Çin Dışişleri Bakanlığı’nda Xinjiang konulu basın toplantısı

2020-12-22 19:19:15

Çin Dışişleri Bakanlığı’nda Xinjiang konulu basın toplantısı

“Xinjiang’da camiye gidenler cezalandırılır... Uygur çalışanlar, Han çalışanlardan daha az maaş alır...” Ve daha onlarca asılsız iddia.

Çin Dışişleri Bakanlığı’nın dün organize ettiği Xinjiang konulu basın toplantısında Xinjiang Uygur Özerk Bölge yönetiminden yetkililer ve vatandaşlar yerli ve yabancı gazetecilerin sorularını yanıtladı.

 “Mesleki eğitim merkezi, hayatımızda dönüm noktasıdır”

Xinjiang’ın güney kesimindeki Aksu bölgesinden Ablacan Ablet, kendi tecrübesini aktardı.

Ablet, dini aşırıcılığın etkisi altında yasadışı dini faaliyetlere katıldı. Ne tarlada çalıştı ne dışarıda iş aradı. Parası olmadığı zaman anne babasından istiyordu. O zaman anne babasının saçlarına aklar düştüğünü söyleyen Ablet, Aksu Mesleki Eğitim Merkezi’nde kurs aldıktan sonra dini aşırıcılığın zararını anladı, Standart Çince düzeyini geliştirdi, daha önemlisi otomobil tamir tekniğini öğrendi. Merkezden ayrıldıktan sonra Ablet, kendi tamir dükkanını açtı. Bu işten her ay 10 bin yuan kazannan Ablet, ayrıca gelip tarımsal ürünleri almak için bölgeye giden tüccarlar için tercümanlık yapıyor, yılda 30 bin yuan ek gelir elde ediyor.

Ablet, “Ailemde yaşam koşulları yıldan yıla iyileşiyor. Dükkan sahibi olduğum zaman ne kadar mutlu olduğumu anlamazsınız.” diye konuştu. Ablet, yeni yılda 2 şube açmayı ve gençlere tamir tekniğini öğretmeyi planladığını dile getirdi.

Ablet, Mesleki Eğitim Merkezi olmadan dini aşırıcılıktan daha derin etkileneceğini ve merkezde öğrendiği beceriler olmadan bugünkü huzuruna kavuşmayacağını söyledi. Ablet, merkezin onun gibi kursiyerlerin hayatında bir dönüm noktası olduğunu vurguladı.

Basın kuruluşlarının yönelttiği sözde “yeniden eğitim kampları” sorunuyla ilgili olarak, Xinjiang Basın Ofisi sözcüsü Elican Anayit, Xinjiang’da sözde “yeniden eğitim kampları” bulunmadığını, mesleki eğitim merkezlerinin “yeniden eğitim kampları” olmadığını vurguladı. Anayit, merkezlerin ABD’deki “toplum içinde ıslah” ve İngiltere’deki DDP programından farklı olmadığını, hepsinin terörizme ve aşırıcılığa karşı önleyici tedbirler olduğunu kaydetti.

“İki elle yaşamlarımızı değiştiriyoruz, zorlamaya ne gerek var?”

Hotan’ın bir ilçesinden gelen köylü işçi Şireli Memetemin, “Xinjiang’daki etnik azınlıklar zorla çalıştırılıyor” iddiasını şöyle yanıtladı: “Biz zorla çalıştırılmadık. Para kazanıyoruz, beceriler öğreniyoruz, iki elle yaşamımızı değiştiriyoruz. Başkasının zorlamasına ne gerek var?”

Memetemin, bir dönemde memleketinde tarlada çalışıyordu, boş zamanlarında ek işler üstleniyordu. 2017 yılında dışarıda daha fazla kazanabileceğini duyunca Memetemin, bir konfeksiyon şirketinin reklamına razı oldu ve eşiyle birlikte İli’ye gitti.

Günde 8 saat mesai, helal kantin, lojman... Bugün şirketin bir atölye yöneticisi olarak çalışan Memetemin, işinden çok memnun. Ona göre, şirkette emeğe göre maaş politikası uygulanıyor, Han işçilerin daha fazla maaş alması gibi bir durum yok.

Memetemin, “Dışarıya çıkmasaydık, bize kim para verecekti? Maaş seviyemiz düşük diyorlar, bu tamamen gerçek dışı bir yalandır. Şirketimize gelmediler, bizimle yüz yüze konuşmadılar, hakkımızda ne biliyorlar? Bu kişiler, yaşamımızın iyileştiğini görmek istemiyor. Ancak kimsenin bizi mutluluktan yoksun bırakma hakkı yoktur” diye konuştu.

Xinjiang yönetiminde Tanıtım Müdür Yardımcısı Xu Guixiang, bölgedeki tüm çalışanların Çalışma Yasası ve Çalışma Sözleşmesi Yasası’na göre serbestçe iş seçebildiğini ve “zorla çalıştırma” sorunu bulunmadığını söyledi.

“Şiddet ve terör faaliyetlerini önleme politikasını destekliyoruz”

Xinjiang’daki camiler önünde kameralar bulunduruluyor. Bununla ilgili soruyu, Hotan kentindeki Came Camii’nin hatibi Ubulhesen Tursuniyaz yanıtladı. Tursuniyaz, “kameralar, dini görevliler ve Müslümanların güvenliğini korumak için kuruldu. Şiddet ve terör faaliyetlerini önleme ve darbe indirme tedbirlerini kararlılıkla destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Tursuniyaz, COVID-19 pandemisine rağmen Müslümanların camiye gidip namaz kılabildiğini belirtti. Tursuniyaz, Xinjiang’daki tüm Müslümanlar camide veya kendi evinde namaz kılabilir, oruç tutabilir, bayramları kutlayabilir ve bu dini faaliyetlerin önünde engeller yoktur dedi.

Tursuniyaz, camiler önündeki kameraların camileri izlemek ve Müslümanları cezalandırmak için kurulduğu iddialarının Müslümanlar ila Müslüman olmayan diğer vatandaşlar arasında gerilim yaratmayı, Xinjiang’daki dini uyumu bozmayı amaçladığına dikkat çekti.

Basın toplantısına katılanlar, 4 yıldır şiddet veya terör olayı meydana gelmeyen Xinjiang’ı, yabancıların gidip kendi gözleriyle görmesini tavsiye etti.

吴丹