Tarih, Çin ve Türkiye işbirliği yoluna yön verdi

Çin Komünist Partisi (ÇKP) kısa süre önce hayati önem taşıyan bir toplantı düzenledi. ÇKP 19. Merkez Komitesi 6. Genel Toplantısı, ÇKP’nin geçen bir yüzyıl içinde kaydettiği dev başarılarıyla tarihi deneyimleri özetledi. Bu yıl ÇKP’nin 100’üncü yıl dönümü. Aynı zaman da Çin ve Türkiye arasında diplomatik ilişkilerinin 50’nci yıl dönümü. Bu bağlamda Çin-Türkiye stratejik iş birliği artık yeni bir başlangıçta bulunuyor.

100 yıl öncesinde Çin, dış güçlerin çıkar mücadelesinin gerçekleştirildiği, yerel askeri ağaların birbirleriyle mücadele ettikleri alandı. Çin halkı sonsuz acılar çekiyordu. Bu durum altında ÇKP kuruldu, Çin’in gelişme yönüyle Çin halkının kaderini derinliğine değiştirdi. ÇKP liderliğinde Çin halkı, iç ve dış güçlerin zulümünden kurtularak küresel arenada ayakta kalktı. Çin milleti, moderinzasyon yolunda hiç şaşmadan kapsamlı şekilde ilerlemeye başladı, Çin milletinin ulu kalkınması, artık parlak bir gelecekle karşı karşıya bulunuyor ve insanlığın medeniyetine değerli deneyim ve zekâyı sunuyor. 100 yıl öncesinde Türkiye, dış işgalcilerin zulümü altında kalıyordu ve çalkantılar yaşıyordu. General Mustafa Kemal Atatürk, toplumun önde gelen çok sayıda şahsiyetiyle birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni (TBMM) kurdu ve Türk halkı kurtuluş savaşında nihai zafer kazandı. Günümüzde Türkiye, kendi gücüne dayanarak gelişme yolunda yoğun arayışlar yapmakta ve milli dayanışmayı güçlendirerek kalkınmayı hızlandırmakta, aynı zamanda bölgesel güvenlik ve istikrar korunması için etkin çaba harcamakta.

Geçen bir yüzyıla bakıldığında, Çin ve Türkiye’nin öz geçmişlerinin birbirlerine benzediğini söyleyebiliriz. İki ülke geçen yüzyılın 20’li yıllarında dış güçlerin zulümünden kurtulmaya başladı ve milli kalkınmaya kavuşmak için çaba harcadı. Geçen yüzyılın 80’li yıllarında ise reform ve dışa açılmaya dayalı gelişme konusunda arayışlar yoğunlaştırdı. İki ülke ayrıca 21. yüzyılda G20 örgütüne katıldı. Ortak kader ve birbirlerine benzeyen özgeçmişler, Çin ve Türkiye arasında ikili ilişkilerin yeni dönemde yeni sayfa açılmasına güçlü zemin hazırladı.

Bu yıl, Çin ve Türkiye arasında diplomatik ilişkilerinin kuruluşunun 50’nci yıl dönümü. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 50’nci yıl dönümü vesilesiyle de birbirlerine kutlama mesajı gönderdiler ve ikili ilişkilerinin geliştirilmesinde kaydedilen başarılara vurgu yaptı. Geçen 50 yıl içinde Çin-Türkiye ilişkileri istikrarlı şekilde gelişti, 2010 yılında ikili ilişkiler ise stratejik iş birliği düzeyine yükseltildi. İki ülkenin çeşitli alanlardaki iş birliği günden güne güçleniyor. 2 Haziran 2021 tarihinde ÇKP ile Türkiye Adalet ve Kalkınma Partisi arasında devlet yönetimi değişim mekanizması kuruldu. Buna paralel olarak iki ülke arasında ticari ve ekonomik iş birliği yoğunlaştırılıyor. Çin şu an Türkiye’nin ikinci büyük ticari ortağı. Bu yılın ilk 8 ayında iki ülke arasındaki ticaret hacmi yüzde 46 oranında artarak 21 milyar 580 milyon ABD Doları’nı buldu. Bu arada Türkiye’nin Çin’e yaptığı ihracat hacmi, yüzde 55,3 oranında artarak 3 milyar 430 milyon doları buldu. Geçen yıl başından bu yana, iki ülke Covid-19 salgınıyla mücadelede birbirlerine yardım ve destek sağladı, aşı iş birliği verimli gerçekleştirildi ve halklararası dostluk pekiştirildi. Çin ile Türkiye, Kuşak ve Yol’un doğal ortakları. Aralık 2020’de İstanbul-Xi’an kargo tren seferi başarıyla açıldı ve iki ülke arasındaki ticaret daha da kuvvetlendirildi. İki ülke şu an Kuşak Yol İnisiyatifi ve Orta Koridor planı arasındeki kenetlemeyi artırmak için ortak çaba harcamakta.

Kısa süre önce sona eren 4. Çin Uluslararası İthalat Fuarı da Türkiye’den gelen yeni ve eski dostları karşıladı. Salgına rağmen, 14 Türk firma fuara katıldı, bu firmaların toplam sergi yüz ölçümü ise 900 metrekareyi buldu. Gıda, beyaz eşya, tedavi donanımları gibi bir dizi kaliteli Türk malı, Çin tüketicilerin gözdesi haline geldi. Birinci Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nın düzenlenmesinden bu yana, toplam 130 Türk firması fuara katıldı ve gerçekleştirilen sözleşme hacmi ise 500 milyon doları buldu, bu iki ülke arasında ticaret iş birliğinin büyük potansiyele sahip olduğunu kanıtladı.

Zaman su gibi geçiyor. Geçen bir yüzyılın tarihi, insanlara ilham ve güç veriyor. Çin ile Türkiye, birbirlerinin kalkınma sürecinin yeni başlangıcında bulunuyor. İki ülke arasındaki iş birliği önünde yeni fırsatlar ve dinamizm bulunuyor. ÇKP’nin geçen bir yüzyılda kaydettiği başarılar ve Çin-Türkiye değişiminin özgeçmişi, parlak deniz feneri gibi, iki ülkenin omuz omuza el ele vererek, daha parlak bir geleceğiyle kucaklaşmalarına ışık tutacak.