Kuzey İrlanda ve İskoçya’da başı dertte olan İngiltere önce kendi işine bakmalı

Bir atasözü şöyledir: "Gece yağmur yağdığında ev su sızdırır." İngiltere'de Johnson hükümeti şimdi böyle bir durumla karşı karşıya.

 Avrupa Komisyonu 15 Haziran’da İngiliz hükümetinin "Kuzey İrlanda Protokolü"nün bir kısmına uymadığı gerekçesiyle sözleşmenin ihlali nedeniyle yargı davası açtı. Her zaman Kuzey İrlanda'nın "Brexit"ini savunan Kuzey İrlanda'daki Sinn Fein partisinin başkan yardımcısı Michelle O'Neill, İngiliz hükümetinin yaklaşımının "Kuzey İrlanda'daki siyasi istikrarsızlığı artırdığına" dikkat çekti.

 Sadece iki gün önce, İskoçya Bölgesel Yönetimi Başbakanı Nicola Sturgeon, İngiliz hükümeti kabul etse de etmese de gelecek yıl İskoçya'da yeni bir "Brexit" referandumu turu için bastıracağını duyurdu. Bazı medya kuruluşları, İngiltere'nin yarısına yakınının dağılmakta olduğunu söyledi.

 Bu, zaten hırpalanmış İngiliz hükümetini daha da kötüleştiriyor.

 Bu halde bile, belki de iç çatışmaları başka yöne çevirmek ya da "üzerinde güneşin hiç batmadığı bir imparatorluk" hayaline dalmak istedikleri için, İngiliz politikacılar hala uluslararası arenada "varlıklarını" göstermek için çok çalışıyorlar.

 Son dönemde İngiltere, Avrupa, Asya-Pasifik ve diğer bölgelerde sıkıntı yaratma çabasıyla, blöf ve abartılı performanslarıyla ABD'yi takip ederek kaos yaratmaya çalıştı.

 İngiliz politikacılar, uluslararası topluma olan borçlarının silinmediğini de bilmelidir: Dünya Malvinas Adaları ve Arjantin halkı için adalet bekliyor!

 İç ve dış sıkıntılar dağ gibi yığılıyor, İngiliz politikacılar buna tutunmamalı, önce kendi pisliklerini temizlemeliler.