Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Wang Wenbin, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi kapsamında düzenlenen toplantıda İngiltere’nin gündeme getirdiği Xinjiang’la ilgili iddiaları yalanladı.
İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Cenevre'deki BM İnsan Hakları Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada, Çin'in insan hakları sicilini kınayarak bölgedeki kadınlara yönelik “taciz olaylarıyla” ilgili haberleri araştırmak için Birleşmiş Milletler müfettişlerinin Xinjiang’a acilen ve hiçbir kısıtlama olmadan girişine izin verilmesi gerektiğini kaydetti.
Buna değinen sözcü, dünkü olağan basın toplantısında, “Xinjiang’la ilgili sözde zorunlu çalıştırma ve kısırlaştırma iddialarının Çin karşıtı güçler tarafından uydurulmuş söylentiler ve yalanlar olduğunu birçok kez açıkladık, Xinjiang’la ilgili sorunlar Çin'in iç meselesidir.” dedi.
Sözcü, İngiltere’yi gerçeklere saygı duymaya, yanlış beyanlarda bulunmayı bırakmaya ve Çin'in içişlerine karışmaktan vazgeçmeye çağırdı.
Sözcü, “Bir süredir, bazı insanların Xinjiang ile ilgili konularda Çin'i karalamak ve saldırmak için çok fazla yalan uydurduğunu duyduk ve gördük. Kısa bir süre önce anlattığım gibi Zöhrem Davut adlı bu Uygur kadınının BBC'de zorla kısırlaştırılmasına dair yalanlar söylediğini anlatmıştı” dedi.
Sözcü Wang, dünkü basın toplantısıda Xinjiang meselesiyle ilgili yalanları yayma hakkında bir diğer örnek de verdi.
Uygur bir kadın olan Tursunay Ziyavdin, Şubat ayı başlarında BBC'ye verdiği röportajda, Xinjiang’daki meskeki eğitim merkezlerinde kadınlara sistematik cinsel saldırılar yapıldığı iddiasında bulunarak şok edici bir yalan ortaya attı. Ancak gerçek şu ki, bu kişi daha önce bahsedilen Zöhrem Davut gibi bazı güçler tarafından Çin'i karalamak ve saldırmak için kullanılan bir araç ve aktörtür.
Tursunay Ziyavdin BBC programında, “bir eğitim merkezinde polisler beni düşürüp karnına tekme attılar, neredeyse bayılacaktım” dedi.
Ancak bir yıl önce Tursunay, ABD Buzzfeed web sitesiyle yapılan bir röportajda “Dayak ya da tacize uğramadım” ifadesini kullandı.
BBC röportajında söylediği, Xinjiang’daki mesleki eğitim merkezlerinde kadınlara sistematik cinsel saldırıların mevcut olduğuna gelince, ABD medyasında çıkan birçok haberde “Tursunay, ABD'ye gelmeden önce defalarca yabancı medya kuruluşlarıyla röportajlar yapmıştı. Bu röportajlarda sistematik cinsel saldırılardan hiç bahsetmedi ve kendisinin de bu saldırıların mağduru olduğuna hiç değinmedi.” diye yazıldı.
Ancak garip olan, ABD'ye geldikten birkaç ay sonra bazı güçlerden eğitim alan Tursunay’ın ifadesini değiştirmesidir.
Tursunay kısa süre önce CNN ile yaptığı röportajda, kendisine Xinjiang’dayken rahim içi cihaz (RİA) yerleştirildiğini söyledi. Ama aslında, kendisi doğurganlığa sahip değil, akrabaları ve ailesi de onun için RİA’nın hiç gerekli olmadığını biliyor. Tursunay, Xinjiang’da hiç doğum kontrol ameliyatı geçirmedi.
Tursunay’ın yalanlarını sıradan insanların bile çözmesi zor değil. Sözcü Wang, BBC gibi ünlü uluslararası medya kuruluşlarının bu haberleri doğrulamadan yaymasının üzücü olduğunu ekledi.
BBC son dönemde Xinjiang hakkında söylentiler yayan bir araç ve platform haline geldi.
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, tüm ülkelerden sağduyu sahibi insanların bu tip propagandalara alet olmamasını arzu ettiklerini sözlerine ekledi.