Irak Başbakanı Kazımi’ye düzenlenen saldırının arkasında kim var?

2021-11-08 14:24:30

Fu Xinri, CMG

Irak Başbakanı Kazımi’ye düzenle saldırının arkasında kim var?_fororder_VCG31N1236425023

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi'nin evine dün patlayıcı yüklü insansız hava aracıyla saldırı düzenlendi.

Kazımi, daha sonra yaptığı açıklamada saldırıyı “korkakça” olarak niteledi, halkı sakin ve temkinli olmaya, Irak’ın güvenliğini ve egemenliğini korumaya çağırdı.

Mustafa el-Kazımi, sadece üç gün içinde ikinci kez benzer bir açıklama yaptı. Irak’ta 5 Kasım’da meclis seçimlerinin sonuçlarını protesto edenler ile güvenlik güçleri arasında yaşanan çatışmalarda 125 kişi yaralandı. Başbakan Kazımi, olayların ardından halkı “sakin ve temkinli” davranmaya çağırmıştı.

Binlerce kişinin katıldığı son protesto, Irak halkının meclis seçimlerinin sonuçlarına dönük memnuniyetsizliğinin bir yansıması olarak görülüyor.

Ancak seçimler ve protestoların başbakana yapılan saldırıyla bir ilgisinin olup olmadığının cevabı, Irak siyasetinde meydana gelen veya gelmek üzere olan bazı değişimlerde saklı.

Dayatılan ABD “demokrasisi”nin sonuçları

ABD ordusu, 2003 yılında Irak’ı işgal ettikten sonra ülkenin siyasi ekolojisini tamamen yok etti ve ülkedeki sistemi yeniden inşa etti.

Mevcut sisteme göre 329 milletvekili halk tarafından seçilirken, koltukların çoğunluğunu elinde bulunduran parti grubu, başbakanı aday gösterme ve hükümeti kurma hakkına sahip. Ancak her seçimde yeni kurallar getirilmesi sorunları da beraberinde getiriyor. Sık sık yapılan değişiklikler vatandaşların sisteme yönelik güvenini sarsıyor.

Irak Yüksek Seçim Komisyonu tarafından 11 Ekim’de açıklanan ön sonuçlara göre, Şii lider Mukteda es Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi toplam 73 sandalye kazanarak birinci parti oldu. Sadr Hareketi geçen seçimlerde 54 sandalye kazanmıştı.

Diğer siyasi partiler ve Irak halkı bu büyük uçurumu kabul etmekte zorlanıyor. Özellikle Sadr Hareketi’nin rakibi Şii partiler seçim kurallarında ‘oynama’ suçlamasını yöneltiyor. Bu partiler, halk arasında daha yüksek prestije sahip olmalarına karşın, seçimde “kurallar” nedeniyle kayba uğradığını düşünüyor.

Protestolar ve çatışmalar

ABD’nin Irak’a dayattığı “demokratik” seçim sisteminin yalpalaması, halkın seçime olan güveninin de giderek yok olmasına yol açıyor.

Son seçimlere katılım sadece yüzde 41’de kaldı.

Bunun yanı sıra, seçimlere katılanlar da sonuçtan memnun değil. Ülkenin birçok bölgesinde her geçen gün daha fazla protesto düzenleniyor, protestocular ile güvenlik güçleri arasında çatışmalar çıkıyor.

Gelişmelerin başbakana yapılan saldırıyla alakası var mı?

Çin Medya Grubu (CMG) muhabiri, Irak’ta uzun yıllardır görev yapıyor. Çinli muhabire göre, protesto yürüyüşleri düzenlendiği müddetçe halk istemese de olayları körükleyen bazı güçler olayları şiddetli çatışmalara dönüştürecek adımlar atıyor.

Irak’ta 2019 yılında Irak’ta düzenlenen protestoların başlangıcında da ülkenin dört bir yanından gelen protestocular Bağdat’ın merkezindeki Tahrir Meydanı’nda toplanmıştı.

Ancak zaman geçtikçe, kimliği belirsiz gruplar protestocuların çevresinde kasten ateşler yakmıştı.

Irak hükümeti de asayişi korumak için ek güvenlik güçleri göndermek zorunda kalmıştı. Protestocular ve güvenlik güçleri arasındaki çatışmalarda 400’den fazla kişi ölmüş, 8 binden fazla kişi yaralanmıştı. Olayları provoke edenlerin kim olduğu ise hâlâ bir sır.

Benzer durumların yeniden yaşanması mümkün.

1 Kasım’da Bağdat’ın Mansur ilçesine düzenlenen roketli saldırı gibi olaylar şüphe yaratıyor.

Ülkede son yıllarda yaşanan benzer saldırılar genellikle ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği çevresini veya Irak’taki ABD askeri üslerini hedef alırken, bu kez geleneksel bir ticaret bölgesi olan Mansur’da saldırı yaşanması dikkat çekici.

Öte yandan, 7 Kasım’da başbakanlık konutuna yapılan insansız hava aracı saldırısına dair de henüz bir iz yok.

Asayib Ehlilhak Hareketi lideri Kays el-Hazali, 5 Kasım’da yayınladığı videoda, başbakanlık konutunun da bulunduğu “yeşil bölge”ye yönelik saldırılara ve Irak’taki güvenlik ortamına zarar verme arayışındakilere karşı tetikte olunması gerektiğini söyledi.

Yapılan analizlerde, saldırının Şii milislerin olağan eylemleriyle pek örtüşmediği belirtildi.

ABD’nin İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Tugayı Komutanı General Kasım Süleymani’ye suikast düzenlemek için insansız hava aracı kullanmasından bu yana, Iraklı milisler defalarca “yeşil bölge”ye saldırılarda kullanılan roketlerin modellerinin kendilerine ait olmadığını açıkladı.

Halk arasında da bölgeye yapılan saldırıların yerel milis gruplarca yapılıp yapılmadığına dair şüpheler bulunuyor. Roketli saldırılarda hiçbir zaman ABD’ye ait hedeflerin vurulmaması, sadece Iraklıların saldırılardan zarar görmesi de dikkat çekici.

Bu durum, 2019 yılındaki büyük çaplı protestoları hatırlatıyor. Bağımsız kuruluşlardan alınan verilere göre, protestolar esnasında kullanılan ve olayları provoke eden sosyal medya hesaplarının yüzde 93’ü yurt dışı kaynaklı.

ABD ordusu, şimdi de 2021 yılının sonuna kadar Irak’taki muharebe görevlerini tamamlama sözü vermişken, seçim sonuçlarına dair şüpheler bulunuyor ve zorla hükümet kuruluyor. Sıklıkla görülen şiddet olaylarının bedelini de tamamen halk ödüyor.

Somut deliller olmadan bir olayın arkasında kimlerin olduğunu belirlemek zor. Irak’a dair gerçekler daima bir kargaşanın içinde gizli bulunuyor. İnsanlar ise sadece gerçeğin üzerini kaplayan yoğun sis tabakasını görüyor.

赵蓓蓓