Çin Devlet Konseyi Basın Ofisi dün, Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) insan haklarına saygı gösterme ve insan haklarını koruma çalışmaları konulu beyaz kitap yayımladı.
2021, ÇKP’nin kuruluşunun 100’üncü yıl dönümü. ÇKP, son asırda insan haklarının korunması yolunda büyük çaba sarf etti, bilhassa küresel insan hakları durumunun geliştirilmesine önemli katkılarda bulundu.
Beyaz kitapta, yüzyıldır halkı çalışmalarının merkezine alarak insan haklarının evrenselliği ilkesini Çin’in koşullarına göre uygulayan ÇKP’nin, yaşam ve kalkınmayı temel insan hakları kabul edip müreffeh bir hayatın en mühim hak olduğuna inandığı vurgulandı.
Belgeye göre ÇKP, bir asırdır barışçı ve ortak kalkınmaya kendini adamış durumda. Dünya barışını korumayı, işbirliği ile ilerleme kaydetmeyi ve kalkınmadan doğan faydalarla insan haklarını teminat altına almayı hedefleyen Çin, uluslararası arenadaki bu duruşuna sıkı sıkıya bağlıdır.
Çin İnsan Hakları Derneği Genel Sekreteri Lu Guangjin Çin Devlet Konseyi Basın Ofisi tarafından dün Beijing’de düzenlenen basın toplantısında konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Lu Guangjin şunları dile getirdi:
“ÇKP, kuruluşunun yüzüncü yıl dönümünü birkaç gün sonra kutlayacak. Bu özel dönemde böyle bir belgenin yayımlanması, uluslararası toplumun ÇKP ve Çin’de insan haklarının gelişme durumu hakkında etraflıca bilgi edinmesi, böylece Çin’i daha iyi tanıması bakımından büyük önem taşıyor. ”
İnsan haklarının evrenselliği ilkesini Çin’in şartlarıyla birleştirmenin, Çin’in insan hakları çalışmaları kapsamında hayata geçirdiği değerli bir uygulama olduğunu belirten Lu Guangjin şöyle konuştu:
“İnsan haklarının evrenselliğinde ısrarcı olunmalı, Çin’de insan haklarını bu temelde geliştirme yolu bulunmalı. Aslında biz bu yönde adımlar attık ve başarı kaydettik. Birçok uluslararası insan hakları sözleşmesine taraf olduk ve bu sözleşmelerin ruhunu ülkemizin şartlarıyla bütünleştirdik.”
Çin’de insan haklarındaki ilerlemenin, Batılı ülkelerin liberalizmi ve uygulamalarını taklit ederek değil, halk merkezlilik ilkesine bağlı kalınarak kaydedildiğini söyleyen Lu Guangjin şunları ekledi:
“Bizim insan hakları konseptimiz, Batılı ülkelerin kapitalist insan hakları konseptinin bünyesindeki dar görüşlülük ve kısıtlılıktan uzak. Biz halkın insan hakları ilkesine göre hareket ediyoruz. İçi boş insan hakları konseptine başvurmak yerine, dinamik ve taze insan hakları geliştirme modeline başvuruyoruz.”
Batılı ülkeler uzun yıllardır insan haklarının savunucusu kisvesi altında Çin’in Hong Kong, Xinjiang, ve Tibet bölgelerine ilişkin meselelerde karalama çalışmaları yürütmekle meşgul. Lu Guangjin’in bu husustaki değerlendirmesi de şöyle:
“Batılı ülkeler, esas olarak Çin’de insan hakları durumunu merak etmiyorlar. Tam aksine insan hakları savunucusu kisvesi altında Çin’in iç işlerine karışmaya çalışıyorlar. Çifte standart uygulayıp Çin’i eleştiriyorlar, Çin’in olumlu imajına gölge düşürmeye ve Çin’in kalkınmasını engellemeye çalışıyorlar. ”
Beyaz kitapta ayrıca Çin’in uluslararası insan hakları meselelerine de aktif katılım gösterdiğine, insan hakları yönetişimine katkı sağlamakta olduğuna ve ortak kader topluluğu kurulması yönünde diğer ülkelerle birlikte çaba harcadığına dikkat çekildi.