Dün (15 Mart) Suriye krizinin ortaya çıkmasının 10. yıldönümüydü. On yıl içinde Suriyelilerin yaklaşık yarısı evlerini terk etmek zorunda kaldı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Suriye'nin on yıllık bir çatışma yaşadığına dikkat çekerek dünyanın COVID-19 salgını tarafından etkilendiği ve sürekli yeni sorunların ortaya çıktığı arka planda, Suriye’nin artık haberlerin ön sayfasına hakim olmadığını, ancak ülkedeki durumun hâlâ bir kabus gibi olduğunu hatırlattı.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), uluslararası toplumu insani yardımı güçlendirme taahhüdünde bulunmaya çağırdı.
BMMYK Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ofisi sözcüsü Rula Amin, Suriye krizinin ortaya çıkmasının 10. yıldönümü dolayısıyla Çin Medya Grubu’na (CMG) verdiği özel röportajda, çatışmanın Suriye halkının hayatını mahvettiğini ve bu krizin yakın çağdaki en geniş çaplı evsizliğe neden olduğuna işaret etti. Birçok Suriyelinin yıllardır evsiz yaşadığına dikkat çeken Rula Amin, çatışma devam ettikçe bu insanların yaşamının daha da zorlaştığını kaydetti.
Amin, "Uluslararası toplum, mültecileri, mültecileri kabul eden ülkeleri ve bu ülkelerde mültecileri kabul eden mahallelerin hastaneler ve okullar gibi kamu hizmeti kapasitesinin geliştirilmesini destekleme taahhütünde bulunmalıdır. COVID-19 salgını, mültecilerin karşılaştığı zorlukları ve meydan okumaları daha da şiddetlendirdi. Örneğin, Lübnan'daki Suriyeli mültecilerden yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranı daha önceki yüzde 55’ten yüzde 89'a çıktı. Çocuk işçilerin sayısı bir kat arttı. Okulu terk eden öğrencilerin oranı da yükseldi. Tüm bu ciddi riskler ve sonuçlar, dünya çapındaki mülteci mahallelerinin, Suriye ve bölgenin geleceği üzerinde uzun vadeli bir etkiye sahip olacak." dedi.
Suriyedeki çocukların yarısı savaşsız geçen bir gün görmedi
Amin, ihtiyaç duyan Suriyelilere destek sağlamaya devam etmek için insani yardıma erişimin güçlendirilmesi çağrısında bulunarak bu konuda eşgüdümlü çabaların gerekliliğine değindi.
BM Genel Sekreteri Guterres'in dediği gibi, hiçbir Suriyeli aile çatışmadan muaf değil ve ülkedeki çocukların yaklaşık yarısı savaşsız geçen bir gün dahi görmedi. Yüzbinlerce kişi hayatını kaybetti, milyonlarca kişi evsiz kaldı, sayısız insan yasadışı olarak gözaltına alındı, işkence gördü, zorla kaçırıldı veya belirsiz ortamlarda ve yoksulluk içinde yaşadı. Son on yılda dünya, Suriye'deki yıkıma ve kanlı çatışmalara tanık oldu.
Guterres, “BM, Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı uyarınca istişare ve müzakere yoluyla siyasi bir çözüm aramaya devam edecektir. Suriye Anayasa Komitesi’nde somut adımların atılması, bu sürecin ilk aşaması olacaktır. Tüm taraflar siyasi irade gösterme ve fikir birliğine varma fırsatına kavuşturulacak ve temsil ettikleri tüm Suriyelilerin uzun süreli bir çatışma durumundan kurtulmaları gerektiği anlayışına varacak. Bu yol, her Suriyelinin makul talebini karşılayarak, mültecilerin güvenli ve onurlu bir şekilde ülkesine geri dönüşü için gerekli koşulları yaratan ve Suriye'nin egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve bağımsızlığına saygı gösteren bir çözüm getirecektir. Bu süreç, tüm Suriyeli kadın ve erkeklerin katılımını ve nihayetinde tüm Suriye toplumunun katılımını gerektirmektedir. Aynı zamanda, sürekli ve güçlü diplomatik diyalog yoluyla, uluslararası toplumdaki mevcut farklılıklar giderilmelidir, aksi takdirde Suriye halkını daha derin bir umutsuzluğa sürükleyecektir, buna asla izin vermemeliyiz.” ifadesini kullandı.
Suriye'deki on yıllık çatışma on yıllık keder getirdi, on yıllık kayıplara neden oldu ve on yıllık umut ve çabaları erteledi. Önümüzdeki on yılın ise yönü hala belirsiz.