Çin'deki azınlık etnik gruplara mensup olan Tu milliyetinin yaşadığı Qinghai-Tibet Yaylası'nın kuzeyindeki dağlık bölgeler ormanla kaplıdır. Bu bölgelerde bulunan geniş otlaklar hayvancılık için elverişli koşullar sağlar. Birbirleriyle kesişen nehirlerin bulunduğu ve ılıman iklime sahip bu bölgelerde birçok sebze ve meyve üretilir.
Tuların en büyük ve geleneksel bayramı olan "Nadun" adını taşıyan bayram, dünyada en uzun süren karnavaldır.
Tular evlerine misafir geleceğini öğrenince hemen içki hazırlayıp kapı önünde beklerler. Tular, yürüyerek, ata binerek ya da arabayla gelen her misafire eve girmeden önce üç kadeh içki içirir. Buna, Tular "attan inme içkisi" derler. Misafir, ev sahibi eşliğinde evin kapısından girerken "eve girme içkisi" içmelidir. Misafir, eve girdikten sonra kırmızı halı döşenmiş, kerpiçten yapılmış yatak üzerinde oturtularak, güzel Tu kızlarının sunduğu uğuru simgeleyen içkiden içer. Daha sonra ev sahibi misafire üç kez yemek ikram eder. İlk kez ikram edilen yemekler arasında, içine tuz koyulan çay ve karpuz büyüklüğündeki çörekler bulunur. İkinci yemek, sütlü çay ve yağlı ekmektir. Üçüncü yemek ise makarnadır. Misafir ile ev sahibi beraber oturarak bir yandan yemek yerler, diğer yandan da şarkı söylerler. Yemekten sonra ev sahibi yola çıkan misafire tekrar üç kadeh içki içirir. Buna Tular, "ata binme içkisi" derler. Tulara göre, misafire çok içki içirmek, saygı ve misafirperverliği gösterir.
"Nadun" Tu milliyetinin dilinde eğlence ve sevinç anlamına gelir. "Nadun", Qinghai eyaletinin Minhe ilçesinde yaşayan Tu milliyetinden halkın bol mahsulü kutladığı bir bayramdır. Bu bayram, ay takvimine göre yılın 7. ayında düzenlenmesinden dolayı "7. Ay Bayramı" olarak da adlandırılır. Yılda bir kez düzenlenen Nadun Bayramı her köydeki halkın en önemli eğlence etkinliğidir. Bu bayram, yazın sonundan sonbahara kadar iki ay sürer. Dolayısıyla bu bayram dünyada en uzun süren karnavaldır.
Nadun Bayramı'nın oluşumuyla ilgili rivayete göre, eski çağlarda bir marangoz ustası varmış. İmparator, bu marangozu çağırarak, ona saray inşa ettirmek istemiş. Üç yıldan sonra muhteşem ve eşi görülmemiş bir saray inşa edilmiş. Ancak, kötü niyetli imparator tüm güzel şeylerin sahibi olmak için marangoza idam fermanı çıkarmış.
Ancak marangoz gece kendi memleketine kaçmış ve imparatorun kötü davranışlarına zaten dayanamayan halkla beraber ayaklanma örgütlemiş. İmparator bunu duyunca, köye askerler göndererek ayaklanmayı bastırmaya çalışmış. Akıllı marangoz, köylüleri gong ve davul sesleri içinde ellerinde savaş bayrağı ve silahları tutup, yüksek sesle "bravo" diye bağırarak köydeki tapınağa gitmeye çağırmış. Askerler bunu görünce çok şaşırmış. Köylüler askerlere "biz bu sene bol mahsulun alınmasını kutluyoruz ve Nadun dansı yaparak Gök Tanrısı'na teşekkür ediyoruz" demiş. Bunu duyunca askerler geri çekilmiş. Kan dökülmesini önleyen bu zekice stratejiden dolayı Tu milliyetinden halk akıllı marangozu anmak için kuşaktan kuşağa yılda bir kez Nadun Bayramı'nı kutlamaya başlamış. Daha sonra bu bayram, kuşaktan kuşağa aktarılarak bol mahsulü kutlayan bir etniklik haline gelmiştir.