ABD’nin Xinjiang ürünlerinin ithalatını yasaklaması ticari çevreleri endişelendiriyor
ABD Başkanı Joe Biden’nin Aralık 2021’de imzaladığı sözde “Uygurları Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasası” resmen yürürlüğe girdi. Böylece ABD Gümrük ve Sınır Muhafaza (CBP) Kuruluşu, bu yasa doğrultusunda Çin’in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nden tüm ürünlerin ithalatını “zorla çalıştırma” nedeniyle yasaklayabilir.
ABD basını başta olmak üzere dünya basını peş peşe ABD’nin Çin’e baskı yapmayı amaçlayan bu önleminin ABD’deki ithalat ticareti ve küresel tedarik zincirine yarattığı olumsuz etkilere yönelik endişeleri dile getiriyor.
ABD’de yayın yapan “Politico” haber sitesinde, ABD’li ithalatçıların paniğe kapıldığına dikkat çekilirken, Wall Street Journal’da yer alan makeleye göre, yeni yasanın lojistiği kesip maliyetleri artırabileceğine işaret edildi. New York Times’ta yasanın ciddi bir şekilde uygulanması halinde, ABD’deki endüstrileri hatta küresel ekonomiyi etkileyeceğine dikkat çekildi. Yaklaşık 1 milyon şirket ve milyarlarca dolarlık ekonomik faaliyetlerin bundan etkileneceği ve gelecekte ABD’de zaten ciddiyetini koruyan enflasyonun daha kötüleşebileceği belirtildi.
Amerikan Giyim ve Ayakkabı Derneği'nin (AAFA) eski başkanı, söz konusu yasayı ABD’deki ilgili endüstriler için "10. seviye bir tayfun" olarak nitelendirdi.
Bazı medya kuruluşları ise yeni yasanın ciddi bir şekilde yerine getirilemeyeceği şüphesini aktardı. Bir taraftan Xinjiang’daki pamuk ve polisilikon dahil endüstrilerin küresel tedarik zincirinde önemli bir yeri teşkil ediyor. Diğer yandan, küreselleşme döneminde tedarik zinciri son derece karışık hale geldi, ABD’deki kolluk kuvvetlerinin, bazı ürünlerin ham maddelerinin gerçek kökenini takip etmesi çok zor.
“Wall Street Journal”de 21 Haziran’da yer alan habere göre, ABD yönetimi 2019 yılından beri sözde “zorla çalıştırma” meselesine dayanarak gümrük departmanına Xinjiang menşeli olduğundan şüphelenilen mallara daha fazla kısıtlama getirmesine izin veren yönetmelik çıkardı. Bu tür baskı önlemlerinin "doruk noktası" da 21 Haziran’da yürürlüğe giren sözde “Uygurları Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasası”dır.
Bu habere göre, yeni yasanın yürürlüğe girmesinden önce, ABD gümrük yetkilileri el koydukları malların sözde "zorla çalıştırma"yla alâkalı olduğuna dair kanıtları sağlamak zorundaydı. Ancak şimdi bu yükümlülüğün ithalatçıların sırtına yüklendiği, ithal edilen malların "zorla çalıştırma" içermediğinin kanıtlanması gerektiği öğrenildi.
Böylece söz konusu yasa ABD’li ithalatçıların hoşnutsuzluklarını uyandırdı.
1 milyon şirket bundan etkilendi
“Politico”ta 16 Haziran’da yer alan habere göre, yasanın resmen yürürlüğe girmesinden önce, ülkedeki çok sayıda ticari kuruluş çoktan gerekli uyarılarda bulunmuştu.
Haberde ABD’li ithalatçıların şikayet ettiği bir konu da yürütmedeki belirsizliktir.
Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra, ABD’deki ilgili endüstriler daha fazla endişe dile getirdi.
"Wall Street Journal"ın 21 Haziran’daki haberine göre, Shanghai’daki Amerikan Ticaret Odası (Amcham Shanghai), Çin’de bulunan Amerikan şirketlerinin ithal mallarının ABD’ye girmesinde koşulları karşılayan belgelerin netleştirilmesi için çaba göstermekte olduğu, bu süreçte lojistik kesintilerine yol açılıp şirketlerin maliyetlerinin artabileceğini belirtti.
Amcham Shanghai eksi başkanı Ker Gibbs, söz konusu yasanın küresel tedarik zinciri ve enflasyonuna baskı oluşturabileceğini kaydetti.
Amerikan Konfeksiyon ve Ayakkabı Birliği'nin (AAFA) eski başkanı Rick Helfenbein, Bloomberg'e verdiği bir röportajda, Çin'in pamuk ve hazır giyim endüstrisi bakımından avantajlı bir konumda bulunmasından ötürü, bu önlemlerin ülkedeki ilgili sektörler için “10 seviyeli bir tayfun” olduğunu kaydetti.
Rick Helfenbein, Çin’in her açıdan çok iyi bir performans gösterdiğini, ABD’nin Çin’i engeleyemeyeceğinin altını çizdi.
New York Times’ta 21 Haziran’da yer alan haberde ise yeni yasanın ABD’li işletmeler ve tüketicilere önemli ve beklenmedik etkiler yaratacağı aktarıldı.
Yeni yasanın hayata geçirilmesi zor olabilir
Bazı basın kuruluşları, “Yasa ciddiyetle hayata geçirilebilir mi?” şüphesini dile getirdi.
Bu şüphenin ortaya koyulmasının nedenlerinden biri de Xinjiang’ın küresel tedarik zinciriyle geniş bağlantılara sahip olmasıdır.
New York Times’a göre, Xinjiang’ın küresel giyim ve fotovoltaik endüstrileriyle olan geniş bağlantıları çok iyi bilinmektedir, ancak ticaret verileri Xinjiang'daki avantajlı endüstrilerin bundan çok daha fazla olduğunu gösteriyor.
Veri analiz şirketi Kharon'un bir araştırma raporuna göre, Xinjiang şu anda dünya polisilikonunun yüzde 40'ından fazlasını, dünya ketçapının yaklaşık dörtte birini ve pamuğun beşte birini üretiyor. Ayrıca dünyadaki şerbetçiotu üretiminin yaklaşık yüzde 15'ini ve ceviz, biber ve suni liflerin yaklaşık onda birini üretiyor. Dünyanın berilyum rezervlerinin yüzde 9'una sahip olan Xinjiang, küresel üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde 13'ünü oluşturan Çin'in en büyük rüzgar türbini üreticisine sahiptir.
New York Time’in yorumuna göre, Biden yönetimi bu yasayı kapsamlı olarak hayata geçirme kararı aldı, ancak bu birçok soruna neden olabilir. İthalatçılar daha pahalı alternatifler bulmak zorunda kalırsa veya tüketiciler kıt ürünler için rekabet etmeye başlarsa, bu aynı zamanda ülkede zaten 40 yılın en yüksek seviyesinde seyreden enflasyonu daha da artırabilir.
Habere göre, eğer Biden yönetimi bu yasayı yeterli bir şekilde hayata geçirmezse, yinede sorunlar çıkacak. Yasa uygulanmasını denetleyen kongre buna sert protestolar getirebilir.
Şüphenin diğer bir nedeni de küreselleşme döneminde ABD’deki kolluk kuvvetleri ürünlerin hammaddelerinin kaynak yerlerini isabetli bir şekilde tespit etmesinin son derece zor olmasıdır.
“Politico”nın websitesinde yer alan habere göre, isminin açıklanmasını istemeyen bir Shanghaili tedarik zinciri uzmanı, birçok insanın ABD Gümrük ve Sınır Muhafaza(CBP) Kuruluşu’nun yeni yasayı iyi bir şekilde uygulayabileceğinden şüphe duyduğunu, çünkü zaten yetersiz personel ve benzeri sorunlarla karşılaştığını söyledi. Uzman, “ CBP'nin ilgili ürünlerin Xinjiang pamuğu kullanıp kullanmadığını öğrenmek için DNA test ekipmanı kullanması gerekiyor mu?” diye sordu.
ABD’de yayın yapan “Axios”’un websitesinde yer alan haberde, tedarik zincirinin son derece karmaşık olduğu küreselleşme döneminde Xinjiang’dan gelen ürünlerin Çin’in diğer bölgelerindeki tedarik zincirine dağıldığına işaret edildi.
ABD başarısızlığa mahkumdur
ABD’nin sözde “Uygurları Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasası” Xinjiang’ı nasıl etkileyecek?
Çin’deki Renmin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Uluslararası Siyaset ve Ekonomi Merkezi Başkanı Bao Jianyun, verdiği röportajda, Xinjiang’daki endüstrilerin kısa vadeli olarak bundan etkileneceği, ancak orta ve uzun vadeli olarak bu etkilerin kısıtlı olacağını vurguladı.
Xinjiang menşeli ürünlerin Çin'deki "çifte sirkülasyon" geliştirme modeli altında büyük talep potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken Bao Jianyun, “Xinjiang'ın uzun lifli pamuğu ve polisilikon gibi kaliteli ürünleri dünya üretiminin büyük bir bölümünü oluşturuyor. Xinjiang uzun lifli pamuğu dünyanın en iyilerinden biridir, 2021'de ABD’nin Çin'den ithal ettiği 9 milyar dolarlık pamuk ürünlerinin yüzde 20'si Xinjiang pamuğuyla üretildi. ABD'nin Xinjiang menşeli ürünleri küresel tedarik zincirinden tamamen dışlaması gerçekçi değildir.” diye konuştu.
ABD’nin yasasının aslında piyasa ekonomisinin kurallarını ihlal ettiğini ve sonunda getirilen yıkıcı etkilerin ABD'nin kendisini zarar vereceğine işaret eden Bao, “Küresel olarak, ABD müttefikleri kısa vadede bazı tavizler verebilir. Ancak, Çin ve dünyadaki ekonomilerin büyük çoğunluğu, birbirine yakın endüstriyel zincir işbirliğini kurmuştur ve Çin dünyanın en büyük pazarı ve pazar potansiyeline sahiptir. Uluslararası şirketler, pazar payını korumak için ilgili piyasa dağılımını değiştirmek zorunda kalacaklar ve nihayette küresel endüstriyel zincirinde ‘Amerikansızlaştırma’ eğilimine yol açılabilecek.” dedi.