Almanya Başbakanı Çin ziyaretinden önce bir makale yazdı

2022-11-03 20:40:06

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 4 Kasım'da aralarında Adidas, Deutsche Bank, Siemens, BioNTech ve Volkswagen gibi Alman şirketlerinin üst düzey yöneticilerinden oluşan bir heyetle Çin’e resmi ziyarette bulunacak. Resmi ziyaret, salgının başlamasından bu yana bir Avrupalı liderin ve Scholz'un göreve geldikten sonra Çin’e gerçekleştirdiği ilk ziyaret olacak.

Daha önce Scholz'un Çin ziyareti hem Almanya içinde hem de Batılı ülkelerde bazı eleştirilere maruz kalmıştı. Scholz ziyaretinden önce 2 Kasım'da Alman “Frankfurter Allgemeine Zeitung” gazetesinde bir makale yayımlayarak ziyaretiyle ilgili düşüncelerini aktardı: Dünyadaki durum değişse bile Çin halâ Almanya ve Avrupa için önemli bir ekonomik ve ticari ortaktır ve Almanya Çin'den kopmak istemez ve kopamaz.

Scholz ayrıca, Çin'in küresel meselelerde kilit bir rol oynadığını ve Almanya ile Çin'in her iki tarafın çıkarları doğrultusunda iş birliği arayışında olması gerektiğini söyledi.

Makale başında Scholz doğrudan konuya girerek selefinin Çin'e yaptığı ziyaretin üzerinden üç yıl geçtiğini ve bu üç yıl içinde dünya ve bölgedeki durumun büyük ölçüde değiştiğini yazdı. Bu nedenler ve salgın nedeniyle, Scholz "Doğrudan diyalog artık daha da önemli hale gelmiştir." ifadesini kullandı.

"Bugünkü Çin 50 yıl öncekiyle aynı değil." diyen Scholz, Çin'in artık ulusal güvenlik ve egemenlik konularına daha fazla odaklandığını ve dünya genelinde yaşanan ciddi değişikliklerle birlikte Almanya'nın Çin'e yaklaşımını değiştirmesi gerektiğini söyledi. Scholz, buna rağmen ekonomik ayrışmaya kesinlikle karşı çıktığını ve Çin ile iş birliğinin önemini vurguladı.

Scholz, bugün durumun farklı olsa da Çin'in Almanya için, hatta tüm Avrupa için halâ önemli bir ekonomik ve ticari ortak olduğunu, bu nedenle Almanya'nın tedarik zincirinin çeşitlendirilmesini teşvik ederken, "Çin'den ayrılmak istemiyoruz." diye yazdı.

"Soğuk Savaşı özellikle acı bir şekilde yaşamış" bir ülke olarak Almanya'nın yeni bir kutuplar arası çatışmanın ortaya çıkmasına karşı olduğuna değinen Scholz, 1.4 milyar nüfusa ve güçlü bir ekonomiye sahip olan Çin’in, dünya tarihinde uzun süredir olduğu gibi gelecekte de elbette dünya sahnesinde önemli bir rol oynayacağını ifade etti. Almanya Başbakanı aynı zamanda, bu açıdan bakıldığında, bazılarının Çin'i izole etme taleplerinin, “Çin'in hegemonik bir yönetim, hatta merkezinde Çin'in olduğu bir dünya düzeni kuracağı” görüşü gibi çok önemsiz olduğuna işaret etti.

Scholz ayrıca Alman hükümetinin baskılara rağmen Çinli şirket COSCO'nun Almanya'nın en büyük limanı olan Hamburg limanındaki konteyner terminali hisselerinin bir kısmını satın almasını onaylamasına atıfta bulunarak bu işlemin Almanya ve Avrupa Birliği'nin ekonomik korumacılıktan ziyade ticaretin çeşitlendirilmesi ve karşılıklı yararın teşvik edilmesi yönündeki tutumunu yansıttığını söyledi.

Alman hükümeti, 26 Ekim'de COSCO Grup'un Hamburg Limanı'nın "Fortuna" konteyner terminalinin yüzde 24,9'luk hissesinin alımını onayladı. Scholz bunu "doğru" bir karar olarak değerlendirdi, bundan önce Almanya ekonomi ve dışişleri bakanları anlaşmanın tamamlanmasını engellemeye çalışmıştı.

Son yıllarda Çin ve Avrupa arasında "rekabet unsurlarının kesinlikle arttığı" görüşünü savunan Scholz, ancak rekabetin doğru şekilde algılanması gerektiğini ve rekabeti kabul ederken "her iki tarafın çıkarlarına uyan alanları tespit etmenin ve iş birliği arayışında olmanın daha önemli olduğunu" sözlerine ekledi.

"Sonuçta dünyanın Çin'e ihtiyacı var" diyen Scholz, Çin'in salgın, küresel gıda krizi ve iklim değişikliğiyle mücadele konularında kilit bir rol oynadığına dikkat çekti.

Scholz, Çin'in karbon emisyonlarını azaltma yönünde kararlı adımlar atmaması halinde iklim değişikliğiyle mücadeleyi kazanmanın mümkün olmayacağını belirterek, bu nedenle Çin’in yenilenebilir enerjiyi hızlandırması ve zor bir emisyon azaltma planı belirlemesinin çok faydalı olacağını ifade etti. Scholz, Çin ve Almanya'nın iklimin korunması konusunda iş birliklerini sürdürmeleri ve daha fazla uluslararası sorumluluk üstlenmeleri gerektiğini söyledi.

Scholz son olarak şunları söyledi: "Çin'e yapacağım ilk ziyarette konuşmak istediğim konu bu. Her iki tarafın da çıkarına olan alanlarda iş birliği arayışında olacağız ve aynı zamanda tartışmalardan da kaçınmayacağız. Bu Çin ve Almanya arasındaki açık fikir alışverişinin bir parçasıdır."