Washington hegemonyası, yine başarısızlığa uğradı

2022-10-11 11:44:02

Liang Xinwen, CRI Haber Merkezi

OPEC+ grubunun günlük ortalama ham petrol üretimini kasım ayından itibaren 2 milyon varil azaltma kararı, ABD’de büyük yankı uyandırdı. Biden yönetimi, Ortadoğu’daki başlıca petrol üretici ülkelerin üretimi artırarak petrol fiyatlarını düşürmesini ve ABD'nin enflasyonunun kontrol altına alınmasına yardımcı olmasını beklerken, durum tersine dönüyor.

OPEC+ neden petrol üretimini azaltma kararı aldı? Uzmanlara göre, bir yandan uluslararası petrol fiyatlarında son bir dönemde yaşanan düşüş, OPEC+ ülkelerinin gelirinin azalması ve karlarının düşmesine neden oldu. Petrol fiyatlarının düşmeye devam etmesinden kaygı duyan OPEC+ ülkeleri, üretimi azaltmakla fiyat düşüşünü önlemeye çalıştı. Diğer yandan jeopolitik çekişmelerden etkilenen küresel ekonomik gidişattaki belirsizlikler arttı ve gelecekte petrol talebi daha da azalabilir.

Kısacası petrol fiyatları, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi "OPEC+" ülkelerinin can damarıdır. Üretimi kısmak, OPEC+ ülkelerinin kendi ekonomik çıkarlarına uygun bir karar, ancak bu ABD için ciddi bir tokat anlamına geliyor.

ABD Başkanı Joe Biden’in temmuz ayında Suudi Arabistan’a yaptığı ziyaretin önemli amaçlarından biri, ABD’deki enflasyonu düşürmek için daha ucuz petrol fiyatı aramaktı. Ancak Körfez ülkeleri ABD’yi memnun etmedi. Bu örnek, Körfez ülkelerinin ABD’den gelen emire göre değil, kendi çıkarlarını savunmak için hareket edeceğini gösteriyor.

OPEC+ grubunun petrol üretimini azaltma kararı açıklandıktan sonra, ABD’den bazı politikacılar, karşılık olarak yaptırım uygulayacaklarını açıkladı. Hatta kimi politikacılar,  Körfez ülkelerine misilleme yapmak için yasa tasarısı hazırlığına girişti.

İronik olan şu ki, ABD’nin OPEC+ grubunun petrol üretim kısıtlamalarına öfkesini dile getirdiği sıralarda, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ABD'nin Avrupalı müttefiklerinin enerji kıtlığı içindeyken doğal gaz fiyatlarını arttırması nedeniyle ABD’ye tepki gösteriyordu.

Bir yandan OPEC+ grubunu üretimi azaltarak petrol fiyatlarını yükseltmekle eleştirirken, diğer yandan Avrupalı müttefiklerine satılan doğal gaz fiyatlarını artırması, “Önce ABD” politikasına dayalı bencilliği ve hegemonyasını açıkça yansıtıyor.