Pul takımı, antik İpek Yolu güzergâhındaki yeni arkeolojik keşifleri gün ışığına çıkardı

2022-11-28 13:55:56

Shaanxi eyaletinin Xi'an kentinde kısa süre önce yayımlanan İpek Yolu  güzergâhındaki arkeolojik başarılarla ilgili pul takımı, efsanevi İpek Yolu’nun tarihi özelliklerini ve öykülerini gün ışığına çıkardı.

Xi’an kentinde yer alan Kuzeybatı Üniversitesi’nin inisiyatifiyle basılan ve antik İpek Yolu güzergâhındaki yeni arkeolojik keşifleri konu alan pul takımı, Çin ve Özbekistan dışişleri bakanlıkları, iki ülkenin postacılık ve kültürel eserler birimleri tarafından ortaklaşa tasarlandı.

Farklı dönemlere ve ülkelere ait kültürel eserleri konu alan pul takımı, binlerce yıl öncesine dayanan ve on bin kilometrelik bir mesafeyi kapsayan antik İpek Yolu  güzergâhındaki ülkeler arasındaki kültürel iletişim ve entegrasyonu yansıttı.

Kuzeybatı Üniversitesi ve Özbek uzmanlardan oluşan bir arkeoloji ekibi, İpek Yolu boyunca tarihi kalıntılar ve eserlere ilişkin 20 yıl süren kazma çalışmalarını tamamladı.

Söz konusu pul takımında hem arkeoloji ekibinin Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’ndeki kazma çalışmalarında gün ışığına çıkardığı, antik Yunan mitolojisindeki efsanevi canavar "Griffin" imgesi taşıyan bakır at koşumu, kaplan biçimli altın süsler ve koyun başı biçimli altın süsler gibi kültürel eserlerin desenleri, hem de Çin-Ukrayna ortak arkeoloji ekibi tarafından Fas’ın başkenti Rabat’ta ortaya çıkarılan, belirgin göçebe kültürel özelliklere sahip eski Mısır mitolojisindeki canavar “Sfenks” imgesi taşıyan Fayence pandantifi ve altın kafa süslerinin desenleri basıldı.

Dünya kültürünün çoğulculuğunu gösteren bu kültürel eserler, İpek Yolu  güzergâhındaki ülkelerin medeniyetlerinin karşılıklı etkileşiminin tarihi ve orijinal görünümünü yansıttı. 

Kuzeybatı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Chang Jiang, “Bu arkeolojik başarıların tarihi kayıtlarda antik Yuezhi (Hunlar’ın büyümesinden önce, Çin'in kuzeybatısında yer alan Gansu eyaletinde bulunan bir tarihi güzergâh olan Hexi Koridoru ve Qilianshan Dağları’nda yaşanan eski bir göçebedir, Hunlar tarafından mağlup edilmiş ve Taklamakan Çölü'nün dışına sürülmüş) ve Kangju’ylegünümüzdeki Gansu eyaletinin Yumenguan’ın batısındaki ülkelerden biri ve Batı Han döneminde Hunlar ve Yuezi’ye boyun eğmişilgili arkeolojik sonuçları netleştirdi.” bilgisini verdi. 

Pulların konu aldığı kültürel eserler, genel kabul edilen İpek Yolu’nun başlangıç tarihinin 2 bin yıl daha geriye gitmesini kanıtladı. 

Kuzeybatı Üniversitesi’nden Profesör Wang Jianxin, mevcut arkeolojik kanıtların İpek Yolu medeniyeti kapsamındaki iletişimin Batı Han döneminden önce, yani günümüze 5 bin ila 4 bin yıl önce ortaya çıkmış olduğunu doğruladığını aktardı.

 İpek Yolu güzergâhındaki medeniyetler arasındaki iletişim ve ulaşım Batı Han döneminden önce başladı

 

İpek Yolu güzergâhındaki arkeolojik çalışmaların ilerletilmesiyle, gittikçe daha fazla kanıt, İpek Yolu güzergâhındaki medeniyetler arasındaki iletişim ve ulaşımın Batı Han dönemindeki Zhang Qian’ın Yumenguan geçidinin batısına gönderilmesinden çok daha önce başlatılmış olduğunu doğruladı.

Xinjiang Arkeoloji Araştırma Enstitüsü’nde sergilenen antik Yunan mitolojisindeki efsanevi canavar "Griffin" imgesi taşıyan bakır at koşumunun keşfedidiği yer, antik Yunanistan’a 5 bin kilometrelik mesafe olan Xinjiang’ın Kumul şehrindeki Barköl Kazak Özerk İlçesi’nde bulunuyor.

Xinjiang Arkeoloji Araştırma Enstitüsü Başkanı Li Wenying, Barköl Kazak Özerk İlçesi’nde yer alan Shirenzigou kalıntılarından çıkarılan bu kültürel eserlerin Savaşçı Devletler Dönemi’nin (MÖ 403 - MS 221) sonundan Batı Han başına kadar uzanan bir döneme ait olduğunu söyledi.

Uzmanlar, bu kültürel eserlerin sahiplerinin büyük olasılıkla Zhang Qiang’ın Yumenguan’ın batısına yolculuğunda aramak istediği Yuezhililer olabileceği ve bu gizemli göçebe halkınin Han hanedanının kuruluşundan önce on bin kilometre uzaklığındaki Avrupa ile kültürel temasta bulunmuş olabileceğini söylediler.

Kuzeybatı Üniversitesi’nden Profesör Wang Jianxin, bu eserlerin soylu ailelerin mezarlarından çıkarıldığına bakıldığında, Shirenzigou kalıntılarının büyük olasılıkla Yuezhiler’in sarayının bulunduğu yer olduğunu söyledi.

Öte yandan, Özbekistan’da keşfedilen ve eski Mısır mitolojisindeki canavar “Sfenks” imgesi taşıyan süs eşyalarının da Yuezhililere ait olduğu kanıtlandı. Bu da İpek Yolu  güzergâhındaki ülkeler arasındaki medeniyet iletişiminin geniş alanı kapsaması ve uzun geçmişe dayanmasının yansımasıdır.

Xinjiang Kültürel Kalıntılar ve Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Li Wenying, “Bu üç altın süs eşyasında, İlkbahar-Sonbahar ve Savaşan Devletler Dönemi’nde (MÖ777-MÖ221) Asya ve Avrupa'daki göçebe kültürlerinde popüler olan dekoratif desenler var. O dönemde dağlar ve çayırlardaki göçebeler, Doğu ile Batı arasındaki kültürel iletişim ve entegrasyonun ilerletilmesinde son derece aktif bir rol oynamışlar.” dedi.

 Arkeolojlar Yuezhiler’e ait büyük miktardaki kültürel eserleri ve kalıntıları keşfettiler

Daha önce keşfedilen Yuezhilerle ilgili tarihi yazılar ve kültürel eserler çok azdır. Kuzeybatı Üniversitesi’nin arkeoloji ekibi, keşfettikleri bu büyük miktardaki kültürel eserler ve kalıntılarla daha önce sadece efsanede söylenen bu gizemli göçebe halkıyla ilgili bilgileri gün ışığına getirdi.

Tarihsel kayıtlarda Yuezhilerin Çin’in kuzeybatısında yaşanyan eski bir göçebe ve daha sonra doğudan Orta Asya’ya göç eden ilk antik insan kabilesi olduğu belirtildi, fakat onun kökeninden hiç bahsedilmedi. 

Kuzeybatı Üniversitesi’nden Profesör Wang Jianxin “Yuezhiler başlangıçta Çin'de yaşıyordu, ancak daha sonra Hunlar tarafından yenildi ve batıya doğru hareket ederek Amu Darya Nehri havzasına ulaştılar. Bildiğimiz kadarıyla, Zhang Qian, Hunlara karşı savaşta bir müttefik bulmak amacıyla Yuezhiler’i aramak için Yumengguan’ın batısına gitti.” dedi. 

Yuezhilerin Xinjiang’daki kalıntılarının kesinleştirilmesinden sonra, arkeoloji ekibi, yurt dışındaki araştırma ve kazmaları da başlatarak Zhang Qian’ın yolculuğunu takip ederek Yuezhiler’in izlerini aramayı sürdürdü. 

Profesör Wang Jianxin, “Batıya göç eden Orta Asya’daki Yuezhiler’in kalıntılarını bulduk. İki yerdeki kalıntılar karşılaştırarak Yuezhilerin doğudan batıya dağılımını inceledik.” dedi. 

Çin ve Özbekistan arasındaki diplomatik ilişkiler en az Tang hanedanında başladı

İpek Yolu güzergâhındaki ülkeler olarak, Çin ve Özbekistan arasında 30 yıl önce diplomatik ilişkilerin kurulduğu genel olarak bilinen bir gerçektir.

Ancak tarih akışına bakıldığında, en az Tang hanedanından (MS 618-906) beri, Çin ve Özbekistan arasında ulaşım ve kültürel temas başlatılmış olduğu görülebilir.

Yinede Xi'an kentinde yayımlanan adı geçen pullarda Çin ve Özbekistan’da keşfedilen kültürel kalıntılarda gösterilen imajlar var.  

Kuzeybatı Üniversitesi’nden Profesör Wang Jianxin, “bu kültürel kalıntılardan biri Özbekistan'ın Semerkant kentindeki Afrasiab bölgesinde bulunan bir duvar resmi. Bu duvar resmi, Tang Hanedanı’ndaki Çinlilerin imajını gösterir. Diğer bir kültürel katıntı ise Xi'an'da yer alan, Kuzey Zhou hanedanındaki 557—581Soğdlular’a ait mezar kabartmalarıdır. Bu kabartmalarda gösterilen eski Soğdlular, Orta Asya'dan geldi ve çağdaş Taciklerin ve Özbekler Soğdlulardan kaynaklandı, Özbekistan’ın Semerkant kenti ise Soğdluların memleketidir.” dedi.

Xi'an kentindeki duvar resimlerinde gösterilen eski Soğdlular’ın imajı ile Semerkant kentindeki mezar kabartmalarda gösterilen Tang Hanedanı Çinlilerin imajı, zaman ve mekânda örtüşerek yepyeni bir tarihsel gerçek sunuyor.