Askeri gücünü çılgınca gösteren ABD, dünyayı endişelendiriyor
ABD’li bazı üst düzey yetkililer son günlerde “Çin tehdidi” iddiasını tekrar gündeme getirdi. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Çin’in askeri kapasitesini geliştirdiğine dikkat çekerek, bunun “bölgesel gerginliği” artırdığını iddia etti. ABD yönetiminin silansızlanma işlerinden sorumlu yetkilisi ise askeri rekabeti şiddetlendirdikleri gerekçesiyle Çin ve Rusya’yı suçladı.
Askeri gücünü dünyanın dört yanında göstermekten hiç çekinmeyen, dünyanın tek süper gücü ABD, aslında kendi suçunu diğer ülkelerin üzerine atmaya çalışıyor. ABD’nin asıl amacı, kendi askeri gücünü artırmak ve hegemonyasını korumak için bahane bulmaktır.
Sadece bir ay önce ABD Kongresi’nin Temsilciler Meclisi’nde 2022 mali yılı savunma yetkilendirme tasarısı onaylandı. Buna göre, yeni mali yılda ABD Savunma Bakanlığı olan Pengaton’a 770 milyar dolar bütçe ayrılacak. Bu sayı, Beyaz Saray’ın öngördüğü bütçeden 25 milyar dolar daha fazla. Bütçenin 28 milyar dolarlık kısmı, nükleer silah geliştirmede kullanılacak. ABD’nin askeri gücünü artırmaya devam etmesi, uluslararası toplumu daha da endişelendiriyor.
ABD, hegemonyasını korumak için son günlerde çeşitli yeni askeri yöntemlere başvurdu. En dikkat çekici olanı ABD, İngiltere ve Avustralya’nın AUKUS adı altında kurdukları yeni güvenlik işbirliği anlaşması. Anlaşma gereğince ABD ve İngiltere Avustralya’ya nükleer enerjili denizaltı teknolojisi sağlayacak. Bu adım, Asya-Pasifik bölgesinde stratejik dengeleri bozabilir, bölgeyi Soğuk Savaş dönemine sürükleyebilir. Dolayısıyla tüm bölge ülkelerini tehdit ve endişe içine sokacaktır.
Malezya Başbakanı İsmail Sabri basına verdiği demeçte, AUKUS’un, Asya-Pasifik bölgesinde nükleer silahlanma konusunda şiddetli bir rekabete ve ülkelerin daha aşırı eylemlerde bulunmasına yol açabileceğini savundu. Öte yandan ABD donanmasına bağlı Dewey tipi güdümlü füze destroyeri ve Kanada donanmasına bağlı bir fırkateyn Taiwan Boğazı’ndan geçti ve bölgede gerginliği kışkırtıcı bir dizi hamle yaptı.
Amerikan ordusunun Afganistan’dan apar topar çekilmesinin bölge güvenliğine olumsuz etkileri sürerken, ABD müttefikleriyle yeni askeri işbirliği bloğu kurdu. Tüm dünya artık ABD’nin askeri gücünü geliştirmek için çılgınca adımlar attığını net şekilde görüyor. ABD, olası savaşlardan ve gerginlikten dev ekonomik çıkarlar elde etmek istiyor, böylece hegemonyasını koruyabilecek.
Çin ordusunun ise yapılanma amacı, Çin’in ulusal egemenlik ve güvenlik çıkarlarını korumaktır. Bu koruma çabası hiçbir ülkeyi hedeflemediği gibi herhangi bir ülkeye tehdit de oluşturmayacaktır. Çin attığı gerçek adımlarla dünya barışının inşacısı, küresel düzenin koruyucusu ve küresel gelişmeye katkı sağlayan bir taraf olmaya devam edecek.
Hangi tarafların çatışma ve zıtlaşmayı kışkırttığını ve küresel barışa tehdit oluşturduğunu, dünya ülkeleri net şekilde görüyor. ABD, küresel meydan okumalar ve krizlerin önünde sorumlu büyük bir devlet duruşunu göstermeli, küresel stratejik istikrar ve dengelerin korunmasına katkı sağlamalı, tüm tarafların endişelerini tırmandırmak yerine azaltmaya çalışmalıdır.
