Amerikan yerlileri kalpten soruyor: Biz kimiz?

2022-05-25 22:10:16

 “Okulda, bizlere Avrupa ve ABD tarih derslerinin yanı sıra, İngilizce, matematik ve bilim dersleri veriliyordu, ancak Amerikan yerlilerinin tarihi, kültürü ve gelenekleri hakkında hiçbir bilgi verilmedi. Bir Amerikan yerlisi olarak benim kendi tarihim hakkında hiç bilgim yok. Başka bir deyişle ben kim olduğumu bilmiyorum.” ABD Ulusal Amerikan Yerlileri Yatılı Okulları’ndan Acıları İyileştirme Koalisyonu Üyesi James Labelle kısa süre önce düzenlenen basın toplantısında, bu soruyu yürekten sordu. James Labelle ABD’nin Alaska bölgesinde yaşayan Inuit halkının bir üyesi. Çocukken James Labelle Amerikan yerlileri için kurulan iki yatılı okulda eğitim gördü. 8 yaşında ilkokul eğitimine başlayan James Labelle yatılı okullarda toplam 10 yıl kaldı. Ancak bu 10 yıl kendisinde silinmez acılar bıraktı. 

ABD Ulusal Amerikan Yerlileri Yatılı Okulları’ndan Acıları İyileştirme Koalisyonu Başkanı Deborah Parker düzenlenen basın toplantısında acılı geçmişini anlatırken gözyaşlarını tutamıyordu. Deborah Parker çocukken Washington eyaletinde Amerikan yerlileri için açılan bir yatılı okula götürüldü. Okul içinde küçük bir hapishane ve bir mahzen bile vardı. Okulda eğitim gören Amerikan yerlilerinden çocuklar sıkça kalorifere bağlanarak  dövülüyordu. Diğer çocuklar ise dayaktan kaçınmak için saklanmaya çalışıyordu. 

ABD İçişleri Bakanlığı bu ayın ilk günlerinde yayımladığı rapora göre, 1819-1969 döneminde ABD hükümetine bağlı 408 Amerikan yerlileri yatılı okulunda çocuklar kırbaçlarla dövüldü ve zorla çalıştırılarak suistimal edildi. En az 500’den fazla çocuk bu acımasız işkencelerden dolayı hayatını kaybetti. İlgili soruşturmanın derinleştirilmesiyle birlikte öldürülen çocukların sayısının büyük oranda artacağı tahmin ediliyor. ABD İçişleri Bakan Yardımcısı Bryan Newland yaptığı açıklamada, raporun Amerikan yerlileri yatılı okullarının dönemin ABD yönetiminin Amerikan yerlilerine yönelik politikasının bir yansıtması olduğuna işaret ederek, ABD yönetiminin bir yandan Amerikan yerlilerinin topraklarını zorla alırken, diğer yandan da bu kişilere asimilasyon politikası uyguladığını vurguladı.

Ancak Amerikan yerlileri yatılı okullarının “karanlık tarihi”, ABD yönetiminin Amerikan yerlilerine uyguladığı sömürücü ve ezici uygulamalarında buz dağının küçük bir parçasıdır. ABD’nin kalkınma tarihi Amerikan yerlilerinin kan ve gözyaşlarıyla doludur. ABD yönetiminin “Batıya genişleme” politikasını yerine getirmekle, bir yandan Amerikan yerlilerini toprak transferi sözleşmesini imzalamaya ve Amerikan yerlilerini kendi topraklarından bilinmeyen yerlere göç etmeye zorladı, diğer yandan da doğrudan şiddet kullanarak Amerikan yerlilerini kovdu ve hatta öldürdü. Kızılderililer, tarihte Kuzey Amerika’nın ana nüfusuydu, ABD yönetimlerinin kovma ve katliamlarıyla Kızılderililerin nüfusu büyük oranda azaldı. Onların nüfusu günümüzde sadece ABD nüfusunun yüzde 2’ini oluşturdu. Çeşitli çirkin ve karanlık yöntemlere başvuran ABD yönetimi, Amerikan yerlilerinin ellerinden yaklaşık 6 milyon kilometrekarelik toprağını aldı. Bu alan, ABD’nin toplam yüzölçümünün üçte ikisini oluşturdu. 

Günümüzde bile Kızılderililerin tarihten gelen acı kaderi hiç sona ermedi. Tüm ABD vatandaşları arasında Kızılderililerin yaşam süresi en kısa olarak tespit edildi. Kızılderililerin yoksulluk oranı ve gençler arasındaki alkolizm oranı en yüksek seviyededir. Kızılderililerin faydalandıkları tedavi kaynakları çok sınırlı. COVID-19’a yakalanan ve hastaneye kaldırılan kızılderililerin ölüm oranı, Beyaz ABD’lilere kıyasla iki veya üç kattır. Tüm bunlar, ABD toplumunda yaşanan acı gerçeği kanıtlıyor. Amerikan yerlileri artık ABD toplumunda “görünmez topluluk” ya da “kaybolan ırk” olarak tanımlanır oldu. 

Amerikan yerlilerinin yasal haklarının korunmasında  faaliyet gösteren insanlar, Amerikan yerlilerinin tarihini silme girişimlerini ABD’nin kuruluşundan beri gelen günahı olduğunu değerlendirdi. Kızılderililerin topraklarını çalarak insanlık dışı suçlar işleyen ABD, yalanlar ve sahte bilgilerle diğer ülkelerin etnik politikasını karalamaya çalışıyor. ABD kötü niyetle diğer ülkeler hakkında rivayetler yaratarak suçlamalarda bulunuyor. Ancak suçlamaya ve kınamaya maruz kalması gereken taraf tam  olarak ABD’nin kendisidir. Öldürülen milyonlarca Amerikan yerlisinin önünde ilgili ABD'li siyasetçiler, adalet tarafından cezalandırılacaktır.