“Yalanlar imparatorluğu” dezenformasyonla mücadele edebilir mi?

2022-06-13 19:56:22

ABD İç Güvenlik Bakanlığı’na bağlı “Dezenformasyon Yönetim Kurulu” kuruluşundan sadece 3 hafta sonra çalışmalarını durdurmak zorunda kaldı. Siyasi güvenilirliği çoktan iflas eden ABD’de sahte bilgileri yönetmek, ABD’deki siyasi partilerin açık ve gizli mücadelesi için sadece bir araçtır. 

"Dezenformasyon Yönetim Kurulu" yeni kurulduğunda kendisini "partizan olmayan, politik olmayan" bir kurum olarak tanıtmıştı ve görevi yalnızca "ülke için güvenlik tehdidi oluşturan dezenformasyonla" uğraşmaktı. Ancak bu komite, birçok siyasi şahsiyet tarafından eleştirildi. Birçok Cumhuriyetçi, Biden yönetiminin komiteyi kurmasının özünün, ifade özgürlüğünün yıkılması olduğunu söyledi. Kamuoyunun baskısı altında, 18 Mayıs'ta komitenin ilk sorumlusu istifa etmek zorunda kaldı ve kurum bir anda durma noktasına geldi.

Uzun süredir bazı Amerikalı politikacılar, siyasi düşmanlara saldırmak, halkın kafasını karıştırmak ve halkı aldatmak için çeşitli türlerde yanlış bilgiler uydurmaya alıştı. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki bazı eleştirmenler, sözde "Dezenformasyon Yönetim Kurulu"nun, gerektiğinde haber ve tarihle oynamaktan, kamuoyunu manipüle etmek ve partizan mücadelelerine hizmet etmek için bir araç olarak hareket etmekten başka bir şey olmadığına dikkat çekti. 

Örneğin, ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından biri olan Manhattan Enstitüsü’nde görev yapan uzman Brian Riedl, Biden yönetiminin kendi ekonomik politikalarının istihdama olan etkilerini abartmak, halktan destek oranını yükseltmek için Moody’s analiz verilerini kasten yanlış kullandığını tespit etti. 

ABD Kongresi Senatörü Randal Howard Paul basına verdiği demeçte, adı geçen komitenin güvenilemez bir birim olduğuna dikkat çekerek, “ABD, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük dezenformasyon yayıcısıdır” diye konuştu. 

Bazı Amerikalı politikacılar sadece yalanlar uydurup kendi ülkelerinde kamuoyunu manipüle etmekle kalmadılar, aynı zamanda uluslararası alanda söylentiler yayarak diğer ülkelerin iç işlerine keyfi olarak müdahale ettiler.

ABD, bir şişe çamaşır tozuyla Irak’ın kitle imha silahlarına sahip olduğunu iddia etti ve Irak’a savaş açtı. Savaşta 200 bin ile 250 binden fazla sivil hayatını kaybetti. Küba’nın mevcut yönetimini devirmek için ABD yönetimi, COVID-19 salgını altında Küba’daki sağlık sisteminin çöktüğü yönünde yalanlar yaydı. COVID-19 salgınının yeni meydana geldiği dönemlerde ABD yönetimi, virüsün yayılma ciddiyeti ve duruma müdahale etme aciliyetini kasıtlı olarak küçümsedi, uluslararası toplumda COVID-19 virüsünün kaynağına ilişkin yalanlar saçtı. 

Bu yalanlar, bazı ABD’li internet siteleri tarafından, “2020 yılının en büyük yalanları” olarak seçildi. 

Tüm bu gerçekler, ABD yönetiminin dünyanın en büyük dezenformasyon yayıcısı olduğunu kanıtladı. ABD “yalan imparatorluğu” unvanını hak ediyor. 

Aslında, ABD hükümeti ne kadar çok yalan söylerse, güvenilirliği o kadar fazla zedelenir. ABD’de yayın yapan "Business Insider" sitesinin kısa süre önce bildirdiğine göre, ABD düşünce kuruluşu Partnership for Public Service tarafından organize edilen en son anketin sonuçlarına göre, ankete katılanların yüzde 56’sı, mevcut ABD yönetimine güvenmiyor veya hiç güvenmiyor. Ayrıca ABD, dünyada salgın nedeniyle en fazla teyit edilmiş vaka ve ölümün olduğu ülke olurken, yanlış bilgilerin sürekli yayılması nedeniyle de "salgınla mücadelede açık ara en başarısız ülke" konumuna geldi. 

Bazı Amerikalı politikacılara, şimdi yapılması gereken en önemli şeyin dezenformasyon üretmeyi ve yaymayı bir an önce durdurmalarını ve bir an önce "Yalan İmparatorluğu" şapkasını çıkarmalarını tavsiye ediyoruz.