"Çin'de İz Bırakan Kadınlar" Yang Liping

2018-07-23 15:03:24

"Çin'de İz Bırakan Kadınlar" Yang Liping

Hazırlayan ve sunan: Özlem Özdemir

Yang Liping, Çin'in dünyada en çok tanınan dansçılarından biri. Bu bölümde, sadece kendi tarzını yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda memleketi Yunnan'ın halk danslarını, özellikle de "tavus kuşu dansı"nı dünyaya tanıtan Yang Liping'i yakından tanıyacağız.

Yang, 10 Kasım 1958'de Yunnan'da doğdu. Fakir bir ailenin, dört çocuğundan en büyüğüydü. Erken yaşta ailesine yardım etmek için çalışmak zorunda kaldı. Çocukluğu, sabahları koyunları güderek, akşamları ise nakış ve oya ile kendini oyalayarak geçti.

Yang, Bai adlı bir etnik gruba mensuptur ve Bai'ler için şarkı söylemek de dans etmek de çok doğaldır. Yang da buna dahildi. Zaten küçüklüğünden beri dans etmeyi o kadar seviyordu ki… Dans tutkusuna dair Yang, "Ben çok küçükken büyükannem şarkı söyleme ile dans etmenin, yaşamanın ve kendimizi ifade etmemizin bir yolu olduğunu söylerdi. Çalışırken de şarkı söylenebilir ve ateş başında da dans edilebilir. Dans illa bir gösteri demek değildir, tam tersine hayatın kendisidir," diyor.

11 yaşında başka bir şehre taşındıklarında, burada yerel bir dans grubuna katıldı. Bai halkının inanışının sembolü olan tavus kuşunu taklit eden dansa aşık oldu. 20'li yaşlarının başında Merkezi Şarkı ve Dans Akademisi'nde eğitim görmek için Beijing'e taşındı. Burada yaptığı geleneksel "tavus kuşu dansı"yla herkesin kalbini kazandı.

Ama Yang'ın özel bir kişiliği vardı. Akademideki eğitim onun karakterine uygun değildi, dans zaten onun kanında vardı. İhtiyacı olan tek şey müzikti. O nedenle okulu bırakarak halk dansına yöneldi. Bir röportajında, acıyı ve hüznü açığa çıkarmakta daha güçlü bir ifade biçimi olduğuna inandığı için halk dansını, modern dansa tercih ettiğini söylemişti.

1986 yılında koreografisini de yaptığı "Tavus Kuşunun Ruhu" adlı gösterisindeki performansıyla, ilk ödülünü kazandı. Ve ondan sonra herkes ona "Prenses Tavus Kuşu" denmeye başladı. "Tavus Kuşunun Ruhu" adlı bu gösteriyi ilk sergilediğinde, sanki köyündeki dağın tepesinde, etrafı örümcekler ve fillerle çevriliymiş gibi hissettiğini söylemişti. Bu şov, dünyanın pek çok ülkesinde 3000'den fazla sahnelendi, Yang uluslararası bir dansçı ve koreograf olarak alkış topladı ve aynı zamanda Yunnan eyaletinin ikonu haline geldi. Eleştirmenler, onun sadece kendi tarzını yaratmadığını aynı zamanda Yunnan halk danslarını da popüler hale getirdiğini söylüyor.

Yang, "Benim dansım sadece hayatın güzel yanlarını gösteriyor," diyor bir röportajında. Oysa onun dansı izleyiciler için daha fazlasını ifade ediyor. Saçma gerçekler ve gösterişli ifadeler arasında, lirik bir dokunuş gibi. Zaten Yang'a göre de o dansıyla, adeta canavarlardan kaçmak isteyenleri, kuşların öttüğü, çiçeklerin açtığı periler ülkesine bir maceraya davet ediyor.

Yang, günlük hayatıyla dans dünyasını nadiren ayırıyor. Genellikle sessiz biri, başkalarıyla iletişim kurmak onun için çoğu zaman zor. Konuştuğu zamanlarda da genellikle danstan bahsediyor. Zaten dansta da konuşmaya ihtiyaç yok. Özetle, Yang Liping, dans için yaşıyor!

Özel açılışlar dahil hiçbir yere pahalı ya da tasarım kıyafetler ile gitmeyen Yang, ona moda ikonu dediklerinde ise buna çok gülüyor. Çünkü kendine özgü ve etnik kostümleriyle her zaman dikkat çekiyor. Bu konu hakkında ona sorulan sorulara özetle şöyle cevap veriyor: "Köyümdeki pek çok kadın sepet taşır. Bence çanta taşımaktan daha pratik, o nedenle ben de sepet taşıyorum. Tasarımcılardan aldığım hiçbir şeyim yok. El işi üretim yapan zanaatkarlardan alışveriş yapıyorum. Köyümdeki şive ile konuşuyorum. Ben geldiğim yerdeki her şeyi seviyorum. Bazıları kıyafetim dahil, yaşama tarzımı taşralı ya da demode bulabilir. Ama benim gözümde ise bütün bunlar hazine," diyor.

Tam da bu nedenle zamanı geçen bu gelenekleri gençlere aktarmayı kendini adamayı seçmiş Yang. Hatta bu amaçla Kunming'de etnik gruplara ait geleneksel müzik ve danslarını öğreten bir okul bile kurmuş. Dinamik Yunnan Sanat Mirası Merkezi adlı bu okul, Yang'ın uzun vadeli olmasını istediği hayalinin gerçek olması demek. Yıllardır okulda eğitim alacak, köy ve kasabalarda yaşayan ve farklı etnik gruplara mensup yetenekli müzisyen, dansçı ve şarkıcıları keşfediyor. Seçilen öğrenciler, yeteneklerine göre, özellikle nesli tükenmekte olan alandakiler, okuldaki öğretmenlere teslim ediliyor. Fakir öğrenciler ise ücretsiz olarak eğitim alıyor. Okulda her yıl, bölgedeki 25 farklı etnik gruptan 200 öğrenci eğitim görüyor. İlk sömestrin ardından da Yang, içlerinden bazılarını dans etmeleri için topluluğuna seçiyor.

Yang, yıllar içinde sayısız ülkede sahneye çıktı. Ayrıca 1995 yılında "Savaşçı Lanling" adlı filmde rol aldı ve performansıyla beğeni topladı. Yang'ın tarzı, cesur ve bir o kadar da orijinal. Hayattan ve doğadan esinlenerek, sade bir ifadeyi sahnede görkemli bir şölene çevirmeyi becerebiliyor. Ne zaman dans etse, yeniden doğmuş ya da yaratmış gibi güçlü duygularla sarmalanıyor. Neden dans ettiğini, "Pek çok dansçı, sahnede olmak ve ilgi görmek için dansa başlar. Ben ise sadece dans etmeyi seviyorum. Benim bedenim ve yaratılışım böyle. Ben sadece halkım ve kendim için dans ediyorum," diye açıklıyor.

Yang, bugün 60 yaşında ve hâlâ cazibesini koruyan bir kadın. Yıllara meydan okurcusuna güzel, zarif ve alımlı. Çoğu dansçı genellikle 40, nadiren de 50 yaşına kadar sahnede kalır. Peki Yang, sahneyi bırakmayı düşünüyor mu? Buna cevabı tabii ki, "Hayır, henüz değil. Ben yüreğimle dans ediyorum. Pina Bausch, 68 yaşında ölene dek dans etti. Ben de çok yaşlanana ve yüzüme bakılmayacak kadar çirkin olana dek dans etmeyi bırakmayacağım," oluyor gülerek.

系统管理员