Basın özgürlüğü, politik istikrarsızlaştırma aracı olamaz

Ren Jie, CRI Haber Merkezi

Hong Kong polisinin kısa süre önce internet haber sitesi “Standnews”e yönelik başlattığı müdahale hakkında ABD Dışişleri Bakanı Tony Blinken önceki gün yaptığı açıklamada Çin’i “Hong Kong’un basın özgürlüğüne zarar vermekle” suçladı. Ardından İngiltere, Kanada ve Avustralya dahil bazı Batılı ülkeler benzer suçlamalarda bulundu.

“Basın özgürlüğü” bahanesiyle Çin’in içişlerine karışma oyunu yeni değil. Söz konusu ülkeler, Hong Kong’da kaos yaratan Çin karşıtı güçlere destek vererek, Hong Kong’un refah ve istikrarını baltalama girişimlerine her fırsatta devam ediyor.

Hong Kong hukukun üstünlüğüne tabi bir toplumdur. Hong Kong halkının ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü dahil olmak üzere temel hakları yasalara uygun olarak güvence altına alınmıştır.

Ayrıca Hong Kong Suçlar Yönetmeliği’nde kışkırtıcı yazılar yayımlayan, kışkırtıcı yayınlar basan ve yayımlayan herkesin suçlu olduğu kaydedilmiştir. “Standnews” sıkça şiddet olaylarını öven ve polise düşmanlık duygularını kışkırtan haberler yayımlayan bir platformdur.

Hong Kong’da Ulusal Güvenlik Yasası’nın yürürlüğüne girmesinden sonra bu medya kuruluşunda “Çin’e yaptırım” ve “Hong Kong’da terör faaliyetleri uygulanması” çağrısında bulunan çok sayıda kışkırtıcı yazı çıktı. Bu, kesinlikle normal bir medya kuruluşu değil; “basın özgürlüğü” bahanesiyle topluma zarar veren bir güç, Çin karşıtı güçlerin bir ajansıdır.

Hong Kong polisinin, kışkırtıcı yayınlar çıkardığından şüphelenilen personeli yasal yollara başvurarak gözaltına alması, ulusal güvenlik kapsamında Hong Kong’da hukukun üstünlüğünü ve sosyal düzeni koruyan meşru bir harekettir.

Basın özgürlüğü, suç içlemek için bir kalkan olmadığı gibi, dış güçler tarafından Hong Kong'un istikrarını bozmak ve Çin'e zarar vermek için kullanılan siyasi bir araç da olamaz.

Blinken ve diğer Batılı siyasetçilerin Hong Kong’dan önce kendi ülkelerindeki basının içler acısı hali üzerine kafa yormaları daha isabetli olacaktır.