Batılı ülkelerin Hong Kong seçimine ilişkin açıklamaları sadece alay konusu olabilir!

2022-05-10 10:47:37

Ren Jie, Sheng Yuhong, CRI Haber Merkezi 

G7 ülkelerinin dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, önceki gün düzenlenen Hong Kong Özel İdari Bölgesi 6. idari amir seçimini eleştiren açıklamalarda bulundu.

Seçim süreci gözden geçirilirse ABD ve Batılı ülkelerin açıklamalarının ikiyüzlü ve mesnetsiz olduğu anlaşılır.

Hong Kong’da yeni seçim sistemi uygulandıktan sonra gerçekleştirilen ilk idari amir seçimi, yasa ve kurallara uygun olarak adil ve güvenli bir şekilde yapıldı.

Hong Kong’un yeni seçim sistemine göre seçim komitesinin üye sayısı 1 bin 200’den 1 bin 500’e kadar yükseldi. Üyelerin kapsadığı çevre, dörtten beşe genişledi. Bu da seçilen idari amirin daha geniş toplumsal tabana sahip olmasını sağladı.

Ayrıca seçimde oy kullanma oranı yüzde 97,74’e ulaştı. Oy kullanan kişi sayısı, Hong Kong’un anavatana dönmesinden sonra yeni bir rekor yarattı. Seçimi kazanan John Lee (John Lee Ka-chiu) oyların yüzde 99,16’sını elde etti. Bu da bir idari amirin kazandığı destek oranında rekor oluşturdu.

Son idari amir seçimi ile daha önce gerçekleştirilen seçim komitesi üyeleri seçimi ve 7. Yasama Komitesi seçimi, Hong Kong’un uzun vadeli refahı ve istikrarına sağlam bir zemin hazırladı. Bu, yeni seçim sisteminin, “Bir Ülke, İki Sistem” politikasına ve Hong Kong’un gerçeklerine uygun iyi bir sistem olduğunu, geniş, gerçek ve yararlı demokrasi anlamına geldiğini kanıtladı.

ABD ve bazı Batılı ülkelerin Hong Kong idari amir seçimini karalaması, Hong Kong’un çok yönlü siyasetine yapılan bir saldırı niteliğini taşıyor.

Bu ülkeler demokrasi bahanesiyle Çin’e, Çin ile İngiltere arasındaki ortak bildiriye uyarak hareket etme çağrısında bulundu. Bu girişim uluslararası hukuka ve uluslararası ilişkilerin kurallarına aykırı olduğu gibi, “Bir Ülke, İki Sistem”in başarılı uygulamalarını çarpıtmakta ve Hong Kong’da demokrasi ve kalkınmaya zarar vermeyi amaçlamaktadır.

Ancak bu ülkelerin demokrasi konusunda çift standarda dayalı yaklaşımı, artık Hong Konglular tarafından iyice tanındı. Bu girişimler artık boşa çıkmaya mahkumdur.

Yeni seçim sistemiyle Hong Kong’un yeni idari amiri seçildi. Böylece Hong Kong yeni bir başlangıç noktasına ulaştı. ABD ve Batılı ülkeler ne gibi karalama girişimlerinde bulunursa bulunsunlar, Hong Kong'un kaostan kamu düzenine ve refaha uzanan tarihsel gidişatını durduramayacaklar.