni tedbirler, virüs varyantlarının özellikleri, salgındaki son gelişmeler ve deneyimlerin bir araya getirilip değerlendirilmesi temelinde ve gerçekçilik ve bilimsel optimizasyon kriterleriyle alındı ve her zaman “önce halk ve önce hayat” ilkesiyle yürütülüyor.
COVID-19 salgını patlak verdiğinde Çin hükümeti, yasaya göre bu hastalığı B kategorisi A sınıfı bulaşıcı hastalık listesine dahil etmiş ve bu sınıfa ait sıkı yönetim tedbirleri uygulamıştı. Üç yıldır 9 salgınla mücadele ve tedavi kılavuzunu yayımlayan Çin, ilkel virüs ve Delta varyantının fazla yayılmasını önledi ve ağır vaka ve ölüm sayısını azami bir şekilde azalttı. Bununla beraber Çin, aşı ve ilaçların AR-GE çalışması, kullanılması ve tıbbi kaynakların hazırlanması için zaman kazandı. Çin’in salgından kaynaklanan ölüm sayısı, dünyanın en düşük seviyesini korudu.
Günümüzde dünyanın tıbbi ve bilimsel çevreleri, Omicron varyantının zayıfladığı ve zatürre belirtisi olan vakaların nadir görüldüğü kanısında. Dolayısıyla Çin COVID-19’un tanımını “yeni korona virüsü zattüresi”nden “yeni korona virüs enfeksiyonu” olarak değiştirdi. Bu isim, salgındaki son gelişmelere göre gerçekçi ve bilimsel özellikler gösteriyor.
Ancak şuna da dikkat etmeliyiz. COVID-19’un B sınıfa indirilmesi, artık salgınla mücadele çalışmasından vazgeçilmesi anlamına geliyor.
Hükümetin salgınla mücadele çalışması, artık enfeksiyonun önlenmesinden sağlığın korunması ve ağır vakanın önlenmesine odaklanacak.
Önceki akşam yayımlanan bildiride 12 maddelik tedbirler yer aldı. Yeni tedbirlere göre sonraki dönemde yaşlıların aşılama oranı daha da yükseltilecek. Hastaların ilaç ve test talepleri karşılanacak. Tıbbi kaynaklar inşasına olan yatırım artırılacak ve kırsal bölgelerdeki salgınla mücadele çalışması güçlendirilecek…
İşte bu tedbirler, salgınla mücadele politikasının ayarlandığı dönemde ortaya çıkabilecek risklere karşı alındı ve politikanın bilimselliğini yansıttı.
Bu arada Çin’in giriş ve çıkış tedbirlerindeki değişiklik, yabancı basın kuruluşlarının büyük dikkatini çekti. Yeni tedbirlere göre Çin’e seyahat eden yolcuların uçağa binmeden önceki 48 saat içinde PCR testi yaptırmaları gerekiyor. Varıştan sonraki nükleik asit taraması ve toplu karantina iptal edilecek.
Çin, ticaret, eğitim, yakınlarını ziyaret için ülkeye gelen yabancılara vize kolaylığı sağlayacak, deniz ve kara sınır kapılarını kademli olarak yeniden açacak. Çin vatandaşlarının yurt dışı seyahatleri de düzenli bir şekilde sürdürülecek. Böylece Çinliler ile yabancılar arasındaki iletişim daha da kolay, güvenli, düzenli ve verimli olacak. Salgınla mücadele çalışması ile ekonomik ve toplumsal gelişme arasında eşgüdüm sağlanacak.
Aralık ayının başından beri yeni 10 maddelik gevşeme tedbirlerinin uygulanmasıyla Çin vatandaşlarının bölgeler arası ulaşımı normale döndü. Beijing ve Shanghai gibi metropol kentlerdeki lokantalar ve sinemalar müşterileri karşılamaya başladı. Ülkenin doğu sahil bölgesindeki Zhejiang ve Jiangsu eyaletlerinden orta ve batısındaki Hunan ve Sichuan eyaletlerine kadar ülke genelindeki fabrikalar üretime yeni döndü ve sınır ötesi yatırım çekme faaliyetleri başladı.
Çin Merkezi Ekonomik Çalışma Toplantısı kısa süre önce Beijing’de yapıldı. Toplantıda salgınla mücadele çalışması ile ekonomik ve toplumsal gelişme arasında eşgüdümün sağlanması gerektiği vurgulandı. Gevşeme tedbirlerin yerine getirilmesiyle ülkenin bu ayarlama dönemini istikrarlı bir şekilde geçirme imkanına sahip olduğuna inanılıyor. Çin, halkın yaşamını ve sağlığını azami derecede koruyacak ve ekonomik ve toplumsal düzenin normale dönmesini hızlandıracak. Bu, durgunluğa düşen dünya ekonomisi için de kesinlikle bir müjdedir.