Afet tek başına gelmedi, yanında dostlarını da getirdi. Doğa ananın öfkesi seller, yangınlar, aşırı soğuklar, aşırı sıcaklar, kum fırtınaları ve hortumlarla birlikte gelip, 2021 yılında dünyanın pek çok ülkesinde insanları çaresiz bıraktı.
△ 2021 yılının şubat ayında Hindistan’da meydana gelen sel afeti, 200 kişinin can kaybına yol açtı. (kaynak: ANI)
△ 2021 yılının şubat ayında ABD’nin Teksas eyaletinde aşırı soğuklar nedeniyle 4 milyon kişi elektriksiz kaldı .(Kaynak: IC)
△ 2021 yılının temmuz ayında Almanya, yüzyılın en yıkıcı sel felaketini yaşadı. Sel felaketi, 180 kişinin ölmesine ve 150 insanın kaybolmasına yol açtı. (Kaynak: IC)
△ 2021 yılının temmuz ayında Çin’in Henan eyaletinde meydana gelen sel felaketinden 14 milyon kişi etkilendi. (Kaynak: IC)
△ 2021 yılının eylül ayında büyük yangın ABD’nin California eyaletini vurdu. (Kaynak: IC)
△ 10 Aralık 2021’de bir gün içinde 30 farklı hortum felaketi, ABD’nin 6 eyaletini vurdu ve yüzden fazla kişinin hayatına mal oldu. (Kaynak: IC)
2021 yılında birçok aşırı hava olayıyla karşılaştık. Birleşmiş Milletler (BM), kırmızı alarm vererek küresel ısınmanın hızlandığı uyarısında bulundu. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, sera gazlarının emisyonlarının sonucunun dünya için “felaket” olacağını ve milyarlarca kişinin tehlikeyle doğrudan karşı karşıya kalacağını belirtti.
Hepimizin memleketi olan dünya, insanların yaşamasına artık uygun olmayacak mı?
Sera gazları, kömür ve petrol gibi yakıtların kullanılmasından kaynaklanıyor. İnsanoğlu medeniyetinin devam etmesi için yer altında yatan “kara elmas”larla yavaş yavaş vedalaşmalıyız ve evrenin insana hediye olarak verdiği güneş, su ve rüzgardan faydalanmalıyız.
△ Çin’in çölünde kurulan en büyük fotovoltaik (PV) santrali Kubuqi PV Projesi
△ 16 Eylül 2012 tarihinde Çin’in Guangdong eyaletine bağlı Xinyi kentinde dağ üzerindeki rüzgâr santrali (Kaynak: IC)
△ Dünyanın ikinci büyük hidroelektrik santrali olan Çin’in Sichuan ile Yunan eyaletleri sınırında bulunan Baihetan Hidroelektrik Santrali (Kaynak: IC)
fotovoltaik ve rüzgar gibi yeni enerjiler, temiz, yenilenebilir ve sınırsız kaynaklardır.
Ancak bu tür enerjilerin dezavantajları da var: Maliyetleri yüksek, uzun mesafeli aktarım hatları verimli değil. Bu dezavantajlar, yeni enerjilerin yaygın kullanılmasını engelliyor.
Günümüzde söz konusu dezavantajlar Çinliler tarafından avantaj haline getirilmeye çalışılıyor. Son 10 yıldır, bütçelerin artması ve teknolojinin gelişmesiyle Çin’in fotovoltaik ve rüzgar elektrik maliyetleri yüzde 75 ve yüzde 30 oranında azaldı. Bu maliyetler, hatta kömürün maliyetinin de altına düştü.
Çin’in kendi gücüyle yarattığı ve şu an dünyanın en ileri teknolojisi olan UHV transfer sistemiyle güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi, beş bin kilometre uzaklıktaki kentlere ulaştırılabiliyor.
2021 yılının Ekim ayına kadar Çin, hidroelektrik, rüzgar ve fotovoltaik elektrik üretimlerinin sırasıyla 385 milyon kv, 299 milyon kv ve 282 milyon kv’e ulaşmasıyla dünya ülkeleri arasında birinci sıraya yerleşti.
Çin aynı zamanda yeni enerjiye dayalı otomotiv satışı konusunda art arda 6 yıldır dünyadaki birinciliğini korumaktadır. Çin, dünyanın en büyük yeni enerjili otomotiv üreticisi ve tüketicisi oldu.
200 yıldır ABD dahil olmak üzere gelişmiş olan ülkeler, sanayileşme sürecinde dünyanın sera gazlarının yüzde 70’ini havaya boşalttı. Buna rağmen gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere sera gazlarını azaltma teknolojileri ya da ilgili yardımları sağlamak istemiyor.
Çin, kendi öz gücüyle yeni enerji teknolojileri geliştirmekle yenilenebilir enerjiyi sadece gelişmiş ülkelerin konuşabildiği ve halledebildiği bir konu olmaktan çıkardı. Gelişmekte olan ülkelerin, kendi ekonomilerini geliştirirken mavi gökyüzü ve tertemiz havayı paylaşma hakkı da var...
△ Çin’in Xinjiang Narat Bozkırı Manzaraları (Kaynak IC)
Yeşil memleket rüya değildir. Dünyamız daha da iyi olacak!