"Floyd trajedisi"nin tekrarlanması ABD’nin utancıdır
Çinli temsilci, son iki günde BM İnsan Hakları Konseyi’nin 51. oturumunda, ABD dahil bazı ülkelerin kolluk kuvvetlerinin etnik azınlıklara karşı gerçekleştirdikleri ayrımcı uygulamalarla ilgili ciddi endişeleri dile getirdi. Çinli temsilci, ilgili ülkeleri ciddi ırkçılık ve ırk ayrımcılığı sorunlarına doğru bir tutumla yaklaşmaya, Durban Deklarasyonu ve Eylem Programı’nı (DDPA) pragmatik bir şekilde hayata geçirmeye ve “Floyd trajedisi”nin tekrarlanmamasını sağlamaya çağırdı.
Verilere göre, Afrika kökenli ABD vatandaşı George Floyd’un boynuna diz çökülerek öldürülmesinden bir yıl sonra, ABD genelinde en az 229 Afrika kökenli ABD’li polis şiddeti nedeniyle hayatını kaybetti.
Bu yılın başından beri, ABD’de polislerin Afrika kökenli ABD’lilere yönelik uyguladığı şiddet olayları yaşanmaya devam etti. Polis şiddetinin yöntemlerinin acımasızlığı korkunç bir seviyeye çıktı.
Bu trajediler, ABD tarzı insan haklarının ikiyüzlülüğünü defalarca teşhir ederek ABD toplumunun ve politikacılarının övdüğü sözde "demokratik" cennet değil, insanların temel hayatta kalma hakkının bile bulunmadığı hasta bir toplum olduğunu açıkça ortaya koydu.
Afrika kökenli ABD’lilere karşı şiddet içeren polis şiddeti ABD’de neden bu kadar yaygın?
Nihayetinde bu, ABD toplumuna kök salan ırkçılığı yansıtıyor. ABD’de son 50 yılda gerçek bir ırksal uzlaşmada ilerleme kaydedilemedi.
Pek çok analiste göre, ABD toplumunun gerçeği altında, etnik azınlıklara sadece “seçim politikası” tarafından ihtiyaç duyulduğunda sembolik bir önem verildi, ABD’li politikacılar ırkçılığı besleyen “toprağı” ve çeşitli sistematik eksiklikleri iyileştirmek için hiçbir ilgi göstermedi.
Ağustos’ta BM Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi, ABD’de “Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme”nin uygulanması durumunu gözden geçirdiğinde, ülkedeki köklü ırk ayrımcılığı sorununu eleştirdi.
Şu an devam eden BM İnsan Hakları Konseyi'nin 51. oturumunda, tüm katılımcılar ABD'yi yerel sistematik ırkçılığa karşı somut adımlar atmaya çağırdılar.
Uluslararası toplumdan gelen bu eleştiriler karşısında ABD tarafı, kulaklarını kapamak yerine söz konusu eleştirileri ülke içindeki insan hakları durumunun iyileştirilmesinin bir itici gücü olarak görüp ülke genelindeki ayrımcı yasaları, politikaları ve önlemleri kapsamlı bir şekilde gözden geçirip değiştirmeli, ayrıca şiddet uygulayan kolluk kuvvetleriyle ilgili davalar hakkında detaylı soruşturmaları tamamlayıp, failleri tespit etmeli, mağdurlara ve yakınlarına tazminat ödemelidir.