Xu Yanqing, CRI Haber merkezi
Çin’de üç düşünce kuruluşu tarafından ortaklaşa yayımlanan “‘ABD Birinci’?! ABD’nin COVID-19’la Mücadelesindeki Gerçekler” başlıklı raporda, ABD yönetiminin COVID-19 salgınıyla mücadelesindeki başarısızlıklar karşısında ABD Merkez Bankası’nın (FED) para basarak krizi yumuşamaya çalıştığı kaydedildi. ABD’nin gerçekten birinci olduğu bir sıralama varsa, o sıralama kuşkusuz ki para basma sıralamasıdır.
FED son dönemde para basma hızını olağanüstü şekilde arttırdı. ABD hükümeti ve kongresinin bir dizi kurtarma yasasını onaylamasıyla birlikte piyasaya sürülen yeni para miktarı trilyonlarca dolara ulaştı. Bu tür önlemler kısa vadede piyasayı istikrara kavuşturma rolü oynuyormuş gibi görünse de bunların getireceği olumsuz etkileri dünya ülkeleri üstlenecek.
ABD şu anda dünyaya enflasyon ihraç ediyor. ABD doları likiditesinin hızlanması, küresel emtia fiyatlarının artmasına neden oldu ve bu da birçok ülkenin işletmelerine ve halklarının yaşamlarına baskı getirdi. Emtia fiyatlarının artması, Üretici Fiyatları Endeksi’nin yükselişe geçmesine ve işletmelerin maliyelerinin artmasına yol açtı. Basında yer alan haberlere göre, Lübnan’da un fiyatları yıl başından bu yana geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 219 artarken, Meksika’da da mısır fiyatları yıllık bazda yüzde 60 yükseldi. Dünya halkı gıda fiyatlarının büyük ölçüde artmasının oluşturduğu zorluklarla karşı karşıya.
Öte yandan, ABD doları en önemli küresel rezerv parası olduğu için doların diğer ülkelerdeki yüksek likiditesi, bu ülkelerdeki sermaye piyasalarına büyük belirsizlik getiriyor ve uluslararası finans piyasasında dalgalanmalara yol açıyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından geçen ay yapılan açıklamada, devamlı enflasyonun, FED’in ve diğer gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının para politikası vizyonlarını tekrar değerlendirmesine neden olabileceği uyarısı yapıldı.
Mevcut durumda uluslararası toplum FED’in girişimleriyle yakından ilgileniyor. FED’in para politikasını değiştirmesi, yeni yükselen ekonomilerde sermayenin yurtdışına akışına yol açıp bu ülkelere ciddi darbe getirebilir.
Yeni yükselen piyasalar ve gelişen ülkeler, ABD’nin eyleminin getirdiği etkileri azaltmak için acı verici tedbirler almak zorunda. Brezilya, Rusya, Türkiye ve Meksika gibi yeni yükselen ekonomiler yıl içinde faizlerini yükseltti. Ancak bu tedbir ekonomik toparlanmayı engelleyebilir.
ABD’nin aşırı miktarda para basması kendisine de enflasyonun yükselmesi, zenginler ile yoksullar arasındaki uçurumun genişlemesi gibi sorunlar getiriyor. ABD Çalışma Bakanlığı tarafından 11 Ağustos’ta açıklanan verilere göre, ABD’de Temmuz ayında Tüketici Fiyat Endeksi’nin artışı, son 13 yılın rekor düzeyi olan yüzde 5,4’lük seviyesini korudu.
Dünya halkları halihazırda salgına karşı çetin bir mücadele yürütüyor. Ancak ABD’nin söz konusu girişimi, diğer ülkelere de ekstra ekonomik ve toplumsal baskılar getirerek, küresel ekonomide daha büyük riskler doğuruyor. ABD, daha sorumlu bir para politikası uygulamalı ve dünya ekonomisinin toparlanmasına daha büyük katkılar sunmalı.