Çin ve Endonezya arasında ortak kader topluluğu dönemi

2022-07-27 19:22:32

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ve Endonezya Cumhurbaşkanı Joko Widodo arasında dün verimli bir görüşme gerçekleştirildi.

Widodo, Beijing Kış Olimpiyat Oyunları’nın ardından Çin’de ağırlanan ilk yabancı devlet başkanı oldu. Çin, ayrıca Endonezyalı liderin Doğu Asya turunun ilk durağı. Bu durum, iki ülke arasındaki sıkı dostluğun bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Başkent Beijing’de gerçekleşen görüşmede, Çin ile Endonezya arasında ortak kader topluluğu oluşturulması konusunda uzlaşılırken, görüşmenin bitiminde ortak bir bildiri yayımlandı.

İki ülke arasında ayrıca “Kuşak ve Yol” ve “Küresel Deniz Ekseni”nin kenetlenmesini öngören bir mutabakat zaptı imzalandı. Taraflar, aşı ve genetik araştırmalar, yeşil kalkınma, bilgi paylaşımı, siber güvenlik ve deniz çalışmaları alanlarında da bir dizi işbirliği belgesine imza attı.

ASEAN’ın öncülerinden olan Endonezya, bu yıl G20 dönem başkanlığını yürütüyor ve gelecek yıl da ASEAN dönem başkanlığını üstlenecek. Bu bağlamda, Çin ve Endonezya arasındaki ikili ilişkilerin yoğunlaştırılması, iki ülkenin uzun vadeli çıkarlarına yararlı olacağı gibi, bölgesel ve küresel barış ve istikrara dinamizm katacak.

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, görüşmede, Çin’in Endonezya’nın bu yılki G20 Zirvesi’ne ev sahipliği yapmasına ve gelecek yıl ASEAN dönem başkanlığını yürütmesine tam destek vereceklerini açıkladı. Çin’in bu kararlı desteği, Endonezya’nın zirveyi başarıyla düzenlemesine de güç katacak.

Eski Endonezya Dışişleri Bakan Yardımcısı Dino Patti Djalal, basına verdiği demeçte, “Çin ve Endonezya arasındaki işbirliği, çok taraflılığının gerçek anlamda yerine getirilmesidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Xi-Widodo görüşmesinin dikkat çekici yönü ise Endonezyalı liderin ikili ilişkileri, “ortak kader topluluğu”, “karşılıklı yarar ve çifte kazanç” ve “pozitif enerji” gibi ifadeler kullanarak tanımlamasıydı.

Bu gelişme de Asya’da bloklar arası zıtlaşmalar ve küçük gruplar yaratma siyasetinin olumlu karşılanmadığını, bölge halklarının ortak beklentisinin barış ve kalkınma olduğunu bir kez daha gösterdi.