Yeni yılın başında Çin sinema pazarı canlanma yaşadı. Film değerlendirme platformu Maoyan’ın verdiği bilgiye göre, yeni yılın ilk gününde gişe hasılatı 600 milyon yuanı bularak, 1 Ocak 2018’de gerçekleştirilen 357 milyon yuan gişe gelirini geride bırakıp, Çin sinema tarihinde yeni bir rekor oluşturdu.
Kanser temalı bir film olan "Küçük bir Kırımızı Çiçek" (Çince: Song Ni Yi Duo Xiao Hong Hua, İngilizce: A Little Red Flower) 31 Aralık'ta gösterime girdikten sonra gişe sıralamasının en tepesine yükseldi ve 5 Ocak itibariyle, 820 milyon yuanlık gişe hasılatı elde etti. Bu film, Çin film değerlendirme platform Douban’nda 7.5 puan aldı.
İki ailenin kansere karşı mücadelesine odaklanan film, izleyicilerin dikkatini kanser hastalarına ve kanserle mücadele ailelerine çekti.
Dünya Sağlık Örgütü’ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı'nın verilerine göre, 2020'de dünyada tespit edilen kanser vaka sayısı 19 milyon 300 bine, kanserden ölenlerin sayısı ise 10 milyona çıktı.
Çin Ulusal Kanser Merkezi'ne (NCC) göre, Çin'de son yıllarda kanser için genel insidans ve ölüm oranı artış eğilimi gösterdi. Her yıl yaklaşık 3,8 milyon kanser vakası tespit edilirken yaklaşık 2,29 milyon kişi bundan hayatını kaybetti.
Bu verilerin arkasında, ölümle çetin mücadeleler var.
Hastadan durumu gizleyip gizlememe kararı, kanser hastalarının ailelerinin karşılaştığı ilk zorluk olabilir.
Çin’deki sosyal medya Weibo’da, durumlarını gizlemeyi seçen internet kullanıcıları, bunun hastanın psikolojik yükünü azaltabileceğine inanıyorlar.
Durum hakkındaki bilgileri hastalara vermeyi seçenler ise hastanın bununla sakin bir şekilde başa çıkabileceğini ve durumu bilirlerse hazırlıklı olabileceğini düşünüyorlar.
Pek çok Çinli, aile üyelerine beyaz bir yalan söylemeyi seçiyor. 2020'de Shanghai Uluslararası Film Festivali’nin Altın Küre Ödülü'nü kazanan "Elveda" (Çince: Bie Gao Su Ta, İngilizce: The Farewell) ölümcül akciğer kanseri teşhisi konan büyükanneden gerçeği saklayan Çinli bir ailenin hikayesi anlatıldı.
İster gerçek hayattaki insanlar isterse filmin kahramanları olsun, hepsi aynı şey için endişeleniyor: Kanser hastalarına gerçeği anlatma ve onların psikolojisine dikkat göstermenin önemi.
Kanser hastaları için tıbbi bakım ve tedavinin yanı sıra psikolojik destek de şarttır. NCC tarafından geliştirilen kanser kayıt sistemine göre kanser hastalarının yaklaşık yüzde 30 ila 50'si ruhsal problemlerden mustarip olur.
Kanser hastalarının ruh sağlığı ile daha iyi başa çıkabilmek için, 2007 yılında psikososyal onkoloji ve psikolojik tedavi üzerine araştırmalar yapmayı amaçlayan Çin Psikososyal Onkoloji Derneği (CPOS) kuruldu. 2016 yılında CPOS, kanser hastaları için psikolojik bakım ve tedavi hakkında bir kılavuz yayımladı.
Kanser, tüm aile üyelerinin hayatlarını değiştiren, muazzam miktarda stres ve birçok zorlu durum getiren bir aile deneyimidir.
Şu anda Çin'in Weibo gibi sosyal medyalarında, kanser hastalarının aile üyelerinin benzer deneyimleri paylaşabilecekleri, sıkıntıları giderebilecekleri ve biraz rahatlayabilecekleri çevrimiçi topluluklar bulabilecekleri çeşitli sohbet grupları kuruldu. Günlük yaşam boyunca, birbirini tanımayan da kanser hastalarına ve aile üyelerine büyük bir sempati ve empati gösterdiler.
Çin’in güneyindeki Jiangxi Eyaleti’nin merkezi Nanchang'da, 60'lı yaşlarındaki bir çift olan Wan Zuocheng ve Xiong Gengxiang, on yıldan fazla bir süredir bir kanser hastanesinin yakınında ortak bir mutfak işletiyor. Hastanede yatan kanser hastalarının çoğu şehir dışından geldiği için, evde pişirilen bir yemeğin tadını çıkarmak onlar için küçük rahatlıklarından biridir. Daha önce kızarmış hamur yiyeceklerini satan Xiong ve Wang, yemek yapmaya karar verenlere bir yuan gibi düşük bir fiyatla mutfak ve pişirme tesislerini sağlamaktadır. Bu mutfak, “1 yuanlık kanserle mücadele mutfağı" olarak adlandırıldı.
Shanghai, Beijing ve Guangzhou gibi şehirlerde son yıllarda saç bağışı yapan hayır merkezleri ilgi odağı haline geldi. Bu merkezler aracılığıyla insanlar, kanser hastalarına peruk yapmak için saç bağışı yapabiliyorlar ve yaşam güvenlerini yeniden kazanmalarına yardımcı oluyorlar. Gönüllüler arasında küçük çocuklar, kadınlar ve erkekler vardı. Bağış yapmadan önce saçlarını en az iki yıl uzatmaları gerekiyordu, bu süre zarfında suni kıvrılma veya saç boyamalardan kaçınılmalıdır.
Daha birçok benzer hikaye var ...
"Aşk doğrudan kanseri tedavi edemez, ancak aşk insanlara ölüm ve ayrılık karşısında daha fazla cesaret ve sakinlik verebilir. "
“Hayat zor, ama aşktan ve umudundan vazgeçme!"