Tibetli gençler memleketlerini kendi elleriyle güzelleştiriyorlar

Çin’in Tibet Özerk Bölgesi’nin barışçıl kurtuluşunun 70. yıldönümü, bugün bölgede düzenlenen etkinliklerle kutlanıyor.

Bölgede son 70 yılda ekonomi gözle görülür şekilde büyüdü, vatandaşların geliri hızla arttı, ekonomik ve toplumsal kalkınma ile halkın yaşamında büyük değişiklikler meydana geldi. Tibet’in hızla gelişmesiyle artık daha çok genç, Çin’in diğer bölgelerine göçmek yerine Tibet’te iş kurup, memleketlerini kendi elleriyle daha da güzelleştirmek için çalışıyor.

1985 doğumlu Luo Song, 2018’de Tibet’in merkezi Lhasa’nın doğusundaki Dazi semtinde bölgenin ilk butik bira fabrikasını kurdu. Son yıllarda şehirdeki altyapı tesislerinin yaşamına büyük kolaylıklar sağladığını anlatan Luo Song, “Daha önce Lhasa sakinlerine Dazi'ye gideceğinizi söylediğinizde sanki çok uzak bir yere gidiyormuşsunuz gibi düşünürlerdi. Çünkü sadece toprak bir yol vardı, yağmurlu veya karlı günlerde yolun durumu daha da kötüydü. Şimdi Lhasa’nın merkezinden oraya gitmek sadece 20 dakika sürüyor.” dedi.

Son yıllarda Lhasa’da kara ve demir yollarını kapsayan entegre bir ulaşım ağı kuruldu. Şehirdeki kara yolunun toplam uzunluğu 5 bin 400 kilometreyi aştı. Bütün kasabalara ve köylere yollar yapıldı ve otobüs seferleri başlatıldı.

Bununla birlikte, son 70 yılda Lhasa’da kişi başına düşen gayrisafi bölgesel hasıla ve kırsal kesimde yaşayanların kişi başına düşen harcanabilir geliri ulusal çaptaki ortalama seviyeyi aştı.

Bölgedeki turizm de hızla gelişmeye devam ediyor. Lhasa’da geçen yıl ağırlanan yerli ve yabancı turistlerin sayısı 20 milyon 80 bini buldu ve gerçekleştirilen turizm geliri de 30 milyar yuanı aştı.

Son 70 yılda merkezi hükümet ve Devlet Konseyi, büyük bütçe ayırarak, Tibet’in geleneksel kültürünü koruyup geliştirmek için çaba harcadı.

Shanghai Jiaotong Üniversitesi’nden bu yıl mezun olan 22 yaşındaki Sangdanciji memleketindeki değişiklikleri anlatırken, “Şehirde alışveriş merkezleri, süpermarketler aniden çoğaldı. Ekonominin büyüdüğünü ve yaşamın kolaylaştığını hayatın her alanında hissedebiliyoruz. Aynı zamanda daha önce sadece cd’lerden izleyebildiğimiz geleneksel dans gösterilerini artık parklarda da görebiliyoruz. Bu da geleneksel kültürün korunduğunun bir göstergesi.” ifadelerini kullandı.

Sangdanciji mezun olmadan önce Shanghai gibi büyük bir şehirde kalıp, büyük şirketlerde çalışmak istiyormuş. Fakat artık Lhasa’ya dönmeyi arzuluyor. Halihazırda Tibet’in kültürü ve sanatını tanıtmayı ve geliştirmeyi amaçlayan bir kuruluşta çalışan Sangdanciji, memleketinin kültürünün tanıtılmasına daha büyük katkı yapmayı arzuladığını söylüyor.