Çin'in salgınla mücadele politikasında değişiklikler ve değişmeyen noktalar

2022-12-16 20:00:14

Çin hükümeti kısa süre önce COVID-19 salgınının önlenmesi ve kontrolü tedbirlerini optimize ederek risk alanlarının bilimsel ve isabetli tespit edilmesi, karantina yönteminin ayarlanması ve yaşlıların aşılanmasının hızlandırılması dahil 10 maddelik politikayı ortaya koydu.

Şu an Beijing ve Shanghai gibi büyük kentlerden ülkenin iç kesimlerine kadar, insanların pürüzsüz bölgeler arası yolculuğu temel olarak yeniden başlatıldı. Çin toplumunda üretim ve yaşamın normal akışına adım atılmaktadır.

Çin, yaklaşık üç yıllık iradeli ve verimli salgınla mücadele çabalarıyla günümüzde politikanın optimize edilip ayarlanmasına zaman kazanarak koşul yarattı.

COVID-19 salgınından etkilenen ilk gruptaki ülkelerden biri olan Çin’deki aşılanma oranı yüzde 90’ı aştı, artık nispeten sağlam bir bağışıklık bariyeri oluşturuldu.

Bununla birlikte, Çin’de virüsle devamlı mücadele edildiği süreçte büyük miktarda deneyim biriktirildi, ilaçların araştırılma ve geliştirilme kabiliyeti, tıbbi tedavi kaynağı ve malzemesi  kapasitesi gözle görülür bir şekilde arttı. Çin halkı virüse karşı daha sakin bir tavır gösterir oldu.

Bu bağlamda, Çin, salgınla mücadele politikasının optimize edilmesi için kritik bir “pencere dönemi”yle karşılaştı.

Çin’de salgın önlenme ve kontrol politikasının ayarlandığı süreçte kaçınılmaz olarak bir adaptasyon dönemi yaşanıyor.

Çin hükümeti, tüm yaş gruplarındaki insanlar, özellikle yaşlıların aşılanmasının artırılması çağrısında bulunarak bazı şehirlerde hiyerarşik teşhis ve tedavi sisteminin mükemmelleştirmesini istedi. Ayrıca ilaçların tedariği ve tıbbi tedavi kaynaklarının hazırlığının güçlendirileceği vurgusu yapıldı.

Tüm bu çabalar, sadece salgının yeni durumunun gereksinimine ayak uydurulması ve politikanın ayarlandığı “adaptasyon dönemi”nden bir an önce geçilmesi için değil, dahası “önce halk, önce can güvenliği” olarak bilen, Çin’in salgınla mücadele için gösterdiği asıl gayesinin yansımasıdır.

Salgınla mücadelenin başlangıcından bu yana Çin Komünist Partisi ve Çin hükümeti, halkın can güvenliği ve sağlığının her zaman ön planda tutulması gerektiğini açıkça ortaya koydu. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 13 Aralık’ta yayımlanan verilere göre, dünya çapında hayatını kaybeden 6,63 milyon kişi dahil toplam 645 milyon COVID-19 vakası tespit edildi.

Çin’in resmi makamları tarafından 14 Aralık’ta açıklanan verilere göre, ülkenin ana kesiminde hayatını kaybeden 5235 kişiyle birlikte toplam 360 bin vaka tespit edildi.

Çin’de salgınla mücadele politikalarının optimize edilmesiyle, yerli ve yabancı kurumlar tarafından peş peşe yayımlanan görünümlerde, Çin ekonomisinin 2023'te bir toparlanma sürecine girip yükselerek dünya ekonomisine daha fazla ivme kazandıracağı öngörülüyor.

Aynı zamanda Çin, küresel salgınla mücadeleye elinden gelen yardımları sağladı. Son üç yılda Çin, çekinmeden salgınla mücadele deneyimini ve yöntemlerini dünya ile paylaştı, 120'den fazla ülke ve uluslararası kuruluşa 2,2 milyar dozdan fazla aşı sağladı ve 200'den fazla ülke ve bölgeye salgın önleme malzemeleri sağladı.

Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi eski başkanı Münir Akram, Çin'in COVID-19 salgınıyla mücadeledeki bir dünya örneği haline geldiğini, Çin’in küresel salgınla mücadeleye katkısının silinmez olduğunu kaydetti.

Şu an COVID-19 salgını henüz sona erdi, hâlâ salgınla mücadele yolundayız. Önce halk kavramına, bilimsel ve isabetli salgın önleme ve kontrolü politikasına sadık kalınırken ilgili politikalar zaman ve duruma göre ayarlanır, işte bunlar Çin’in salgınla mücadele politikasındaki değişiklikleri ve değişmeyen noktalarıdır.

Böyle bu yolda ilerleyip günümüzdeki “pencere dönemi”ne bağlı kalarak “salgına yönelik stratejik karşı saldırı” gerçekleştirmekle, Çin nihai zafere gittikçe yaklaşacaktır.