Batılı ülkelerin “aşı istiflemesi” salgına karşı küresel dayanışmaya zarar veriyor

2020-12-25 20:36:25

Batılı ülkelerin “aşı istiflemesi” salgına karşı küresel dayanışmaya zarar veriyor_fororder_微信图片_20201225203528

Küresel çapta yeni koronavirüs aşı araştırma ve geliştirme ve tedariki ilerleme kaydetti ve birçok ülke büyük ölçekli aşılama planlarını onayladı. Ancak endişe verici olan şey, bazı Batı ülkelerinde aşı dağıtımında hakkaniyetin göz ardı edilmesidir. Salgınla etkisiz mücadelenin baskısı karşısında, bu ülkeler aşıları son şans olarak görüyorlar ve salgınla mücadelede küresel bütünlüğün genel durumu üzerinde ciddi bir etkisi olan "aşı egoizminin" yükselişini teşvik ediyorlar.

Birkaç gün önce NBC haber sitesi "Gelişmiş ülkeler aşıları stokladı” başlıklı bir makale yayınlayarak, ilgili aşıların çeşitli ülkelerdeki düzenleyici kurumlar tarafından onaylanmasının ardından Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Birleşik Krallık ve diğer gelişmiş ülkelerde stoklanacak aşı sayısının bu ülkelerin toplam nüfusunu aşacağı belirtildi.

Dünya nüfusunun yüzde 14’ü, toplam COVID-19 aşısının yarısı!

Peki, şu anda küresel aşı "boşluğu" ne kadar derin? Çeşitli veriler soğuk ve acımasız gerçekliği ortaya çıkarıyor.

Bir yandan Uluslararası Aşı Test Ajansı tarafından bu ayın başlarında yayınlanan bir rapora göre, yüksek gelirli ülkeler dünya toplam nüfusunun yalnızca % 14'ünü oluştursa da, şimdiden dünyanın toplam COVID-19 aşısının yarısından fazlasını satın aldı. Bunlar arasında Kanada'da biriktirilen aşı sayısı, ülkedeki toplam insan sayısının beş katı. UNAIDS Genel Müdürü Winnie Baianima, Moderna'nın tüm aşılarının ve Pfizer'in aşılarının % 96'sının yüksek gelirli ülkeler tarafından alınmasını eleştirdi.

Öte yandan, aralarında Kenya, Myanmar ve Nijerya'nın da aralarında bulunduğu 67 düşük ve orta gelirli ülkede, ortalama olarak 10 kişiden sadece 1'inin 2021 sonundan önce aşı olabilmesi bekleniyor...

Bu bağlamda Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri Direktörü John Enkengasson, bu sahnenin hiçbir şekilde bir istisna olmadığını ve Afrika'nın da bazı ilaçların tedariğinde gelişmiş ülkeler tarafından göz ardı edildiğini söyledi.

Salgın dünya çapında yayılırken, bazı gelişmiş ülkelerin panikle aşı satın alması ve istiflemesi, salgınla mücadelede küresel dayanışmayı baltalayan haksız bir eylemdir.

Bu sadece gelişmiş ülkelerin uluslararası insan hakları yükümlülüklerini ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda bazı Batılı politikacıların köklü egoizmini ve salgınla etkisiz mücadelenin sorumluluklarını azaltmaya istekli stratejik dar görüşlülüğünü de ortaya koyuyor.

“Bazı ülkelerde herkes değil, tüm ülkelerdeki bazı gruplar aşılanmalı”

Bu yılın Eylül ayında, Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, pandemiyi sona erdirmenin ve küresel ekonomik toparlanmayı hızlandırmanın en hızlı yolunun, “Bazı ülkelerde herkesin değil, tüm ülkelerdeki bazı grupların” aşılanmasını sağlamak olduğuna işaret etti.

Aşı araştırma ve geliştirmede lider bir ülke olarak Çin, küresel aşıların adil bir şekilde dağıtımını teşvik etmek için çok çalışıyor. Çin’in, ürettiği aşıların “küresel bir kamu ürünü” olacağı vaadinden, COVAX mekanizmasına katılma duyurusuna, aşıların Brezilya, Endonezya, Mısır ve diğer ülkelere sağlanmasına kadar, sorumluluk sahibi bir ülkenin atması gereken adımlar atılıyor.

Çin küresel aşı arzının teminatı

Hong Kong merkezli South China Morning Post gazetesi, Çin’in siyasi iradesinin ve üretim kapasitesinin, ülkenin küresel aşı arzını iyileştirmede önemli bir rol oynayabileceği anlamına geldiğini yazdı.

Küresel ısınmaya verilen yanıt sadece belli ülkelerin çabalarına dayanamayacağı gibi, salgına karşı küresel mücadele de tüm tarafların işbirliğini gerektiriyor. Özellikle gelişmiş ülkeler sınır ötesi bir vizyona sahip olmalı ve gereken ahlaki sorumluluklarını üstlenmelidir.

赵蓓蓓