Gerçeğini al sahtesini koy

Çin'deki bir deyime göre, eğer binayı ayakta tutan kiriş ve ana direklerin yerine çürük olanlarıyla değiştirirseniz kuşkusuz yapı birgün çökecektir. Bu durumu kısaca "gerçeğini al, sahtesini koy" sözüyle anlatabiliriz.

Diğer yandan savaş planını ustalıkla idare eden bir general, en zorlu rakiplerinin gücünü bile boşa çıkarabilir. Zeka gücünün kas gücünden daha üstün olduğu, bilginin en değerli varlık olduğu birçok deyim ve atasözüyle vurgulanan geleneksel Çin kültüründe savaş stratejisinin önemi büyüktür. Böylece doğru zamanda gerekli savaş hilesini ustalıkla uygulayan bir hükümdar ise düşmanının kendi kendisini çökertmesini sağlayabileceği gibi tüm kontrolleri de eline geçirebilir.

Gerçeğini al, sahtesini koy deyimi de aslında Çin tarihinden gelen bir savaş stratejisidir ve gündelik hayatta da karşımıza çıkan sorunların çözümünde kullanılabilir. Belki de bu deyimi en iyi anlatan tarihi olay ise Qin Hanedanlığı'nın (M.Ö. 221-206) çöküşünün perde arkasında yaşananlardır.

Tarihte ilk kez Çin'i birleştiren hükümdar Qin Shi Huang, iktidarını ve ülkesini güçlü temeller üstünde yükselterek, Qin Hanedanlığı'nın imparatoru haline geldi. Qin Shi Huang kendinden emin bir şekilde saltanatını uzun yıllar sürdürdü. Ülke yönetimine kendini adayan imparator, bu nedenle kendisinden sonra tahta geçecek varisini belirmeyi ihmal etti.

Fakat Qin Hanedanlığı sarayında iki farklı politik grup vardı. Saraydaki bu iki blok yer yer imparatorun büyük oğlu Fu Su ve küçük oğlu Hu Hai'yi tahtın potansiyel varisi olarak desteklerdi. Fu Su'yu destekleyenlerin başında Meng Tian gelirdi. Meng Tian, iyi kalpli ve dürüst bir adam olarak ün salmıştı. İmparatorun küçük oğlu Hu Hai'yi destekleyen bloğun başında ise Zhao Gao gelirdi ki kendisi küçük prensin duygusal hazlarına boyun eğdiği için Hu Hai'yi haddinden fazla şımarık bir çocuk gibi yetiştirmişti.