İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Fas Kralı 6. Muhammed ile yaptığı telefon görüşmesinde, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesi için 6. Muhammed’i resmi ziyaret için İsrail’e davet ettiği kaydedildi.
İsrail Başbakanlık Ofisi’nden 25 Aralık’ta yapılan açıklamada söz konusu bilgi yer aldı. Fas, dört ay içinde İsrail ile arasındaki ilişkileri normalleştireceğini açıklayan dördüncü Arap ülkesi durumunda.
Açıklamada, iki taraf arasındaki diyalog atmosferinin sıcak ve dostane olduğu ve iki liderin bu ayın başlarında duyurulan iki tarafın ilişkilerinin normalleştirilmesi için anlaşmanın nasıl ilerletileceğini ele aldığı belirtildi.
Fas tarafından yapılan açıklamada ise, kralın Fas’ın Yahudi cemaati ve kraliyet ailesi arasındaki sıkı ilişkiyi vurguladığına işaret edildi. 6. Muhammed’in Fas ve İsrail arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasını memnuniyetle karşıladığı dile getirilen açıklamada, 6. Muhammed’in Filistin sorunundaki tutumunun değişmediğini ve iki devletli planı ve üç kutsal dinin mekanı olarak Kudüs’ün eşsiz statüsünü desteklediğini yinelediğine dikkat çekildi.
10 Aralık’ta ABD aracılığıyla Fas ve İsrail, ilişkileri normalleştirme konusunda mubakata varmıştı. Binyamin Netanyahu, ikili ilişkilerin normalleştirilmesi anlaşmasının tarihi barış getireceğini söyledi.
İsrail için dört Arap ülkesiyle ilişkilerin normalleştirilmesi, büyük bir diplomatik atılımdır. Bundan önce İsrail sadece iki Arap ülkesi Mısır ve Ürdün ile diplomatik ilişkiler kurmuştu.
Analistlere göre, İsrail’in bu kadar kısa süre içinde diplomatik bir atılım gerçekleştirmesinin birkaç sebebi var: Birincisi, ABD Başkanı Donald Trump, başkanlık seçiminde kazanmak amacıyla ABD’deki Hıristiyan evanjelik seçmenlerin desteğini almak için İsrail’e yardım etti. İsrail bir yandan ABD’nin Orta Doğu’daki önemli bir müttefiki, ancak öbür yandan, İran’la düşmanca bir ilişkiye sahip. Bu yüzden İsrail’in dost çevresini genişletmeye yardım etmek, İran için büyük bir darbe sayılıyor. ABD bu durumu görmekten memnun.
İkincisi coğrafi konum açısından İsrail, Arap ülkeleriyle çevrilidir. Uluslararası ortamı iyileştirmek ve Arap ülkeriyle ilişkilerini ısıtmak için İsrail uzun yıllardır bunun peşinde koşuyor. Aslında İsrail bazı Arap ülkeleriyle uzun süredir gizlice temaslarda bulundu. Küçük toprak ölçümü ve stratejik derinliği olmaması nedenleriyle İsrail’in en büyük endişelerinden biri, İran’ın nükleer silahlara sahip olmasıdır. Diğer Sünni Arap ülkeleri de aynı görüşte. Örneğin, Arap dünyasının liderliğinde bulunan Suudi Arabistan ağırlıklı olarak Sünni nüfusa sahip. İran ise Şii bir ülkedir. İki taraf uzun süredir anlaşmazlıklar içinde. Suudi Arabistan İsrail ile diplomatik ilişki kurmaya hazır olmadığını açıklamasına rağmen, İsrail’e gittikçe yakınlaşıyor.
Üçüncüsü, İsrail önde gelen teknolojik ve askeri avantajlara sahip. Bu, diğer Arap ülkeleri için çok çekici. Bunun yanı sıra, İsrail ile arasındaki ilişkileri normalleştirirse, Arap ülkeleri ABD’den fayda alabilecek. Örneğin, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) F35 savaş uçağını elde etti, Sudan ABD tarafından terörizmi destekleyen ülkeler listesinden çıkarıldı, ABD, Fas’ın Batı Sahra üzerindeki egemenliğini tanıdı vs.
Bu nedenle İsrail ile diplomatik ilişkilerin kurulması hem ABD hem İsrail hem de Arap ülkeleri için yararlı görünüyor. Sadece Filistin terk edilmiş durumda. Ayrıca İran da baskı altında bulunuyor.
Ancak İsrail Filistin’i atlayıp Arap ülkeleriyle ilişkileri normalleştirse de, Ortadoğu’ya gerçek barış getirmeyecektir. Yeni ABD Başkanı Joe Biden göreve başlayacak ve önümüzdeki yıl Mart ayında İsrail’de parlamento seçimleri düzenlenecek. Bu durumun değişip değişmeyeceği halen belli değil.