Liang Xinwen, CRI Haber Merkezi
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün, video konferans yoluyla görüşme gerçekleştirdi.
İki lider, yaklaşık 1,5 saat süren görüşmede, ikili ilişkiler, somut işbirliği ve uluslararası arenadaki stratejik koordinasyon gibi konuları ele aldı. Xi ve Putin’in Kış Olimpiyatları sırasında görüşeceklerini açıklaması da iki lider arasındaki derin dostluğu gösterdiği gibi, iki ülke arasındaki yüksek siyasi güveni yansıtıyor.
Dünyada büyük değişikliklerin yaşandığı ve COVID-19 salgınının küresel çapta etkisini sürdürdüğü sırada, Çin ile Rusya arasındaki ilişkilerin çeşitli sınamaların üstesinden gelip yeni bir canlılık göstermesindeki kritik unsur, iki ülke liderlerinin stratejik rehberliği.
Son görüşme, Xi ile Putin arasında bu yılki ikinci ve 2013 yılından bu yana 37’inci görüşme. Bu, dünya genelinde pek yaygın bir durum değil. İki liderin önderliğiyle, Çin-Rusya ilişkilerinde tarihin en iyi dönemi başladı ve bütün alanlardaki somut işbirliğinde sürekli sonuçlar alınıyor.
Xi ile Putin, son görüşmede, ikili ilişkilerde bu yıl yaşanan gelişmeleri kapsamlı şekilde özetlediler ve işbirliği sonuçlarından duydukları memnuniyeti dile getirdiler.
Örneğin, bu yıl da iki ülke arasındaki ticaret hacminde (COVID-19 salgınının etkilerine rağmen) yeni bir rekora imza atıldı. İki ülke arasındaki ticaret hacmi yılın ilk 11 ayında 130 milyar doları aştı.
Çin ve Rusya arasında enerji ile bilimsel ve teknolojik inovasyon alanlarındaki işbirliğinde de zengin sonuçlar elde edildi. Mesela, Çin-Rusya doğalgaz boru hattının doğu kısmı Çin’in doğu bölgelerine ulaştı, bu boru hattının güzergahındaki bölgelerde yaşayan Çinliler de Rusya’dan gelen doğalgazı kullanabiliyor. Çin menşeli cep telefonları ile arabaların Rusya’daki satışı da sürekli artıyor. Tıpkı Cumhurbaşkanı Xi’nin görüşmede vurguladığı gibi, iki ülke arasındaki somut işbirliğinde büyük siyaset avantajı ve fırsatlar mevcut.
Ayrıca, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinden Çin ile Rusya, uluslararası adaleti koruma ve uluslararası ilişkilerin demokratikleşmesini ilerletme konularında da benzer tutumlara sahip. Ortak tutumlara örnek olarak, Afganistan sorununun siyasi yollarla çözülmesini ilerletme ve ABD’nin Demokrasi Zirvesi düzenlemesine tepki gösterme gibi eylemler gösterilebilir. Çin ile Rusya, bir yandan hegemonyacı faaliyetlere karşı çıkarken, diğer yandan da merkezinde BM’nin yer aldığı uluslararası sisteme kararlılıkla destek veriyor; belirsizliklerle dolu uluslararası düzene daha fazla istikrar katıyor.
Uluslararası toplumdaki bazı güçler, demokrasi ve insan hakları bahanesiyle Çin ile Rusya’nın iç işlerine müdahale etmeye çalışıyor. Böylesi girişimler karşısında Çin ile Rusya’nın iki tarafın güvenlik çıkarlarını etkili şekilde korumak için daha fazla ortak hareket başlatması ve küresel yönetişimde daha etkili olması gerekir.
Liderlerin görüşmesinde Xi, Rusya’nın ulusal kalıcı güvenliği korumak için harcadığı çabaları desteklediklerini belirtirken, Putin de Taiwan sorununda Çin hükümetinin meşru tutumlarına kararlılıkla destek verdiklerini, Asya-Pasifik bölgesinde her türlü küçük gruplaşmaya karşı çıktıklarını vurguladı.
İki lider yaklaşık bir ay sonra salgından bu yana ilk yüz yüze görüşecek. Görüşme sırasında, önemli sonuç belgelerinin açıklanması, bir dizi işbirliği belgesinin imzalanması ve ikili ilişkilerin daha yüksek bir seviyeye taşınması bekleniyor.
Çin ile Rusya arasındaki işbirliği, iki ülke halkına faydalar getireceği gibi, dünya barışı ile kalkınmasına bir şans sunacak. Çin-Rusya ilişkilerini bozmayı hedefleyen hiçbir komplo başarılı olamayacak.