Nuri Bilge Ceylan, Türk sinemasının dünyada en bilinen isimlerinden biri. 2003 yılından bu yana Ceylan'ın 6 filmi Cannes Uluslararası Film Festivali'nde ödüle aday gösterildi ve çeşitli ödüller aldı. Nuri Bilge Ceylan 22. Shanghai Uluslararası Film Festivali'nin ana yarışma bölümünde Altın Kadeh Ödülleri'nin jüri başkanlığımı üstlendi. Ceylan, festival sırasında Çin Medya Grubu'na röportaj vererek SIFF'nin başlıca misyonu, Çin sinemasına bakışı ve film çekimiyle ilgili duygularını paylaştı.
Festivalin başlıca misyonu çeşitli kültürler ve sanatların bir araya gelmesidir Film festivallerinin bir şehir için büyük önem taşıdığının altını çizen Ceylan, Shanghai Uluslararası Film Festivali'nin başlıca misyonunu şöyle açıkladı: "Aşağı yukarı 500 film bu seneki SIFF film sırasında gösteriliyor, herkes kendi zevkine uygun filmi izleyebilir. Bence festivalin başlıca misyonu izleyicilerin normal bir ticari sistemde göremedikleri filmlerin gösterilmesidir. Film festivali, çeşitli kültür ve sanatları bir araya getirir. Festival normal yaşamınızı değiştirir. İstanbul Film Festivali'nin başladığı günleri hatırlıyorum. Bu festival olmasaydı, ben de bir sinemacı olamazdım." İnsanın doğası dünyanın her yerinde aynıdır Yönetmenliğini yaptığı filmlerin genel itibarıyla insan doğasıyla ilgili olduğunu hatırlatan Ceylan şöyle diyor: (ses 2) "Kültürel unsurlar değişse de insan doğasının her ülkede ve her kültürde aynı olduğuna inanıyorum. Filmlerimi izleyen herkesin kendisinden bir şeyler keşfetmesini temenni ediyorum, bu herhalde temenni edebileceğim en iyi şey.'' Çin sineması büyük potansiyele sahip Çinli yönetmen Jia Zhangke'nin filmlerini izlediğini belirten Nuri Bilge Ceylan, Çin kültürüne uzun zamandır ilgi duyduğuna ve iki kültür arasında benzerlikler bulunduğuna işaret etti. Ceylan, ''Çin kültürüne olan ilgim filmlerle başladı. Özellikle Jia Zhangke'nin filmlerini çok seviyorum. Film yapmaya da neredeyse aynı zamanlarda başladık. İlk filmlerimiz 1998'de Berlin Film Festivali'nde yer almıştı. Bu iki film de memleketlerimizi konu alıyor. Jia Zhangke'nin filmleriyle Çin ile Türkiye kültürü arasındaki benzerlikleri gördüm. Özellikle son iki yılda, enerjik bir Çin sinema sektörü gördüm. Çin'de çok sayıda yetenekli yönetmen var, bunlar genç yönetmenler için iyi bir örnek sergilemekteler. Çin'i sinema bakımından son derece büyük bir ülke olarak görüyorum, Çin sineması büyük potansiyele sahip." diye konuştu. "Diyaloglar meydan okumadır" Ceylan, filmlerinde hayatı boyunca kendisini etkileyen şeyleri ifade etmeye çalıştığını ve bu şeylerin zamanla değiştiğini kaydetti. Yönetmen şöyle konuştu: "Bir film izlerken zor anlaşılabilen ahlaki çelişkilere ve sorunlara daha çok ilgi gösteriyorum. Film çekimi için bir tür meydan okumaya ihtiyaç duyuyorum. Bu meydan okuma olmayınca motive olamıyorum. Diyaloglar da bana bir meydan okuma olarak gelir, çünkü diyaloglardan korkuyorum." "İzleyiciler filmlerim hakkında kendileri karar verir" Filmlerin kendisini de değiştirdiğine ve filmlerden bir şeylerden öğrendiğine işaret eden ünlü yönetmen şöyle konuştu: "Çektiğim filmlerde bir öğretmen gibi birine insan olmakla ilgili ders vermiyorum. Toplumun gerçekliliğini göstermeye çalışıyorum. Fakat tüm karakterlere gerçek diyaloglar veremeyebilirim, izleyiciler gerçek ve yalan hakkında kendi kararlarını verebilirler. "Filmleri izleyicilere gönderilen mektuplar gibi gören Ceylan, sinemanın özünü "Sanki denize bırakılan bir şişe gibi, belki biriyle karşılaşır, belki de hiç kimseyle karşılaşmaz. Film aracılığıyla ruh ikizinizi bulabilirsiniz" diye özetledi.