Çin'de bundan 40 yıl önce 1978 yılının Aralık ayında Deng Xiaoping ülkeye yatırım yapmak isteyen yabancı şirketlere serbestlik veren reform ve dışa açılma politikasını ilan etti. Bu hamle bugünkü modern Çin'in ekonomik dönüşümünün kıvılcımını çakan dahiyane bir fikirdi. Ve 2018 yılında ülkede çeşitli etkinliklerle Çin'in dışa açılımının 40. yılı kutlanıyor.
Çin endüstrisini modernleştirmek ve ekonomisini canlandırmak için doğrudan yabancı yatırımları ülkeye çekmenin elzem olduğuna inanan Deng Xiaoping 1980 yılında Özel Ekonomik Bölgeler'in (ÖEB) kurulmasını sağladı. Başlangıçta Guangdong eyaletinde Shenzhen, Zhuhai ve Shantou ile Fujian eyaletinde Xiamen'de ÖEB kuruldu. Ardından Çin istikrarlı bir şekilde dış ticaret ve yatırımları teşvik etmeye ve desteklemeye yöneldi. Tüm bunlar olurken bir diğer yandan Çin'e yabancı yatırımlarla birlikte yabancı uzmanlar ve teknoloji transferleri ulaştı. Dünyaya stabil bir ekonomik politika, ucuz iş gücü, güvenilir bir pazar sunan Çin 40 yıl içinde cazibe merkezi haline geldi. Günümüzde Çin birçok alanda profesyonellerden öğrencilere kadar geniş bir kitleye yeni fırsatlar sunmaya devam ediyor. Yabancıların Çin'de elde ettiği kazanımlara yönelik hem başarıları, hem de bilgi birikimiyle İdris Kartav iyi bir örnek. Çin televizyonlarının aranan yüzü İdris Kartav, ülkedeki sosyal medya platformlarında sayısı milyonları bulan sevenleriyle sık sık bir araya geliyor, onlarla Çince sohbet ediyor ve Türkiye'yi tüm güzellikleriyle tanıtıyor. Xiamen Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler yüksek lisansını tamamladıktan sonra Türk ve Çinli şirketlere ticari danışmanlık yapmaya başlayan Kartav, Çin'de iki kez denk geldiği trafik kazalarında 5 Çinli'nin vaktinde uyguladığı ilk yardım müdahaleleriyle hayatını kurtardı. Bunun üzerine basında yer alan haberler, gelen teklifler İdris'in samimi ve mütevazi kişiliğiyle birleşince Çin'deki bir Türk'ün yıldızı parlamaya başladı. Xiamen'da Kartav ile buluştuk ve Çin'deki başarısı, 40. yılını dolduran Çin'in dışa açılımının getirdiği avantajlar hakkında sohbet ettik.Sedat AYDIN: Çin'de seni neden bu kadar çok seviyorlar? Nasıl oldu da Çin medyasında parladın ?
İdris KARTAV: Çin'de "Informal Talks" (非正式会谈) isimli televizyon programıyla buradaki medya platformlarına ve televizyona giriş yaptım. Çinlilerin "Bir yere gittiysen oranın kültürüne alışacaksın" gibi bir sözü var. Ben de tabii Çin kültürüne alışmaya çalıştım. Sevdim. İkinci vatanım gibi gördüm. Çok da hoşuma gitti. Tabii bu da Çinlilerin daha çok hoşuna gitti. Ve benim Çince adım Tang Xiaoqiang'dır (唐小强). Sosyal medya hesabımda Türkiyeli Tang Xiaoqiang'dır. Bunu ön plana çıkarmaya çalışıyorum ki, Türkiye-Çin ilişkileri daha çok artarak devam etsin.
Çin'de televizyon programlarında ve kendi sosyal medya hesaplarında Türkiye'yi tanıtıyorsun. Ve özellikle Çin'deki genç kesim bu vesileyle Türkiye hakkında doğru bilgi ediniyor. Ancak bu serüvenin bir de başlangıcı var. Ünlü olmadan önce Xiamen'da bir öğrencilik dönemin oldu, ardından Çin'de iş hayatına atıldın. Çin'in dışa açımının da son 10 yılına tanıklık ettin. Senin bakış açından Çin'de neler değişti ? Evet doğru, son 10 yılımı Çin'de hem öğrencilik, hem yüksek lisans hem de iş hayatı olarak devam ettirmekteyim. Burada bu gelişimi en yakından gözlemleme ve fırsatlardan en yakından faydalanma imkanına sahip oldum. Bu sebeple çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Çin bildiğiniz gibi Mao Zedong'dan sonra Deng Xiaoping ile dışa açılma politikasına geçti. Böylece yurt dışındaki yatırımcıların doğrudan Çin'e yatırım yapmasına imkan verildi. 1980'lerden 2010 yılına kadar Çin sürekli ihracatta inanılmaz derecede rekorlar kırdı. Lakin 2010'dan sonra ben bu kalkınmayı Çin'de gözlemledim. Daha çok alt yapı aşamasından teknoloji aşamasına kadar, ekonomiden sosyal hayata kadar bu gelişimi kendim Çin'de tanık oldum. Xiamen ilk açılan Özel Ekonomik Bölgeler'den biri. Sen işin gereği Çin'deki birçok şehre gidiyorsun. Burası ile Çin şehirleri arasında fark var mı? Xiamen'daki dış yatırımlar ve kentin potansiyelini nasıl değerlendiriyorsun ? Xiamen kendi açısından ihracatını ve ithalatını dengeli bir şekilde arttırarak devam ettirdi. Bunların hepsini Çin hükümeti ve Çin halkı, özel şirketleri, yerel devletleri doğrudan destekleyerek, herhangi bir dengesizliğe imkan vermeden ilerletmeye çalıştı. Özel Ekonomik Bölgeler yatırımın Çin'e doğrudan girdiği kapılar, bununla birlikte düşük maliyetler, stabil politika, stabil devlet yönetimi, güvenilir bir piyasa ve güvenilir bir ekonomik yönetim, güvenilir bir sosyal yönetim ile beraber Çin kendini inanılmaz bir cazibe merkezi haline getirdi. Çeşitli bir şekilde 2010-2018 arasında kendi hayatımda bunu gözlemleyerek analiz yaptığımda söyleyebilirim ki; Çin, kesinlikle uluslararası piyasalarda bu şekilde istikrarlı devam edecektir. Çin mucizesi her gün yeniden yaşanıyor1978 yılında Çin, ihracat hacmi açısından dünyada 32. sırada yer alıyordu. 2013 yılına geldiğimizde Çin, Amerika Birleşik Devletleri'ni geride bırakarak, ithalat ve ihracat için toplamda yılda 4.16 trilyon ABD Doları değerindeki iş hacmiyle dünyanın en büyük ticaret ülkesi haline geldi. Son 5 yılda inovasyona dayalı yatırımların gözle görülür şekilde arttığı Çin'de artık ülkede iç pazara yönelik arza önem veriliyor, bu yönde ekonomi politikaları geliştiriliyor. Otonom araçlardan, nesnelerin internetine, yenilenebilir enerji üretiminden dağıtımına kadar sayısız alanda uluslararası şirketler Çin'in iç pazarında konum alabilmek için birbiriyle yarışıyor.