Japonya’nın radyoaktif atık suyu denize boşaltması soruşturulmalı

2022-07-23 15:19:28

CRI Haber Merkezi

Japonya Atom Enerjisi Düzenleme Komisyonu, dün Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi tarafından hazırlanan Fukuşima Daiichi Nükleer Santrali’nin radyoaktif atık suyunun denize tahliye planını resmen onayladı.

Japonya, böylece radyoaktif atık suyu denize boşaltma planını gerçeğe dönüştürme yolunda tehlikeli bir adım attı.

Fukuşima Daiichi Nükleer Santrali’nde şu an 1 milyon 250 bin tondan fazla nükleer özellikli işlenmiş atık suyu bulunuyor. Bilim insanları, nükleer atık suyundaki radyoaktif izotopların tamamen temizlenmesinin zor olduğuna, bu maddelerin tahliye gününden sonra 57 gün içinde Pasifik Okyanusu’nun çoğu bölgesine yayılabileceğine ve 10 yıl içinde dünyadaki tüm deniz sularını etkileyebileceğine dikkat çekiyor.

Japon hükümetinin geçen yılın nisan ayında radyoaktif atık suyu denize boşaltma kararı alması uluslararası toplumdan ve Japon halkından büyük tepki çekmişti.

Japonya, atık su tahliye planının meşruluğu, verilerin güvenilirliği, arıtma cihazlarının etkinliği ve bunun çevre üzerindeki etkisinin kesinliği hakkında bilimsel araştırmalar yapmak için ilgili taraflarla işbirliği yapmadı. Aksine, Japon politikacılar kulaklarını itirazlara tıkayarak, kendi doğru bildikleri yolda ısrar etti.

Japonya, geçen yıl denize nükleer atık suyu boşaltma kararını açıkladığında, dönemin Maliye Bakanı Taro Aso, söz konusu suyun "içilebilir" olduğunu savunacak kadar ileri gitmişti. Japonya, denize boşaltılması planlanan nükleer atık suyu, "ALPS teknolojisi ile arıtılmış su" olarak nitelendirdi. Ancak aslında, ülkenin sözde "güvenli ve güvenilir" filtrasyon teknolojisine hâkim olmadığı biliniyor.

Japonya, bu yıl da Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na bağlı teknik ekibi, atık suyun boşaltım planını yerinde incelemek ve değerlendirmek üzere iki defa davet etti.

Ancak UAEA, daha denize boşaltma planı üzerinde kesin bir sonuca varmadan, Japon politikacılar nükleer atık suyu boşaltma planını onayladı.

Güney Koreli çevre koruma örgütü, bu kararın ‘‘nükleer bir terör saldırısı başlatmaktan farklı olmadığını” ifade etti.

Fukuşima nükleer santralindeki nükleer atık suyun boşaltılması, sadece Japonya’yı ilgilendiren bir konu değil. Dolayısıyla, Tokyo’nun kendi çıkarlarını düşünerek attığı, ancak bedelini tüm dünyanın ödemesini istediği girişimleri hem sorumsuzca hem de ahlak dışıdır.

Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne göre, tüm ülkelerin deniz çevresini koruma yükümlülüğü vardır ve "tüm ülkeler uluslararası hukuk doğrultusunda sorumluluklarını üstlenmelidir".

Japonya, hatalı girişimlerine devam ederse uluslararası toplumun hukuk silahını kullanarak bu ülkeyi kararından sorumlu tutma ve bu konuda tazminat talep etme hakkı vardır.