ABD istihbaratının COVID-19’un kaynağını araştırma çalışmalarını manipüle etme çabası nafile

2021-08-23 14:12:51

ABD istihbaratının COVID-19’un kaynağını araştırma çalışmalarını manipüle etme çabası nafile

CRI Türkçe

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu'nda Cumhuriyetçilerin lideri Michael McCaul 2 Ağustos’ta bir rapor yayımlayarak, COVID-19’un Eylül 2019’dan önce Wuhan Viroloji Enstitüsü’nden sızdığını gösteren yeterli kanıt bulunduğunu iddia etti.

Ancak yalanlara ve uydurma bilgilere dayanılarak hazırlanan raporda herhangi bir sağlam kanıt ortaya koyulmadı.

ABD hükümeti, kısa süre önce COVID-19’un kaynağına yönelik soruşturmalar hakkında bir açıklama yayımladı. 300’ün üzerinde kelimeden oluşan açıklamada “istihbarat kuruluşu” sözüne 6 kez yer verilirken, “bilim” ifadesi bir kez bile geçmedi.

ABD Başkanı Joe Biden, istihbarat kuruluşlarından 90 gün içinde COVID-19’un kaynağının aydınlatılması konusunda net bir sonuca ulaşmalarını istemişti.

Bu sürenin sona ermesine çok az zaman kalırken, ABD istihbaratının soruşturmalarda hiçbir önemli ilerleme kaydedemediği belirtiliyor.

İngiltere merkezli “Financial Times” gazetesinin, ABD hükümeti yetkililerinin ifadelerine dayanarak yayımladığı haberlerde, ABD’li istihbarat kuruluşlarının elindeki mevcut bilgilerin, COVID-19’un kaynağına dair herhangi bir güvenilir sonuç çıkarılmasına yeterli olmadığının altı çizildi. Haberlerde, buna rağmen, ABD istihbaratının bir rapor hazırlamakla meşgul olduğuna dikkat çekildi. Bu gelişme de ABD’nin COVID-19’un kaynağının aydınlatılması çabalarını gittikçe nasıl siyasileştirdiğinin bir başka  kanıtı.

"Yalan söylüyoruz, aldatıyoruz, çalıyoruz ve ayrıca bunları öğretmeye adanmış bir kursumuz var." Bir zamanlar ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CIA) Başkanlığı görevini  yürütmüş eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ABD’li istihbarat kuruluşlarının çirkin yüzünü bu sözlerle anlatmıştı.

ABD istihbaratının yalan üretme ve yoktan var etme geleneği çok eskilere dayanıyor. ABD'li siyasetçiler niçin COVID-19’un kaynağına ilişkin araştırmalar için istihbarat kuruluşlarını görevlendirdi?

Çünkü bu siyasetçiler, istihbarat kuruluşlarının istedikleri her sonucu sağlayabilecekleri kanısında.

CIA, 2003 yılında sadece küçük bir şişe "deterjan"ı kanıt göstererek Irak’ı "kitle imha silahları" üretmekle suçladı. ABD, daha sonra bu bahaneyle Irak’a savaş başlattı, sayısız sivilin ölümüne yol açtı, birçok Iraklı aileyi evsiz bıraktı. Günümüzde de insani trajediye yol açan bu siyasi şovun bir benzeri yine sahneye koyuldu.

Bilime saygı gösterilmiyor

Esasen bilimsel bir çalışma olması gereken COVID-19’un kaynağının araştırılması görevinin istihbarat birimlerine verilmesi, uluslararası kamuoyunu aldatmanın yanı sıra, salgınla mücadele konusundaki uluslararası işbirliğini de engelliyor.

Salgının başından bu yana bazı ABD’li siyasetçiler, Çin'i karalamak ve engellemek için “virüsün laboratuvardan sızdığı” iddiasını tekrarlıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) uzmanları ve Çinli uzmanlardan oluşan ekibin yayımladığı rapor da “COVID-19’un laboratuvardan sızmış olma” ihtimalinin bulunmadığını kanıtladı.

Uluslararası bilim çevreleri de bu iddiaya karşı çıkıyor. Ancak ABD’li siyasetçiler, bilimsel sonuçları hiçbir zaman kabul etmiyor.

Çin’i karalamak için bu kez de istihbarat kuruluşlarına bel bağlayan bu siyasetçiler, salgınla mücadeledeki başarısızlıklarının sorumluluğunu Çin’e atmaya devam ediyor. COVID-19’un kaynağının aydınlatılması konusunda muteber kuruluş ve kişilerin ulaştığı bilimsel sonuçlardan ziyade, ne profesyonel ne de şeffaf olan sözde istihbarat raporlarına inanmayı tercih eden bu kişilerin kendilerini kandırmaları ve bilime aykırı davranmaları hem abes hem de gülünç.

Hegemonyacı mantık eleştirisi

ABD’li siyasetçiler, “COVID-19’un laboratuvardan sızdığı” iddiasını uydurarak, Çin tarafına sert bir tutum benimsemeyi hedefliyor.

Bir yandan, ABD’li istihbarat kuruluşları sözde "soruşturma raporunu" tüm imkânlarını kullanarak hazırlarken, diğer yandan da ABD Kongresi’nin bazı üyeleri, kamuoyunu yanlış yönlendiren iddialar ve yalanlar uyduruyor.

ABD’li siyasetçilerin tüm uluslararası toplumu şoke eden bu haydutluk mantığıyla şahsi siyasi çıkarlar elde etme peşine düşmesi de işin bir başka çirkin boyutu.

Cambridge Üniversitesi'nin eski araştırmacılarından Martin Jacques, “ABD, COVID-19 salgınına Soğuk Savaş, sıfır toplamlı oyun ve siyasi zıtlaşma unsurlarını kattı." değerlendirmesinde bulundu.

Çin Sosyal Bilimler Akademisi araştırmacılarından Wei Nanzhi ise “ABD’nin COVID-19’un kökeninin aydınlatılmasını sürekli olarak siyasileştirme çabası, ülkenin kendi çıkarlarını elde etmek amacıyla hegemonyacı bir mantık izlediğinin göstergesidir.” diye konuştu. 

Uluslararası toplumdan ABD’ye çağrı

ABD’li siyasetçiler, virüsünün kökeninin aydınlatılması konusunu siyasileştirmek için “beyin yıkama” ve “insanların dikkatini başka yöne çevirme” gibi kötü niyetli yöntemlere başvurarak, uluslararası toplumun “COVID-19’un laboratuvardan sızdığı” iddiasına inanmasını sağlamayı hedefliyor. Ancak bu girişimlerin uluslararası kamuoyunu kandırması mümkün değil.

70 ülke, DSÖ Genel Direktörü’ne yolladıkları mesajlar ve yayımladıkları açıklamalar aracılığıyla virüsün kökeninin aydınlatılması meselesinin siyasileştirilmesine karşı çıktı.

100’den fazla ülkeden 300’ün üzerinde siyasi parti, sivil toplum örgütü ve düşünce kuruluşu, Dünya Sağlık Örgütü Sekreteryası’na ortak bir açıklama sunarak virüsün kaynağının araştırılmasının siyasileştirilmesine tepki gösterdi.

Kısa süre önce Çin Medya Grubu’na bağlı Çin Global Televizyon Ağı (CGTN) tarafından farklı ülkelerden internet kullanıcılarının katılımıyla düzenlenen anketin sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 83,1’i ABD’de COVID-19’un kökenine dair araştırmalar başlatılmasını istiyor.

COVID-19’un kaynağının bulunması, önemli ve karmaşık bir bilimsel konu. Bu meseleye hiçbir siyasi unsur eklenmemeli. ABD, bu konuda uluslararası toplumdaki objektif ve adil seslere kulak vermeli, Fort Detrick ve ABD’nin diğer ülkelerde kurduğu 200’den fazla biyoloji laboratuvarında köklü araştırmalar başlatılmasına izin vermeli.

Washington, bilim ve gerçeklere saygı göstererek, tüm gücünü salgınla mücadeleye ve sivil can kaybını önlemeye ayırmalı, salgını siyasi manipülasyon malzemesi hâline getirmeyi ve salgınla mücadeledeki başarısızlığının sorumluluğunu diğer ülkelere atmayı durdurmalı.

刘文俊