Ticaret korumacılığı, tek taraflılık ve Covid-19 salgınının küresel ekonomi üzerinde sürekli etki yarattığı bir dönemde, 10 ASEAN ülkesi, Japonya, Güney Kore, Avustralya, Yeni Zelanda ve Çin, kısa süre önce Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) anlaşmasını resmen imzalayarak serbest ticareti, çok taraflılığı ve bölgesel ekonomik entegrasyonu teşvik etme mesajı verdi.
Bu "süper dostluk çevresinin" genişletilmesi, küresel çok taraflı ticaret sisteminin sürdürülmesi için büyük önem taşımaktadır. Ayrıca üye ülkeler arasında ekonomik ve ticari işbirliğini teşvik ederek, bölgesel ekonominin toparlanmasını hızlandıracak ve salgın döneminde küresel ekonominin yeniden canlandırılmasına ivme kazandıracaktır.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü’nün (UNCTAD) raporunda, RCEP'in dünyanın en büyük ticaret ve yatırım anlaşması olduğuna ve dünya nüfusu, gayri safi yurt içi hasılası ve emtia ihracatının yaklaşık % 30'unu içeren dünyanın en büyük ticaret grubunu oluşturacağına işaret edildi.
Anlaşmanın kapsadığı nüfus, Trans Pasifik Ortaklığına Kapsamlı ve Aşamalı Geçiş Anlaşması’nın (CPTPP) kapsadığı nüfusun 4,5 katını buldu ve AB nüfusunun 5 katından fazladır.
Anlaşma, otomobil üretiminin % 50'si ve elektronik ürünlerin % 70'i dahil olmak üzere küresel üretim çıktısının yaklaşık % 50'sini kapsıyor.
Son iki yılda, ABD’nin Asya ve Avrupa ülkeleriyle arasındaki ticaret sürtüşmelerinin sürekli ortaya çıkmasıyla birlikte, tüm endüstri zincirinin entegrasyonunun gerçekleştirilmesi amacıyla serbest ticaret bölgesi kurmak yöntemiyle endüstriyel rekabetten kaçınmak ve ticaret engellerinin aşmak için önemli bir araç haline geldi.
Güney Kore'deki Konkuk Üniversitesi Uluslararası İşletme Fakültesi'nden Doçent Doktor Kim Wook RCEP'nin dünya ekonomisine fayda sağlayacağını belirtti.
Kim Wook’a göre, RCEP'nin amacı, Avrupa Birliği veya Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi gibi ekonomik alanı aşarak bölgesel değişimleri harekete geçirmektir. RCEP aracılığıyla, Çin'in ASEAN ülkelerine yaptığı ara ve nihai ürün ihracatının daha da artması bekleniyor. Çin'in ara ürün tedarikçileri olan Güney Kore, Japonya ve Avustralya'nın dolaylı ihracatı da önemli ölçüde artacak.
Malezya'daki Çin Ticaret Odası Başkanı Ter Leong Yap, RCEP'nin tedarik zincirini güçlendirmeye ve ASEAN ile Doğu Asya'nın ekonomik güçleri arasındaki ticari alışverişleri genişletmeye yardımcı olacağını söyledi.
Malezya ve RCEP üye ülkeleri arasındaki ticaret alışverişleri, ülkenin dış ticaretinin büyük bir bölümünü oluşturuyor. Anlaşma, Malezya şirketlerine daha fazla iş fırsatı sağlayacak ve Malezya'nın ekonomik gücünü artırmaya yardımcı olacak.
Avustralya Devlet Üniversitesi Doğu Asya Ekonomi Enstitüsü müdürü Peter Drysdale, bu anlaşmanın, küresel ticaretin artan korumacılık tehdidi altında olduğu bir dönemde özellikle büyük önem taşıdığını, anlaşmanın ticaretin serbestleştirilmesi ve açık bir küresel ticaret sisteminin korunması için çok kritik olduğunu belirtti.
Dünyaca ünlü düşünce kuruluşlarının yaptığı hesaplamalara göre, 2025 yılına kadar RCEP'nin üye ülkelerin ihracatını, yabancı yatırım envanterlerini ve GSYİH'sini taban çizgisine göre sırasıyla % 10,4, % 2,6 ve % 1,8 artırması bekleniyor.
RCEP, birçok ülkeyi ve kalabalık nüfuslarını birleştirerek karşılıklı yarar sağlayan bir "süper dostluk çevresi" oluşturdu. RCEP, özellikle küreselleşmenin engellerle karşılaştığı günümüzde dünyada serbest ticaret düzeninin yeniden tesis edilmesi için olağanüstü bir rol oynayacak.