Tarifelerin zararları ortadayken, ABD neden hala tereddüt ediyor?

2022-07-08 11:05:31

ABD’de rekor seviyeye çıkan enflasyon baskısının hafifletilmesi amacıyla, Trump döneminden kalan bir hamle olarak Çin mallarına getirilen yüksek tarifelerin kaldırılacağına dair haberlerin sayısı artıyor.

ABD medya organları, ilgili kaynaklara dayanarak yayınladıkları haberlerde Biden yönetiminin “ufak” miktardaki tarifeleri kaldırabileceğini yazdı.

Peki ne kadar ufak? 10 milyar dolar olarak duyurulan rakam, ağır tarifelere tabi tutulan 370 milyar dolar değerindeki Çin mallarının sadece yüzde 2,7'sini oluşturuyor.

ABD’de politikacıların kişisel çıkarları peşine aşırı bir şekilde düşmeleri ve farklı çıkar gruplarının birbirini engellemeleri nedeniyle, birkaç konuda boş laf üretmekten öteye gidilemedi. Biden yönetiminin bu kararı da buna benzer bir hikayenin bir tekrarıdır.

Aslında uzun zamandır aşağıdaki iki konu son derece net bir şekilde algılanmıştı: Birinci, Amerikalı politikacılar devletin, şirketlerin ve halkın çıkarları için kişisel siyasi kayıplara katlanmayacaklardır. İkincisi, ABD yönetimi Çin'e yönelik tarifelerin kaldırılmasını ne kadar uzun süre geciktirirse, ABD ekonomisine verilen zarar o kadar derin olur.

Son dört yılda, sayısız olgu ve veriler, ABD'nin Çin'e karşı başlattığı ticaret savaşının tamamen başarısız olduğunu kanıtladı. 2018'in ortasından bu yılın Nisan ayına kadar, Çin ve ABD arasındaki ticaret sürtüşmesi, Amerikalıların ekstra 129 milyar dolar harcamalarına neden oldu.

ABD Vergi Politikası Araştırma Düşünce Kuruluşu (Tax Foundation) ekonomisti Alex Durante, kısa süre önce yazdığı bir makalede Çin malları üzerindeki ek tarifelerin başlangıçta planlandığı gibi Çinli şirketler tarafından değil, neredeyse tamamen Amerikan şirketleri ve tüketiciler tarafından karşılandığına işaret etti.

Bu durumda, Washington tarifeleri kaldırma konusunda hala neden tereddüt ediyor?

En kritik unsur oy kaygısıdır.

İlgili bir kaynak, Biden'ın bir yandan Çin mallarına getirilen tarifelerin “küçük bir kısmını” kaldırmayı planlarken diğer yandan sözde "uzlaşma" elde etmek için yarı iletkenler gibi kilit alanlardaki tarifelerin incelenmesini güçlendirmeyi düşündüğünü açıkladı.

Amerikalı siyasetçiler, seçimleri kazanmak için yüksek petrol, konut ve gıda fiyatlarıyla mücadele eden sıradan insanları feda etmeyi tercih etti. Ayrıca, Amerikan halkını, Çin'e karşı sert bir tavır gösterilmesinin, enflasyonla boğuşmaktan çok daha önemli olduğuna ikna etmeye çalışıyorlar.

“Önce Amerika” aslında “önce oy hesapları, sonra halkın çıkarları” anlamına geliyor.

Dünyanın en büyük iki ekonomisi olan Çin ve ABD işbirliği yaparsa, bu her iki tarafa da fayda sağlayacak. Çatışmadan iki taraf da zarar görecektir. Bu basit gerçek son yıllarda tamamen kanıtlanmıştır.

Ticaret savaşını en başından beri izleyen gözlemciler hatırlayacaktır: Çin böyle bir savaşa girmek istemedi, ama ABD ek tarifeler yolunu seçince karşılık vermekten de geri durmadı. Şimdi ABD tarifelerin bir kısmını kaldırmayı düşünüyor. Çin aynı pozisyonunu koruyor: Ek tarifelerin kaldırılması hem Çin ve ABD’ye hem de tüm dünyaya fayda sağlar.

ABD yönetimi siyasi hesaplarını bir kenara bırakıp, başta kendi vatandaşları olmak üzere dünya halklarının refahı için rasyonel kararlar alabilmeyi öğrenmelidir.