Çin'e karşı yeni Soğuk Savaş bir felaket reçetesidir
"Chicago Tribune"nin web sitesinde 11 Haziran'da "Washington, Beijing’le soğuk savaşa girmişti, bu bir felaketti" başlıklı bir makale yayımlandı.
Makalede, Biden yönetiminden yetkililerin ABD’nin Taiwan bölgesinin savunma işleri üzerindeki "stratejik bulanıklık" politikasını terk etmediğini defalarca belirtmesine rağmen, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in Beijing yönetiminin ABD’nin liderliğindeki uluslararası düzene "en büyük meydan okuyucu" olduğunu ve ABD’nin Beijing’in çevresindeki “stratejik ortam”ı şekillendirmek yoluyla küresel davranışını kısıtlaması gerektiğini açıkça dile getirdiğine yer verildi.
Makaleye göre, Biden yönetimi ABD’nin Soğuk Savaş döneminde uyguladığı caydırma stratejisini Çin’le giderek artan düşmanca bir ilişkiyi algılamanın yolu olarak kullanarak bir hata yaptı.
Aslında Washington Beijing ile Soğuk Savaş'a girmişti, bu ABD’nin dış politikası hatta tüm Doğu Asya için bir felaketti.
Soğuk Savaş'ın ilk 25 yılı boyunca Asya, ABD'li karar verenler için "kan içinde boğulmuş" bir problemdi.
Dönemin ABD Başkanı Harry S.Truman, 1950'de Kore yarımadasına askeri müdahaleyi emretti. Bu hareket, Çin’in askeri tepkisini uyandırarak büyük bedel ödenmesine yol açtı.
1950'lerde ABD yetkilileri Çin'e karşı "nükleerden arındırma" taktiği uyguladılar. Bu, Çinli karar vericilerin kendi nükleer gücünü oluşturmak yönündeki kararlılığını teşvik etti.
Daha sonraki Vietnam Savaşı daha da korkunçtu. Savaşın sonunda, Amerikan lideri istediği hiçbir şeyi elde edemedi.
Onlarca yıl süren hayal kırıklıklarından sonra, önceki nesil Amerikan "soğuk savaşçıları" nihayet Çin’e karşı askeri yöntemlere başvurmanın sadece başarısızlıkla sonuçlanacağı anlayışına vardılar.
Mevcut gidişatta, Çin ve ABD’nin Pasifik bölgesindeki "büyük güç rekabeti" bölgenin daha kolayca kargaşa ve çatışmaya maruz kalmasına neden olacak.
Biden'ın giderek daha sert tavırlar sergileyen danışmanları, Soğuk Savaş'ın bir başarı reçetesi değil, bir felaket reçetesi olduğunu anlamalıdır.
21. yüzyılda çalkantılı bir dünyayla başa çıkmak için yeni bir çerçeveye ihtiyaç duyulur, bunun için kapsamlı diplomasi ve işbirliği iyi bir başlangıçtır.