ABD’nin bilindik oyunu artık kimseyi kandıramaz

2022-05-17 21:12:25

75. Dünya Sağlık Asamblesi öncesinde ABD’li politikacılar bir kez daha Taiwan’ın örgüte katılımına destek oyununu sahneledi. Kısa süre önce ABD lideri, Taiwan’ın "Dünya Sağlık Asamblesi’ne katılması" için ABD Dışişleri Bakanı'ndan Taiwan’ın Dünya Sağlık Örgütü gözlemcisi statüsünü yeniden kazanmasına yardımcı olmasını isteyen sözde yasa tasarısını imzaladı. Çin’in içişlerine yönelik söz konusu müdahale girişimi, Tek Çin ilkesine ve Çinle ABD arasında imzalanan üç ortak bildiriye ciddi şekilde aykırı düştüğü gibi uluslararası hukuk ve uluslararası ilişkilerin temel normlarına da hiç uymuyor.

Son yıllarda ne zaman Dünya Sağlık Asamblesi yapılsa, ABD’deki bazı siyasi güçler Taiwan’ın uluslararası görünürlüğünü genişletmesine yardımcı olmaya çalışıyor, ancak bu çabaların hepsi başarısızlıkla sonuçlandı. Bu da Tek Çin ilkesinin, uluslararası ilişkilerde evrensel olarak tanınan bir norm olduğunu gösterdi. 

DSÖ, sadece egemen ülkelerin katılımına izin veren bir BM kuruluşudur. BM Genel Kurulu ve Dünya Sağlık Asamblesi’nin ilgili kararlarına göre, Çin’in Taiwan bölgesi, DSÖ faaliyetlerine ancak Tek Çin ilkesi çerçevesinde katılabilir. Taiwan Boğazı’nın iki yakası arasında varılan “1992 mutabakatı” temelinde ve yapılan müzakere doğrultusunda, 2009-2016 yılları arasında,Taiwan bölgesi “Çin Taipei” adıyla ve gözlemci sıfatıyla Dünya Sağlık Asamblesi’ne katılmıştı. Bu, Tek Çin ilkesi ön şartıyla ve Taiwan Boğazı’nın iki yakası arasındaki ilişkinin barışçıl bir şekilde geliştiği durumda yapılan özel bir düzenlemeydi.

Bunun ardından, Taiwan bölgesinin Dünya Sağlık Asamblesi tarafından reddedilmesinin nedenini, ABD ve Taiwan makamları çok iyi biliyor. Mayıs 2016’da Demokratik İlerleme Parti iktidara geldikten sonra, bağımsızlık tutumunda ısrar ederek, “1992 mutabakatı”nı kabul etmeyi reddetti. Bu, Taiwan bölgesinin Dünya Sağlık Asamblesi’ne katılımının siyasi temelinin yok olmasına neden oldu. ABD yönetimi ve Taiwan makamları, salgın bahanesiyle uluslararası toplumu nasıl kandırmaya çalışırsa çalışsın, bu gerçeği gizleyemez.

Uluslararası boyuta bakıldığında, Taiwan’la sözde diplomatik ilişkiler kurmuş bir avuç ülke ve az sayıdaki Batılı ülkeler hariç, ABD’nin Taiwan’ın Dünya Sağlık Asamblesi’ne katılımını desteklemesine katılan ülkeler hemen hemen yok. Bu, ABD ve Taiwan’ın kendilerinin yönetip oynadıkları bir siyasi şova benziyor.

ABD’nin eski numaraları tekrar gündeme getirmesi, “Tek Çin” ilkesini izleyeceklerini açıklayan ABD’li politikacıların nasıl taahhütlerine aykırı davrandıklarını gösterdi. Sözde ABD ile Taiwan arasındaki askeri işbirliğinden, siyasetçilerin Taiwan’ a ziyaret yapmasına kadar, ABD’li politikacıların sürekli “Taiwan meselesini” kullanması, Çin’i engellemeyi ve politik kazanım elde etmeyi amaçlıyor. Bu aynı zamanda Taiwan yönetiminin ABD’nin kullandığı bir araç olduğunu da gösteriyor.

Taiwan meselesi, Çin-ABD ilişkilerinde en önemli  ve hassas bir sorun ve Çin’in esas çıkarlarına ilişkin bir konu. ABD, Çin’e siyasi taahhütlerini yerine getirerek, “Tek Çin” politikasını ihlal etmeyi durdurup iki ülke liderleri arasında sağlanan anlaşmaları yerine getirmeli. Çin, “Taiwan bağımsızlığı”na destek veren girişimlere kesinlikle karşılık verecek. Bu tip girişimler muhakkak başarısızlığa uğrayacaktır.